Efsaneye göre Ferhat[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Persler döneminde yaşamış ünlü bir nakkaştır. Sultan Mehmene Banu'nun yeğeni Şirin için yaptırdığı köşkün süslemelerini yaparken Şirin'i görür ve birbirlerine sevdalanırlar. Ferhat[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Sultan'a haber salarak Şirin'i istetir. Sultan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]yeğenini vermek istemez. Ferhat'ı oyalamak için dağı delip şehre su getirmesini şart koşar. Ferhat[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] zekası[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] teknik bilgisi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bilek gücü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aşktan aldığı kuvvetle dağı deler.
Mehmene Banu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dağı delip suyun akacağı kanalı tamamlamak üzere olan Ferhat'ın yanına yaşlı dadısını göndererek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Şirin'in öldüğü haberini ulaştırır. Ferhat[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu acı haber üzerine[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] elinde tuttuğu külüngü havaya atar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] düşen külünk Ferhat'ın başına isabet eder ve Ferhat orada ölür. Ferhat'ın acı haberini alan Şirin korku ve heyecanla olayın geçtiği kayalığa gelir.Ferhat'ın öldüğünü görünce bu acıya dayanamaz ve kayalıklardan aşağı yuvarlanarak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] orada can verir. Her iki sevgiliyi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] can verdikleri kayalıklarda yan yana gömerler.
Bu aşk öyküsünün Karagöz oyunlarındaki işlenişi ise şöyle :
Hacıvat tarafına Şirin’in köşkü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Karagöz tarafına ise dağ kurulur. Hacıvat’ın tegannîsinden sonra perdeye gelen Karagöz Hacıvat’a “Kendi tarafına köşk benim tarafa ise moloz yığını koymuşsun” diye sitem eder. Bunun üzerine Hacıvat Ferhat ile Şirin öyküsünü anlatmaya başlar. Bu sırada Karagöz ile Hacıvat çekilirler ve olay canlanır.
Ferhat ile Şirin birbirlerini çok severler. Fakat Şirin’in annesi Şirin’i Ferhat’a vermek istemez. Hacıvat’ın araya girmesi sonucu Şirin’in annesi bir şart koşar. Amasya şehrinde su yoktur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] eğer Ferhat Elmadağı'nı kazması ile yarıp şehre su getirirse Şirin’i vermeye razı olacaktır.
Ferhat Hacıvat’tan bir külünk bulmasını ister. Hacıvat Karagöz’e giderek bir külünk ısmarlar. Külüngü zamanında yetiştiremeyen Karagöz evden kendi kazmasını getirir. Ferhat dağı kazma ile yararak şehre su getirmesine rağmen Şirin’in annesi Şirin’i vermeye razı olmaz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] büyücü bir kadın bularak onları ayırmak ister. Büyücü kadın Ferhat’a gelerek Şirin’in öldüğünü söyler. Ferhat büyücü kadını öldürür[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tam kendi canına da kıymak üzeredir ki Karagöz gelerek Şirin’in ölmediğini söyler ve iki sevgiliyi birbirine kavuşturur ...
Yazar
Mesaj
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:14 am
Keçmiş zamanlarda bir kasıb oğlu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] varlı gızını sevir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gız da onu sevir. Ancag gızın ata-anası sevgilileri govuşmağa goymur. Çaresiz galan oğlan özünü gayadan atır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ölür. Gız ise heç kese ere getmir. Her gün hemin gayanın başına çıhıp doyunca ağlayır. İller ötür[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gız da dünyadan göçür[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sonra hemin gaya dibinden göz verir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] damcı-damcı ağlayır. İki sevgiliye ağlayır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] nakam mehebbete ağlayır.
Damcılı bulag o gızın gözyaşından emele gelib.
Bu metinde geçen Azerice kelimeler:
Ata: Baba. Bulag: Nehir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] göl. Damcı: Damla. Er: Koca. Govuşma: Kavuşma. Goymamak: İzin vermemek. Hemin: Bu. İl: Yıl. Kasıb: Fakir. Keçmiş: Geçmiş. Özünü: Kendini. Varlı: Zengin. Kaynak: Oruç[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Birsel (1988)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Efsanelere Göre Azeri Türkçesinin Ses Özellikleri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Konya[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yüksek lisans tezi.
</tr>
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:14 am
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Gız Gölü / Kız Gölü Efsanesi
Ülke: Azerbaycan
Gutgaşen rayonunda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] halkın “Gız Gölü” adını verdiği küçük bir göl vardır. Eskilerin anlattıklarına göre[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir zamanlar bu gölün yerinde zengin bir hanın sarayı var imiş. Çok gaddar ve zalim olan bu hanın hükmü taşa bile geçermiş.
Buralarda akıllı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bilgili ve “gözel - göyçek” bir kız yaşarmış. Bu kız güzel olduğu kadar da gururlu imiş. Kendisine âşık olan nice varlıklı insanların elçilerini hep geri çevirirmiş. Ama o[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] obasından sade bir genci[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hanın çobanını severmiş.
Han bir gün ava çıkar. Bir pınarın başında bu kızı gören han ona âşık olur. Ancak kıza gönderilen elçiler reddedilir. Hana haber ulaştırılır: “Bu kız senin çobanını seviyor.” Han öfkelenir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hiddetlenir ve çobanını zindana attırır. Arkasından da kızı zorla sarayına getirir. Ancak kız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] esir olsa da hana gönül vermez. Kız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hanın önünde diz çökerek yalvarır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendisinden vazgeçmesini ister. Bu yalvarmalar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hanın kalbini etkilemez. Kız ise kurtuluşu kendini öldürmekte bulur. Bunu anlayan han[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kızın yanında birkaç koruyucu bulundurur.
Çaresiz kalan kız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gözyaşlarını dökmeye başlar. Gece gündüz ağlar.Sıcak ve tuzlu gözyaşları yanakları yakıp akar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gider. O[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] toprağı da yandırır;yerde bir çukur oluşur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gözyaşları orada birikmeye başlar.Bu azaba bulutlar dayanmaz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yağmur olup kızın gözyaşlarına karışır.Çaylar da razı olmaz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] akış yönlerini değiştirip kızın gözyaşlarına kavuşur.Sonunda burada tuzlu bir göl oluşur. Bütün bunlara karşılık zalim han[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] insafa gelmez[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kızla evlenme arzusundan vazgeçmez.
Bu göl[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kızın inlemeleri gibi çoğalıp hanın sarayını içine alacak kadar büyür ve her taraf suyla dolar.O günden sonra bu göl[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] “Gız Gölü / Kız Gölü” diye anılmaya başlar. Bugün de çevre insanları aynı adla söylerler ama çoğu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kız ile hanın kim olduklarını bile bilmezler. Kaynak: Saim Sakaoğlu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "101 Türk Efsânesi"
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:15 am
Aztlân ve Aztek Göçü Efsanesi
Zaman: Milattan önce 13-15. yüzyıllar Mekân: Meksika Vadisi
Ülkenin sakinleri olan diğerleri gibi bu insanlar da[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Aztlân adlı ve yaşadıkları yerdeki Yedi Mağaralar'dan ayrıldılar. Aztlân[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Beyazlık" ya da "Balıkçılların Ülkesi" demektir. FRAY DIEGO DURAN[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 16. YÜZYIL.
Aztekler ve müttefikleri 15. yüzyılda ve 16. yüzyıl başlarında orta ve güney Meksika'da bir imparatorluk kurdular[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] imparatorluk[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Hernân Cortes'in İspanyol Seferi sonunda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ancak yüz yıl yaşadıktan sonra yıkıldı. Günümüz Meksika ulusal efsanelerinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Aztekler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kahraman yerli geçmişi ve yabancı istilasının trajedisini temsil edecek biçimde popüler hayal gücünde idealleştirilmiştir.
Aztek başkenti Tenochtitlan'ın İspanyol sömürgesi Mexico City'ye dönüştürülmesi ve çağdaş milletin başkenti olmaya devam etmesi Aztekler'i İspanyol öncesi kolektif 3000 yıllık kültürel mirasın en önemli temsilcileri olarak diğer kızılderililerin üzerine çıkarmaktadır.
Codex Boturini'den bu sayfalarda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Aztekler'in bir gölün ortasında bir ada olan Aztlân'dan göçmeleri resmedilmiştir. EFSANENİN KÖKENİ
Aztekler nereden gelmişlerdir? Aztek kaynaklarına dayanılarak hazırlanan ilk sömürge tarihçeleri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] resimli belgeler ve arkeolojik kazılar Aztekler'i tarihsel bir kesinlikle ancak 13. yüzyılda Meksika Vadisi'ne kadar izleyebilmiştir. Kökenlerinin coğrafi bölgesi hâlâ çözümlenmemiş bir muammadır.
Aztekler'in[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 13. yüzyılda kuzey çöllerinden Meksika Merkez Yaylaları'na göçen göçebe avcı ve kısmen çiftçi kabilelerden biri oldukları anlaşılmaktadır. Efsanelerde çıkış yerleri olarak kuzeyde Aztlân'dan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Balıkçıl kuşlarının yeri"nden söz edilmektedir. Aztlân bir göldeki bir ada tepe olarak tanımlanmaktadır.
Aztekler yaratılış zamanında orada topraktan ve mağaralardan çıkmışlardır. Bir gün gelmiş oradan ayrılmaya karar vermişler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kanolarına binip karaya çıkmışlar ve uzun göçlerine başlamışlardır. Çok geçmeden Meksika "ay insanları" diye bir grup kendilerine katılmıştı (ondan sonra Meksika-Aztekleri adını almışlardır). Başlarında reisleri Huitzilopochtli ("Soldaki Sinekkuşu") vardı. Bu daha sonra[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] rahipler tarafından taşınan kutsal bir simge olarak görülmektedir. Göç devam ederken rahipler Huitzilopochtli'nin kabilenin ne yöne gideceği hakkındaki kehanetlerini sözlü olarak ifade etmekteydiler.
Huitzilopochtli'nin mucizevi doğumu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] göçten önce gerçekleşmişti. Efsaneye göre yaşlı rahibe Coatlicue[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Coatepetl ("Yılan Dağ") tepesinde bir tapınağı süpürürken gökten bir tüy topu düşmüş ve kendisini Huitzilopochtli'ye hamile bırakmıştı.
Coatlicue'nin oğulları Centzonhuitznaua ("dört yüz" yani çok) ve büyük kızı Coyolxauhqui annelerinin hamileliğini öğrenince kızmışlar ve onu öldürmeye karar vermişlerdi.
Silahlı düşman dağa tırmanmaya başlamıştı. Huitzilopochtli birden yüreklere korku salan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] doğaüstü güçlü bir savaşçı olarak doğmuştu. Bir "Ateş yılanı" atarak Coyolxauhqui'yi delmiş ve başını kesmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gövdesini dağdan aşağı atıp parçalamıştı. Sonra Centzonhuitznaua'yı kovalamış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hiç acımadan hepsini öldürmüştü.
Kabile göçe devam ederken bazı yerlerde yıllarca kaldığı oluyordu. Yine konakladıkları bir yerde muhalif bir grup kabileden koptu. Kabile[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 10. yüzyıl Tolteca-Chichimecaları'nm daha önceki göç hikâyesinde de yer alan Culhuacan-Chicomoztoc Dağı'nda da durakladı. Aztekler Meksika Vadisi'ne gelince[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Chapultepec pınarları yakınlarına yerleşmek istediler.
Burada bir savaş daha yapıldı ve Huitzilopochtli düşman reisini öldürüp kalbini göl kıyısındaki bataklığa attırdı. Ama bataklığa atılan kalp[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] göçebe kabilenin daha sonra büyük piramitlerini yapıp başkentleri Tenochtitlan'ı kuracakları yere düştü. Burası efsanelerde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] beyaz ardıçlarla ve söğütlerle kaplı bir alan olarak tarif edilir.
Anlatılanlara göre[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir derede beyaz yılanlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kurbağalar ve balıklar yüzüyordu. Bir başka hikâyede suları kara ve sarı renklerde olan iki dereden söz edilir. Aslında bu görüntüler Historia Tolteca-Chichimeca'da yer aldığından[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daha eski kaynaklardan alınmadır.
Aztekler sonunda bir kaya üzerindeki kaktüsün üstüne konmuş bir kartal gördüler. Bu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Huitzilopochtli'nin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kabilenin yerleşeceği kehanetinde bulunduğu ve uzun zamandır aradıkları noktaydı. Bu olay[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Aztek takvimine göre "2 ev" yılında gerçekleşmişti ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu da Hıristiyan takviminde 1325'e tekabül ediyordu. GERÇEĞİ GERÇEK OLMAYANDAN AYIRMAK
Bu efsanevi olaylardan ne anlam çıkarabiliriz? Aslında Aztekler'in Meksika Vadisindeki ilk yılları çok farklı bir tablo çizmektedir. Aristokrat bir hükümdar ailesi olmayan barbarlar olarak aşağılanan ve diğer eski kentli topluluklar tarafından yenilgiye uğratılan kabile[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sazlıklar arasına kaçmak zorunda kalmıştı. Ancak dirençli ve girişimci insanlardı.
1428 yılı geldiğinde kentli hayat biçimini benimsemişler ve Tetzcoco ile Tlacopanlar'la ittifak kurmuşlardı. Güçler dengesini ustaca dengeleyerek yaptıkları fetihlerle Tenochtitlan'ı Meksika'nın en korkulan ve en zengin kentine dönüştürmeyi başardılar. Hükümdar Itzcoatl çok geçmeden yeni bir tarihi kimlik belirleme ihtiyacını gördü. Toplanan meclis karanlıkta kalmış geçmişlerini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] varolan kabile göç hikâyelerini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] katlanılan aşağılanmaları ve saygın ataların eksikliğini gözden geçirdi: Bütün bunlar yeni imparatorluk statüsü için kabul edilemez şeylerdi. Eski belgeler yakıldı. Çok tanınmış efsanevi olayları içeren yeni ve "resmi" bir tarih hazırlandı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Huitzilopochtli tanrılaştırılmış Aztek koruyuculuğuna yükseltildi.
(Solda) Yenilgiye uğramış Coyolxauhqui: Büyük Tenochtitlan Tapınağı'nda bulunan bir heykel. (Sağda) Aztekler'i Tenochtitlan başkentlerini kurmaya götüren alamet: Bir kaya üzerindeki kaktüse tünemiş bir kartal (Codex Mendoza'dan).
Bu "resmi" metinleri inceleyen araştırmacılar Aztlân'daki başlangıcın Guatemala[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Meksika'nın içleri kuzeybatıdaki Michoacan ve kuzeyde New Mexico'ya yayılmış göç hikayeleriyle uyumlu olduğuna dikkat etmişlerdir. Olay uzak bir ülkede ya da kuzeyde bir gölde yeni bir çağ ile başlar. İnsanlar genellikle toprağın altından ya da sudan çıkarlar. Bir anlaşmazlık ya da savaş sonunda bir Tanrı ya da Tanrıça'nın önderliğinde göçe çıkılır. Göçen gruba başkaları katılır ve doğaüstü bir lider ya da ulak göç yolunu gösterir.
Böylece resmi Aztek göç hikâyesi de varolan örnekleri yansıtmaktaydı ve Aztlân da belirli bir coğrafi mekândan çok Aztekler'in yarattığı bir efsane mekânıydı. Bu neden Aztlân'ı bulma çağdaş çabalan hep başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Huitzilopochtli'nin "babasız" doğumu ve düşmanlarını öldürmesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Aztekler'in "yasal" bir aristokrat soyun eksikliğini kapamak için konulan bir efsane olarak görülmektedir. Huitzilopochtli'nin zaferini kutlamak için Büyük Tenochtitlan Piramiti[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] efsanevi Coatepetl Dağı'nın simgesi olarak inşa edilmiştir. En tepede Mezoamerikan tarımsal Yağmur Tanrısı Tlaloc'un tapınağının yanında Huitzilopochtli'nin tapınağı vardı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aşağıda da Coyolxauhqui'nin parçalanmış cesedinin heykeli duruyordu. Aztekler böylece cesaret[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gurur ve yıkıma odaklanan savaşçı kültürleri için bir esin kaynağı yaratmışlardı.
(Solda) Aztekler'in Tenochtitlan başkentlerini kurmak için çıktıkları efsanevi göç yolu. (Sağda) Çifte tapınaklarıyla Büyük Tenochtitlan Piramiti.
Ancak eski Meksika'da en azından İÖ l. binyılda orta yayla havzalarının kentli insanlarıyla kuzeyin kurak bölgelerinin kavimleri arasında ilişkiler olduğu gerçeği vardır. Aztekler'in bu geniş bölgeden oldukları düşünülebilir ve Aztekler kent hayat biçimine ne kadar alışmış olsalar da[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] geçmişlerini tümüyle unutacak insanlar değillerdi.
Bu nedenle Aztlân'ın araştırılması[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir zamanlar Birleşik Devletler'in güneybatı çölleri ile Meksika yaylaları arasında yaşayan pek çok toplum arasındaki kültür tipinin araştırması ve bu insanların eski ve çağdaş Meksika tarihine nasıl biçim verdikleri sorununun araştırılması olarak görülebilir.
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:15 am
Ali Taşı Efsanesi
Yöre: Batı Trakya
Karyemiz Demircik'te[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Ali Taşı" isminde gayet yüksek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] uçurumlu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] üç-dört minare yüksekliğinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dimdik bir taş vardır. Yüksekliği kadar genişliği de vardır. Ali Taşı adını almasının sebebi: Çok eski zamanlarda oralarda yabani keçi ve yabani tekeler varmış. Karyemizden Ali isminde birisi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] birgün[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir torba mısır unu ile karışık tuz alıyor. Bir de uzun ve geniş bir de tahta alıyor. Doğru taşın üstüne çıkıyor. Tahtanın bir ucuna doğru bir kilo kadar tuz ile karışık mısır unundan döküyor ve tuzlu mısır ununu döktüğü tarafı uçuruma doğru uzatıp[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] diğer boş olan tarafı bir taş ile bastırıyor... Keçiler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tuzlu una gelip tahtanın üstünden yürüyerek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] uçurum tarafına geçtikleri zaman[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ağır gelip aşağıya düşüyor. Ali de aşağıda bıçak ile bekleyerek hayvan düştüğü zaman kesip[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yüzüyor ve evine götürüyor. Bu işi çok defa yapıp tekrarlıyor. Bir çok defalar böyle hayvanları öldürtüp beş minare yüksekten tahta ile beraber kırdırıyor.
Bu işi senelerce yaptıktan sonra bir gün yine tahtayı yerleştirirken: "Yeter Ali Yeter.. Artık bırak bu işi... Yeter..." diye bir ses işitiyor. Ali[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu sesten korkuyor ve hemen kaçıyor... Bu işi altı ay kadar terk ediyor... Altı aydan sonra yine gidiyor... Bu sefer taşın üstünde tahtayı yerleştirirken kendi düşüp parçalanıyor. Nâmı nişanı kalmıyor. O zamandan beri bu taşın ismi "Ali Taşı" kalıyor.
Yer: Demircik Köyü-İskeçe Kişi: Abdullah Dede (Nokta[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 7.10.1988[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İskeçe)
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:15 am
Beyaz Yılan Hanım (sözlük anlamıyla: Beyaz Yılan Efsanesi)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] herhangi bir yazılı formu ortaya çıkmadan önce[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sözel gelenekte yer edinmiş bir Çin efsanesidir. Bugüne kadar Çin kültüründe defalarca[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] farklı şekiller ele alınmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] opera[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] film ve TV dizilerinin konusu olmuştur. Feng Menglong'un[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ming Hanedanlığı dönemindeki Jing Shi Tong Yan isimli eserinde yer alan "Leifeng Pagodası'nda Sonsuza kadar Hapsolmuş Beyaz Yılan Hanım" hikâyenin kurgulanışının ilk örneği gibi gözükmektedir. Temelde hikâyenin konusu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir hanım ile genç bir alimin birbirlerine olan aşkıdır; fakat alim kadının aslında bir insan değil de insan formundaki beyaz bir yılan ruhu olduğunu bilmemektedir. Alimin ruhunu kurtarmak için araya giren bir Taoizm rahibi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yılanı Leifeng Pagodası'ndaki derin bir kuyuya atar. Hikâyeye farklı versiyonlarda başka kahramanlar da dahil olur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sevgililerin sonu farklı sürümlerde farklıdır.
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:15 am
“İki yaşında kimsesiz kaldı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] üç yaşında savaşa başladı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yedi yaşında da herkesçe bilinen bir kahraman oldu.”
Bunlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Çin’in Cangır Destanı’nda anlatılanlardır.
Destan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 15. yüzyıl ile 17. yüzyılın ilk yarısı arasındaki dönemde Moğollar’ın Oyrat kabilesinin yaşadığı bölgede ortaya çıkmıştı. “Oyrat” kelimesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Moğolca’da “ormanın kabilesi” anlamına gelir. Oyratlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Çin’in Xinjiang Özerk Bölgesi’nde yer alan Altay Dağları’nda yaşamışlardı.
Destanın baş kahramanı Cangır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] iki yaşındayken Mongus adlı acımasız bir kabile reisinin saldırısında anne-babasını ve yuvasını kaybeder. İntikam almaya karar veren Cangır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] üç yaşındayken Arenzan adlı doğaüstü güce sahip bir ata inerek düşmanlarla savaşmaya başlar. Cangır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yedi yaşındayken kazandığı başarılar nedeniyle Bomuba bölgesindeki halk tarafından Han seçilir. Yenilgiyi kabul etmek istemeyen Mongus[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Bomuba hanlığına sık sık saldırır. Cangır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 35 güçlü komutanı ve 8 bin cesur askeriyle hanlığını korumayı başarır ve ismini Moğolların 44 hanlığına duyurur. Verdiği çetin mücadeleler sonucunda Cangır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] olağanüstü yeteneğiyle bir “İdeal Ülke” kurar. Ülkesindeki halk 25 yaşındaki gençliğini her zaman korur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dört mevsimi her zaman yemyeşildir ve her yer neşe doludur. Kış mevsimi yaşamayan bu ülke[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] her zaman bahar havasıyla doludur; yaz olmayan bu ülke her zaman sonbaharın bolluğuyla geçinir.
Destanda şu satırlar yer alıyor: “Bomuba’da kış ve soğukluk yok[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dört mevsim ilkbahar güneşiyle parlar; acı ve ölüm yok[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] herkes gençliğini sonsuza kadar korur; yoksulluk yok[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yalnızca zenginlik ve refah var; kimsesiz çocuk ve dul yok[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yalnızca canlılık var; kargaşa ve panik yok[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yalnızca mutluluk ve huzur var; değerli hayvanlar dağlarda oynar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sığır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] koyun[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] at ve develer bozkırı doldurur; rüzgarlar hafifçe eser[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yağmurlar toprağı besler.”
Bir uzun kahramanlık destanı olan Cangır Destanı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kahramanların kişiliklerinin tasviri bakımından son derece başarılıdır. Örneğin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Destanda Cangır’ın acı dolu çocukluğu ve çetin mücadeleleri defalarca anlatılmakla[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] akıllı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] cesur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yetenekli[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kabile üyeleri tarafından candan sevilen ve ülkesi için her şeyini feda eden bir kahraman imajı çizilir. Diğer bir örnek olarak büyük kahraman Hongur’la ilgili anlatımı gösterebiliriz. Destanda Hongur hakkında şunlar anlatılıyor: Hongur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] “Moğolların 99 özelliği”ni bir arada toplar; bozkırlarda yaşayan kahramanların bütün seçkin kişiliklerini sergiler; halkına sonsuza kadar sadık kalır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] düşmanları nefret eder; dağ kartalı gibi cesur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hiçbir zaman boyun eğmez ve iradelidir; Bomuba için ölümü bile göze alır. Hongur için anlatılan bu özellikler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aslında Moğolların çalışkanlığı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kararlılığı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kahramanlığı ve savaşçı karakterlerinin toplu ifadesidir.
Destanda Altay Dağları’nın görkemliliği ve Oyratların yaşam ortamı bu milletin özellikleri katılarak ayrıntılı şekilde anlatılıyor. Bununla birlikte destanda Moğolların özgün karakterleri ve estetik anlayışı da açıkça görülebiliyor. Başka bütün destanlarda olduğu gibi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Cangır Destanı’nın milli özellikleri de dil kullanımında kendini gösterdi. Destanda Oyratların zengin halk konuşma dillerine[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] eski türkülerine[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tebrik ve övgü sözlerine[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] deneyim ve atasözlerine yer verildi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aynı zamanda düz anlatım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] abartma ve benzetme gibi yöntemlere de baş vuruldu. Örneğin destanın Cangır’ın düğünü öncesiyle ilgili bölümünde “Cangır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] evlenme teklifinde bulunan 49 kızı reddederek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 16 yaşındaki Prenses Aga Şabdella’yı seçti” sözleri defalarca tekrarlandı.
Klasik Moğol edebiyatının zirvesi olan Cangır Destanı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daha sonraki Moğol edebiyatı üzerinde derin etki yaratmıştı. Cangır Destanı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bugün Çin hükümetinin öncelikli himayesi altında bulunan kültür miras konumundadır.
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:15 am
Çin mitolojisine göre başlangıçta evren[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir yumurtanın içindeydi. Evrende ilkin sonsuz ve sessiz bir hiçlik varmış. Her yer karanlıklar içindeyken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ilk olarak Pengu (Pan Ku) oluştu. Pengu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yumurtanın kabuğunu kırarak dünyayı 18.000 yılda düzene soktu. Yumurtanın üst kısmı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yükselip gökyüzünü Yang'ı meydana getirdi. Alt kısmı ise çökerek yeri Yin'i oluşturdu. Yin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dişi; Yang ise erkekti. Birbirlerini tamamladılar. Bu iki gücün birleşimi dev bir yaratıcılık etkisi doğurmuş ve sonuçta dünyanın ve varlıkların temelini oluşturmuştur. Bu ikiliğin her parçası birbirine geçmekte[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] birbirini koşullandırmakta[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ayrı olamamakta[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] böylece karşıtlar arasındaki birlik ve savaş oluşmaktadır. Yin ve Yang enerjileri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sürekli birlikte dans ederler ve böylece kozmik dengenin uyumunu yaratırlar. Yin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] soğuk[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] karanlık ve atıldır. Yang[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sıcak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aydınlık ve hayat doludur. Bu ikili[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sonradan Feng shui'yu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hayat enerjisinin akışını anlatan yaşama sanatını ortaya çıkarmıştır.
Çin geleneklerine ve inanışlarına göre yaşamın sürmesini sağlayan; “Yin - Yang” olarak adlandırılan iki evrensel güç ve bu iki gücün etkileşiminin dengede tutulabilmesi prensibidir. Evrendeki bu iki karşıt gücün varlığı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] var oluşun ayrılmaz iki kutbudur ve bu iki kutup sayesinde “Denge” sağlanabilmektedir. İnsanların vücudunda da bulunan bu iki karşıt gücün dengesi bozulduğu zaman[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hastalıklar oluşmaktadır. Çin simgeleri arasında başı çeken "Yin -Yang"ta ortada beyaz ve siyah daireler bulunur. İç içe olmaları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu ikiliğin düalitenin doğada olduğuna işaret eder ki aynı zamanda eril olanın dişili[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dişil olanın erili içinde barındırdığına da dikkatimizi çeker.
Pengu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Yin ve Yangı oluşturduktan sonra ölür. Öldükten sonra sol gözünden güneş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sağ gözünden ay[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kanından denizler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] saçlarından ormanlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gövdesinden yeryüzü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] son soluğundan da rüzgarlar meydana gelmiş. Daha sonra çürüyen bedeninde kaynaşan böceklerden de insanlar oluşur.
Zamanla gökyüzünün bir bölümü denizlere düşerek insanlığı yok etti. Bunun üzerine Tanrıça Nü-kua[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yengeç elleriyle gökyüzünü yukarıya kaldırdı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] denizleri yeniden sınırlarına itti ve çamurdan yeni bir insan türü yarattı.
Yapısal birlik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] evrensel cevher "Çi" aracıyla gerçekleşmektedir. "Çi"[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir enerji[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] “yaşam enerjisi” olarak izah edilebilir. Çi'yi tek bir tanımla anlatmak mümkün değildir. Çin Tıp anlayışına göre[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tüm evrene yayılmış "Çi" adlı bir enerji denizinin içinde yaşıyoruz. "Çi"[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tüm canlılığın ölçüsü. Bir insanın "Çi" enerjisi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] üç yoldan sağlanıyor; doğum sırasında[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] soluduğumuz hava ile[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yediğimiz ve içtiğimiz besinlerle.
Çin mitolojisinde Ejderlere büyük önem ve yer verilmiştir. Mitolojiye göre "Long" adı verilen ejderlerin beş türü mevcuttu: Tanrıların evlerini koruyan kutsal ejderhalar; rüzgar ve yağmuru yöneten[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aynı zamanda su baskınlarına neden olan ejder ruhlar; denizlerin ve okyanusların derinliklerini temizleyen doğa ejderleri; defineleri koruyan ejderler; ve beş pençeli imparator ejderhalar. Taoizm'de ejderler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yang ilkeleri taşırlar ve sık sık su yada bulutlarla çevrilmiş olarak resmedilirler. Çin mitolojisinde Long-wang'lar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yani Ejderha Krallar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Taoizmde mistik yaratıklar olarak yerlerini almışlar. Yuan-shi tian-zong tarafından yönetilirler ve yılda bir kere ona raporlarını sunarlar. Cenaze törenleri ve yağmurlar üzerinde yargılama yetkisine sahiptirler. Eğer soylarından gelenlerin cenaze törenlerinde talihsizliklerine neden olacak kadar hata yapılırsa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ejder Krallar dua etmeye başlarlar. Aynı zamanda kuraklık ve kıtlık devrinde onlar yağmur yağdırırlar.[1]
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:15 am
2. yüzyılın ortasında büyük bir ün kazanmış bir Siyenpi kahramanı olan ve adı Çin tarihlerinde Ta-şe-hoay diye geçen Siyenpi yabgusu hakkında şu kısa destan vardır:
Mo-lo-heu adında bir Siyenpi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] cenup Kkunlarının ordusunda üç yıl askerlik yaptı. Bu müddet arfında karısı bir çocuk doğurarak adını Tan-şe-hoay koydu. Mon-lo-heu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yurduna dönüp çocuğu görünce büyük bir öfkeye kapılarak kadını da[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çocuğu da öldürmeye kalktı. Kadınsa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] birgün büyük bir gök gürültüsünden korkarak göğe bakınca[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ağzına bir dolu tanesi düştüğünü ve bundan gebe kalarak on ayda bu çocuğu doğurduğunu söyledi. Mo-lo-heu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu harikalı işe inanmış görünmekle beraber çocuğun yüzünü görmek istemedi. Anası da onu gizlice büyüttü. Çocuk 15 yaşlarına geldiği zaman[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] birgün kendi sürülerini yağmaya gelen haydutlarla o kadar kahramanca çarpıştı ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hemen büyük bir ün kazandı. Yanına bir çok yiğit toplandı.
Siyenpilerin tarihi bir şahsiyeti olan Tan-şe-hoey için söylenen bu destanda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] öteki destanlara göre bir zayıflık göze çarpmaktadır. Burada[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Siyenpi kahramanına harikulade bir doğuş isnat olunmaktadır. Destanın fakir olmasının bir sebebi de[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] teşekkülünden hemen sonra[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Çin tarihçileri tarafından tespit olunmuş olmasıdır. Bu yüzden destan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] zenginleşmeden kağıda geçirilmiştir. Bununla beraber[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu destân[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu şekliyle bugünkü Altay Türklerinin Töles ve Mundus uruklarında yaşamaktadır.
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:16 am
Faslı genç kızın babası[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir iplik eğiricisiydi . İşleri iyi gittiğinden Akdeniz yolcuğuna çıkarken kızını da yanında götürmüştü . İplikleri satmak istiyordu. Kızına da kendisine iyi bir koca olabilecek bir koca aramasını söylemişti. Ancak Mısır yakınlarında çıkan bir fırtına[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] geminin batmasına neden oldu.
Baba[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] öldü; kız ise karaya savruldu. Perişan ve bitkin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] önceki hayâlini hayâl meyâl hatırlar bir halde kumların üzerinde yürüdü. Tâ ki dokumacı bir aile ile karşılana dek. Onu aralarına alıp kumaş dokumayı öğrettiler. Nihayet mutlu olmuştu. Ancak bir kaç yıl sonra Doğu’dan İstanbul’a doğru yol alan köle tacirleri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onu kıyıda yakalayıp köle pazarına götürdüler. Gemilere direkler yapan bir adam[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] işinde kendisine yardım edecek köleler satın almak için pazara gitmişti. Kızı fark ettiğinde acıyıp onu satın aldı ve karısına hizmet etmesi için eve götürdü. Ancak korsanlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yatırım yaptığı yük gemisini çalınca; adam[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] başka köle alamadı. Kız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] adam ve eşi; tüm direkleri kendi kendilerine yapmak zorundaydılar.
Kız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dürüstçe ve çok çalışıyordu. Adam[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kızın çok yetenekli olduğunu düşündüğü için en sonunda ona özgürlüğünü bağışlayıp iş ortağı yaptı. Bu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kızın çok hoşuna gitmişti. Birgün adam[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ondan yaptıkları direkleri Cava’ya götürürken eşlik etmesini istedi. Kız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kabul etti. Ancak gemi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Çin kıyılarının açıklarında tayfuna yakalandı. Kız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yine garip bir kıyıdaydı ve yine kaderine lânet ediyordu. “Neden hep bu kötü şeyler benim başıma geliyor?“ diye soruyordu. Hiç cevap yoktu. Kumların üzerinden kalkıp kıyıdan içerilere doğru yürümeye başladı.
Çin’de[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yabancı bir kadının ortaya çıkıp imparator için bir çadır yapacağına dâir bir efsane vardı. Hiç kimse[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] nasıl çadır yapılacağını bilmediği için[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bütün halk ve birbirini izleyen tüm imparatorlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu kehanetin sonucunu merak ediyorlardı . İmparator[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tüm yabancı kadınları saraya getirmeleri için her şehre yılda bir kez ajanlarını gönderiyordu. Sırası gelince kazazede kız da imparatorun huzuruna çıktı.
İmparator[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir tercüman aracılığıyla ona çadır yapıp yapamayacağını sordu. “Sanırım yapabilirim.“ dedi kız. Bir ip istedi; ancak Çinlilerde ip yoktu. Bunun üzerine bir iplik eğiricisinin kızı olduğunu hatırlayarak ipek isteyip iplik eğirdi. Kalın bez istedi; ancak Çinlilerde kalın bez de yoktu. Bu yüzden dokumacıların arasında geçen hayatını hatırlayarak çadır için kullanılan türden bir bez dokudu. Çadır direği istedi; ancak Çinlilerde hiç yoktu. Bu yüzden direk yapan adamdan öğrendiklerini hatırlayarak çadır direkleri yaptı.
Bütün herşeyi hazırladığında[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hayatı boyunca görmüş olduğu tüm çadırları elinden geldiğince hatırlamaya çalıştı. En sonunda çadır yaptı. Buna hayran kalan ve eski kehanetin gerçekleşmesinden çok etkilenen imparator[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kızın tüm dileklerini yerine getirdi. Kız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yakışıklı bir prensle evlendi. Çocukları ile birlikte Çin’de kaldı ve mutlu bir yaşam sürdü. Yaşadığı şeyler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o anda berbat görünmüş olsa bile[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sonuçta mutluluğunu bunlara borçlu olduğunu anlamıştı…
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:16 am
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Eski Bir Hint Efsanesi
Ülke: Hindistan
Çok eski bir Hint efsanesine göre bir zamanlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bütün insanlar birer tanrıymışlar. Ama tanrılıklarını o kadar kötüye kullanmışlar ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tanrılar başı Brahma[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onların elinden tanrısal güçlerini alıp[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hiç bulamayacakları bir yere gizlemeye karar vermiş. Böylece bütün sorun gizli bir yer bulmak olmuş.
Bir çözüm bulmak için toplanan küçük tanrılar konseyi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şunu teklif etmişler: “İnsanın tanrısal gücünü toprağa gömelim.” Ama Brahma “Olmaz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] insanoğlu toprağı kazıp onu bulabilir.” demiş.
“Öyleyse onu okyanusların en derinine atalım.” demişler. Brahma[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yine “Olmaz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çünkü er-geç insanoğlu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bütün okyanusların dibini araştıracak ve kuşkusuz bir gün onu bulup çıkaracak.” demiş.
Küçük tanrılar demişler ki: “O zaman onu gizleyecek bir yer bilemiyoruz! Çünkü yeryüzünde ya da denizin içinde insanoğlunun günün birinde erişemeyeceği bir yer yok gibi.”
Brahma “Bakın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ne yapalım… İnsanın tanrısal gücünü kendi varlığının en derinine gizleyelim. Çünkü insanın aramayı akıl edemeyeceği tek yer orası.” demiş.
Ve efsane şöyle biter: Ta o zamandan beri insanoğlu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendi içinde olan bir şeyi bulmak için[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dünyanın çevresini dolanmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tırmanmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dalmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kazmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] arayıp durmuş.
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:16 am
Dünyanın en eski destanı; 10.000 Yıllık Nükleer Savaş
"Bu günümüz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dünün düşünceleridir; şimdiki düşüncelerimiz yarınımızı inşa edecektir; yaşamımızı düşüncelerimiz yaratır."
Dhammapada "Mahabharata çok büyük ve karmaşıktır ama 18 Yüzyıl öncesini çok net olarak açıklamaktadır."
Reader's Digest "Mysteries of the Unexplained"
"Bu öyküyü kuru bir çubuğa anlatsaydın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yapraklanır ve köklenirdi."
Henry Michaux
Hindistan'ın ulusal destanı Mahabharata[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aslında bir şiirdir ama çok büyük ve karmaşık bir şiir külliyatı olarak düşünülebilir. Sözcük sayısı "Mesnevi"den çok daha ötededir; ama büyük olasılıkla tek bir kişi tarafından yazılmamıştır. Sanskritçe yazılmış olan Mahabharata[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şimdiye kadar yazılan en uzun şiirdir. "Stanza" denen yüz bin kıtadan oluşur; yani İncil'in 16 misli[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ansiklopedi Britannica'nın tamamı kadardır. Bazılarına göre MÖ 3.-5. Yüzyıl aralarında yazılmıştır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bazılarına göre MS. 4. Yüzyıl'da derlenmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bazılarına göre ise çok daha eskilerde 19-20.000 yıl evvel yazılmıştır. Hintlilere göre[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Mahabharata'da olmayan bir şey hiçbir yerde yoktur. Batı dünyası[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu inanılmaz dev destanı ancak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 18. Yüzyıl'dan sonra tanımıştır; o da destanın sadece küçük bir bölümü olan 1785'de Londra'da Charles Wilkins çevirisiyle yayınlanan "Bhagavad-Gita"dır.
(Not: Bhagavad-Gita'nın tamamını web sitemizde okuyabilirsiniz.)
19. Yüzyıl'da doğubilimci Hippolyte Fauche[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 200 kişilik bir ekiple tüm destanı Fransızca'ya çevirmeye başladı ama ömrü vefa etmedi. Sonuçta eksiksiz İngilizce çeviri ancak 20. Yüzyıl'ın başında yine Hintliler tarafından Bombay'da gerçekleştirildi. Günümüzdeki en ilginç ve inanılmaz Mahabharata olayı; Jean Claude Carriere[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Marie H. Estienne[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Peter Brook ve arkadaşlarının 16 yıl çabaladıktan sonra 1985'de ilk kez Avignon'da sahneye koydukları "Mahabharata" adlı oyundur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] oyun 9 saat sürüyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bazen üç gecede[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bazen bütün bir gün veya bütün bir gecede oynanıp bitiriliyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 16 ulusa mensup 25 oyuncu sahneye çıkıyordu. Carrier[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] üç yıl süren sahnelemenin sonucunda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] farklı bir etkinin oluştuğunu vurguluyordu; "...bu etki dünyanın üzerine çöken bir tehdit miydi? Yoksa doğru eylemin gerçek anlamının inatçı araştırması mıydı? Alın yazısıyla oynanan ince ve kimi zaman acımasız bir oyun mu?..."
(Can Yayınları/Mahabharata-1991)
Aynı ekip[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yorulmaksızın çalışarak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] inanılmaz bir performans sonucunda oyunu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir film ve bir de TV dizisi haline getirmeyi başardı. Ama biz Türkiye'de bunları göremedik; aklı evvel film ithalatçılarımızla[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] TV yöneticilerimiz hayatlarında duymadıkları evrensel bir kültürü elbette ki algılayamadılar. Onların düzeyini "Yalan Rüzgarı" ile "Şaban" belirlemekte; yani bilinçsiz servetle[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bilinçli cehaletin buluştuğu nokta... Dünyalılarla uzaylılar mı savaştı?
Sanskritçe'de "maha" büyük ve her şeyin toplamı anlamına gelir; "bharata" ise komünyel bir isimdir veya bir bilgeliğin tanımıdır. Daha öte metafizik yorumlarda sözcüğün "insan" anlamında olduğu da söylenir; bu bağlamda "İnsanlığın Öyküsü" yazılmıştır. Destanda anlatılan dev savaş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] öncelikle klanlar arası bir çatışma gibi görünse de[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aslında tüm gezegenin egemenliği yolunda bir kavgadır. Ama sonunda öyle bir savaş başlar ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tüm evren yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Savaşta kullanılan silahlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hem dünyasal (ok[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] balta[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kılıç[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mızrak gibi) hem de tanrısaldır (ışınlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] atomik silahlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] uçan araçlar gibi)
Bir bakışa göre[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Mahabharata en eski bilim kurgu örneğidir ve zeki canlılar arasındaki bir anlaşmazlığı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir savaşı ve günümüz teknolojisinin çok ötesinde silahların kullanıldığını anlatır. Örneğin bir bölümde içinde destanın kahramanlarından Krisnha'nın da bulunduğu Vrishni'ler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Salva adlı lideri bir güçle kuşatırlar. Bunun üzerine zalim Salva[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] her yere gidebildiği Saubha adlı arabasına binerek "yükselir" ve sayısız cesur Vrishni genciyle beraber tüm bir kenti harabeye çevirir. Saubha adlı araç daha önceki bölümlerde anlatıldığına göre savaşın yönetildiği bayrak gemisidir ve Salva'nın kentinde bulunmaktadır yani oradan kalkıp[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] savaş alanına getirilmiştir. Buna karşın Vrishni savaşçılarının da benzer silahları vardır; Pradyumna adlı kahraman özel bir silah kullanır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu silah en yüksekteki tanrıları dahi durdurmaktadır; silah için "savaş alanındaki hiçbir insan onun oklarından kurtulamaz." tanımı yapılır ve Salva Krisnha'ya doğru düşer[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Krisnha gökte Salva'yı izlemeye başlar fakat Saubha adlı araç göklere özgün tanımla adeta yapışmıştır. Krisnha tüm silahlarını durmaksızın fırlatır; roketler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] misiller[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mızraklar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çiviler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] savaş baltaları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] üç yüzlü oklar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] alev püskürtücüler vb... Gökte yüzlerce güneş ve ay belirir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yüzlerce yıldız doğar. Ne gece ne de gündüz vardır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] zaman anlaşılamaz. Radyoaktif ölümün reddedilmez tarifi;
Krishna'nın Salva'nın saldırılarını savuşturmak için kullandığı silahların seslerinin anlatımı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aynen günümüzdeki anti-balistik roketlere benzemektedir; "Onları savuşturdum[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir hayal gibiydiler. Hızla vuran sütunları yolladığımda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gökler parladı ve parçalara ayrıldılar. gökte büyük gürültüler oldu." Ve sonra Saubha'nın görünmez olduğu anlatılır; sanki Krisnha hedefi hiç şaşırmayan akıllı bombalar kullanmaktadır. Bu arada atılan bir okun "roketin" sesiyle savaşçılar ölürler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Salva'nın askerleri "Danavalar" acı çığlıklar atarak yerlere düşerler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]onları güneşe benzer parlaklığı olan okların sesi öldürür. Sauba[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kaçmak için saldırıya kalkışır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o zaman Krisnha[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]"özel ateş silahı"nı kullanır bu silah güneş şeklinde halesi olan bir disk şeklindedir. Ve disk Saubha'yı ikiye böler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "kent" gökten yere düşer ve Salva ölür. Bu olay[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Mahabharata'nın sonudur. En garip silahlardan birisi Pradyumna'nın kullandığı özel oktur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu okun öldürücü gücünden hiç kimse[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tanrılar dahi kurtulamaz. Agneya'nın kullandığı silah ise[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] alevli ama dumansız ateş okudur "Yoksa artık ok yerine [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ışın mı demeliyiz."
Derken savaş alanına birden bir karanlık yayılır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kimse çevreyi göremez ama gece olmamıştır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] vahşi bir rüzgar başlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bulutlar kükrer[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] toz ve çakıl taşları yağmaktadır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] doğa dengesini yitirir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] güneş gökte sallanmakta[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dünya titremekte[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] korkunç silahtan yayılan kavurucu sıcaklık[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] her şeyi yakmaktadır. Filler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] alevler içinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çılgın gibi oradan oraya koşuştururken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] diğer canlılar buruşarak yere düşmektedir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] vahşi ışınlar gökten yağmur gibi yağmaktadır. Ve ateş fırtınasının yanı sıra Gurkha'nın silahının sesini duyanlar da ölürler. Bütün bunlar sanki nükleer bir patlamanın yanı sıra radyoaktif çöküntünün birebir tarifi gibidirler. Gurkha'nın çok hızlı ve güçlü bir Vimana'sı vardır; Vrishni'lerin ve Andhaka'ların üç kentine uçar ve saldırır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] evrenin tüm gücünü taşımaktadır. Duman ve ateş sütunları fışkırtır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] on binlerce güneş parlaklığında ışınlar yayarak yükselir. Vimana'nın "demir şimşek" diye tanımlanan süper bir silahı vardır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] her iki aşiretten sayısız insanı ve kentlerini küle dönüştürür. Cesetler tanınmayacak kadar yanarlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ölmeyenlerin saçları ve tırnakları dökülür[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çanaklar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çömlekler kendi kendilerine kırılırlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yiyecekler zehirlenir. Kaçmaya çalışan savaşçılar ve eşyaları küllerle yıkanmaktadırlar.
Nedir bu silahlar? Başka hiçbir mitolojide böyle bir tanım yoktur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yıldırımlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şimşekler vardır ama ötesi yoktur. Bunu anlamak şu anda mümkün değil; umudumuz zamanla öğrenmek. Destan'da anlatılan olaylar gerçek midir yani fiziksel midir? Yoksa metafizikçilerin yaklaşımıyla simgesel midir? 1944 yılında Paris Üniversitesi Hint Uygarlığı Enstitüsü'den Emil Senart'ın özgün çevirisi olan "La Bhagavad-Gita" böyledir.
(Ruh ve Madde Yayınları-1995)
Türkçe çevirinin önsözünde Ergün Arıkdal şöyle der; "... o halde insan kendisiyle[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] maddenin hakimiyeti ile savaşa hep devam etmelidir." Galiba ikisi de doğrudur. Yani Mahabharata[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hem çok uzak geçmişte kaybolmuş bir uygarlığı ve belki de yaşanmış en büyük savaşı anlatmakta[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hem de dev bir ruhsal öğretiyi içermektedir; bu öğreti Senart'ın tanımıyla "Rabb'in Ezgisi"dir. Bilim ve Vimanalar
Asya ve Güney Asya kaynaklı çeşitli metinlerde uçan araçların veya göksel cihazlardan söz edilir. Hint ve Çin halk öykülerinde ve sanatçıların çizimlerinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] göklerde seyahat etmek için yapılmış araçlar yer almaktadır. Kaynaklardaki farklılıklar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dikkat çekecek kadar büyüktür. Anlaşılmaz aygıtlar olduğu gibi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] temel uçuş prensiplerine göre yapılmış ahşap araçlar da vardır.
Taoist masallar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sık sık göklerde uçan ölümsüzleri anlatırlar. Xian adlı bu araçları yöneten ölümsüzlerin özgün ilahi güçleri vardır. Onlar tüylüydüler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Tao rahipleri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onlara "Tüylü Rahipler-Yu Ke" diyorlardı; "fei tian"; yani uçan ölümsüzler
Çin mitolojisinin sayısız yerinde raslanır. Uçan araçlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] belki de bir tür teknolojik araçlardırlar; ama yönetenler acaba insan mıdırlar?
İkinci Yüzyıl'da yazılmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir şiirde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] uçan dragonların yönettiği gök arabalarından açıkça söz edilmektedir. Elimizde uçan araçların yapımlarını ve gelişimini anlatan sayısız öykü vardır. Bunlardan yola çıkarak olası kaynaklara giden ilginç ipuçlarına ulaşabiliriz. İşte bir araştırma sonucu; 11. Yüzyıl'da Brihat Kath Alokasamgraha adlı bir marangozun uçan bir araç yapmaya çalıştığını biliyoruz. Benzer bir öykü Eski Yunan'da vardır; 7. Yüzyıl'dan kalma bir Yunan metninde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mahkumları toplayan ve konuşabilen uçan bir araçtan söz edilir. Bu araç[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mekaniktir ve havada durabilmektedir. Bu bilgileri Clive Hart'ın 1985'de Berkeley Üniversitesi'nde yayınlanan 'The Prehistory of Flight' adlı kitabının 'çeşitli batı kaynaklarına göre uçan makinelerin kronolojik listesi' bölümünde buluyoruz.
Uçmakla ilgili bilimsel onaylı en eski kaynaklar oluşturulurken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] insan yapısı kanatların gelişimi temel disiplin olarak izlenmiştir ama bu doğru değildir; Vimanalar bir yana antik Çin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kore ve Hint kaynaklarında insan taşıyan çok daha karmaşık gök araçlarından söz edilmektedir.
Dr. Benjamin B. Olshin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Mechanical Mythology: Private Descriptions of Flying Machines as Found in Early Chinese[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Korean[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Indian[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] and Other Texts"
* "Rama İmparatorluğu olarak tanımlanan devletin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kuzey Hindistan ve Pakistan'daki geçmişi en azından 15.000 yıllıktır. Bu uygarlık çok büyük bir nüfusa sahipti[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kültür düzeyi yüksekti[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kalıntılarına Pakistan'daki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kuzey ve Batı Hindistan'ın çöllerinde rastlanmaktadır. Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Aydınlanmış Rahip Kral" bu kentleri yönetiyordu. Rama'nın 7 büyük kenti[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] klasik Hindu metinlerinde "7 Rishi Kenti" olarak geçer[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] antik Hint metinlerinde uçan araçlara "Vimanalar" denmektedir. Destanlara göre[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Vimanalar iki katlıdır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daire biçimindedirler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kubbelerinde bir giriş tüneli vardır yani tam anlamıyla bir uçan daireye benzerler. Rüzgar hızıyla uçarlar ve melodik bir ses çıkarırlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Vimanalar'ın dört türü vardır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] inanılmaz ama bazıları tabak şeklinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bazıları ise uzun silindir şeklindedirler yani sigar gibidirler... Vedalar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] antik Hindu şiirlerdir; bilinen en eski Hindu metinler olarak tanımlanırlar. Vimanalar çeşitli şekil ve boyutlarda iki tür olarak anlatılır; 'Ahnihotra-vimana'nın iki motoru veya sistemi vardır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 'Elephant-vimana" ise daha gelişmiş bir araçtır. Ayrıca[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Kral balıkçı"[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "İbis" adlı ve başka hayvan adlarının da verildiği Vimana türleri de anlatılır. Göründüğü kadarıyla Mahabharata[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir atom savaşını bize anlatıyor! Kaynaklarda bir izolasyon veya tahrifat yoktur; savaşlarda fantastik silahlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] uçan araçlar kullanılmıştır. Bunlara epik Hint destanlarında çok sık raslanır. Hatta Ay'daki bir savaşta yer alan "vimana-Vailix"den söz edilir. Kısacası atomik bir patlamanın tüm etkileri ve özellikle de insanları öldüren radyoaktif etki Mahabharata'da çok belirgindir; Mohenjo-Daro'daki Rishi kentini geçen yaz kazan arkeologlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] caddelerde yatan iskeletler buldular[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bazılarının yumrukları sıkılıydı sanki bir anda ölmüşlerdi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] en azından bir kıyametin yaşandığı kesindi. Ve iskeletlerde tespit edilen radyoaktivite[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] en azından Hiroshima ve Nagasaki düzeyindeydi. Daha ötede Mohenjo-Daro[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ızgara biçiminde planlanmış mükemmel bir kenttir; su sistemi bugün Hindistan ve Pakistan'da kullanılan düzeydedir. Antik kentin caddelerinde kalıntı olarak siyah cam kümeler bulunmuştur. Bunların cam küreler olduğu sanılmaktadır ve bulunan kil çömleklerin çok yüksek ısıyla eritildiği keşfedilmiştir. Mahabarata'nın bir bölümü olan Dronaparva'da ve Ramayana'da özelikle belirtilen küre şeklinde bir Vimana vardır. İnanılmaz bir hıza ulaşmakta ve ardında büyük bir hava akımı bırakmaktadır. Hareketleri bir UFO gibidir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] her yöne gidebilir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yön değiştirmesi ani çok hızlıdır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] son hızla giderken aniden durup[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yine aynı hızla ters yöne gidebilir. 'Samar' adlı başka bir Hint destanında Vimanalar; demir makineler olarak tanımlanırlar ama yumuşaktırlar ve örgü gibi yüzeyleri vardır; cıva ile şarj olurlar ve arkalarından kükreyen bir alev püskürür. Daha da ilginci 'Samaranganasutradhara' adlı antik metinde Vimanalar'ın nasıl yapıldığı anlatılır ama uygulanması için yeterli çözümleme henüz yapılamamıştır; Cıva ile itici güç sağlanması olasıdır ve denenmektedir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] günümüzde Sovyet döneminin bilim adamları tarafından Türkistan'da ve Gobi Çölü'nde kozmik yön-bulucu araçların keşfedildiği söylenmiştir. Küresel olan bu araçlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] cam ve porselenden yapılmıştır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] konik uçlarının içinde bir damla cıvanın bulunduğu belirlenmiştir." - D. Hatcher Childress[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Ancient Indian Aircraft Technology-Anti-Gravity Handbook" Ufoloji ve Vimanalar
* "Hindistan'ın Vedik edebiyatında Vimana olarak tanımlanan uçan araçlarla ilgili tanımlamalar vardır. Bunlar ikiye ayrılırlar; 1)İnsan yapısı olan ve kuş benzeri kanatlarla uçan araçlar 2) Alışılmadık şekilleri olan ve insanlar tarafından yapılmamış olan araçlar. İlk gruba giren araçlar orta çağ tarzında[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Sanskrit dünyanın mimarisine uygun otomatif askeri kuşatma araçları ve diğer mekanik aygıtlarla eş düzeydedirler. İkinci gruba giren araçlar ise[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Rig Veda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Mahabharata[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ramayana ve Purana'larda tanımlanan UFO'ları anımsatan araçlardırlar. Vedik Evren Maya'nın ürünü veya bir hayaldir ya da evrensel bir sanal gerçeklik olarak düşünülebilir. Ana bilgisayarın görevi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "pradhana" adlı geleneksel enerjiyi sağlamaktır. Bu enerji Maha-Vişnu olarak bilinen ve sürekli genişleyip yayılan İlahi Güç tarafından harekete geçirilir yani Maha-Vişnu bir evrensel programcıdır. Aktif pradhana[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] enerjinin özel bir formu olarak oluşur ve kaba maddeye dönüştürülür. Şiva'nın eşi Uma (aynı zamanda Maya Devi olarak da bilinir)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sanal enerjinin tanrıçası veya "yükleyici"sidir. Uma[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ana Tanrıça olarak da bilinir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kocası Şiva ise Hayallerin ve Teknoloji'nin Efendisi'dir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Şiva ile Mahabharata'da adı geçen Salva arasında doğal bir ilişki vardır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu ilişkinin kökeninde Salva'nın bir Vimana'ya sahip olma gayreti ve Maya Danava'ya sahip olma arzusu vardır. O zaman[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Hayallerin Efendisi olacak ve enerjiyi o üretecektir." - Richard L. Thompson[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Alien Identities"
* "Vimanalar'ın yapısı akla UFO'ların sürekli değişen günlük doğasını getirmektedir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yetenekleri geleneksel fizik yasalarının ötesindedir. Carl Jung'un yorumunda UFO'ların niteliği bir rüya alanındadır; bir yerde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] parlak ışıkları gözlemlemenin tam ortasında ve zaman kavramı yitirildiğinde objektif ve sübjektif bilinç arasında suçluluk başlar ve bozulma görülür. Araştırmalarım UFO ilişkileriyle[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dinler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] metafizik mistizm[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] folklor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şamanik trans[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] migren ve hatta yaratıcı imajinasyonlar arasında yakın bir ilişkinin ve benzerliğin bulunduğunu gösteriyor. Benzerliğin içinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sabit imajlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] olayların ardıllığındaki tutarlılık ve genelde görülen alışılmadık "zirve deneyimi" niteliği bulunur. Kaçırılma raporlarında da[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu fenomenin paralelinde yer alan olaylara raslanır. Örneğin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] nahoş ama inanılmaz "bedensel parçalanma" olayında olduğu gibi; bazen raporlarda kaçırılanların anlattıkları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Şamanların "ölüm-yeniden doğum" trans deneylerine çok benzemektedir." - Alvin H. Lawson
* "Birkaç on yıl evvel batılılar tarafından Güney Hindistan'daki bir tapınakta bulunan antik Sanskrit metinlere göre[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Vimanalar uçan tüm araçların en üst noktasıydılar. İtalyan bilimci Dr. Roberto Pinotti 12 Ekim 1988'de Bangalore'da yapılan Dünya Uzay Konferansı'nda yaptığı konuşmada[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Hindu antik metinlerinde tanrılarla[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kahramanlar arasında yapılan bir savaşın anlatıldığını belirtti. Pinotti[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] metinlere bir destan olarak bakılmamasını istiyor ve göklerde pilotların kullandığı silahlı uçan araçlarla yapılmış bir savaşın açıkça anlatıldığına dikkat çekiyordu. Kullanılan silahlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] savunma ve saldırı amaçlıydılar; yedi ayrı tipte mercek ve aynı sistemlerini içermekteydiler. Örneğin pilotları 'kötü ışınlar'dan koruyan 'Pinjula Mirror' bir 'Görsel Ayna' idi; 'Marika' adlı silahla düşman araçları vuruluyordu. Sonuçta Dr. Pinotti bu antik silahların bugün kullandığımız laser teknolojisinden çok farklı olmadıklarını iddia ediyor ve; "Araçlarda 'Somaka[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Soundalike and Mourthwika' adları verilen özel ısı emici metaller kullanılmış olmalı." diyordu. Pinotti'ye göre[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tanımlanan itici güç prensibi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] elektriksel ve kimyasal olmalıydı ama güneş enerjisinin kullanımı da çok ileri düzeydeydi. Diğer bilimciler Pinotti'nin kuramını daha ileriye götürerek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] araçların bir tür 'cıva iyonlu itici güç sistemi' ile çalıştığını varsaydılar. Pinotti[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Vimanalar'ın binlerce yıl önce varolduklarını belirtirken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] modern UFO'larla olan benzerliğe de dikkat çekiyordu ama Hindistan'da unutulmuş bir uygarlık vardı. Bu araştırmanın ve tartışmaların ışığında Hindu kökenli Sanskritçe metinler daha iyi gözden geçirilmeli ve tanımlanan Vimana modelleri daha bilimsel bir incelemeye tabi tutulmalıdırlar." - Nick Humphries[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "UFO Guide"
* "Hindistan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Mysore'da bulunan Uluslararası Sanskrit Araştırma Akademisi'nin direktörü olan G.R. Josyer[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 25 Eylül 1952'de yaptığı bir açıklamada[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 7.000 yıllık yazmalarda çeşitli tiplerde uçan araçların yapımlarının anlatıldığını söylemişti. Bu özel yazma üç tip Vimana vardı; 'Rukma[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Sundara ve Shakuna'; yaklaşık 500 stanzada (dörtlük)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] karışık detaylar veriliyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] metallerin seçimi ve hazırlanması anlatılıyordu. Ayrıca yazmada[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çeşitli Vimana türlerinin parçaları tanımlanıyordu. Yazma 8 bölümdü ve bir hava aracının yapım planlarının yanı sıra su altında da gidebilen veya bir duba gibi su yüzeyinde durabilen Vimana planlarını da içeriyordu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bazı stanzalarda ise pilotların nitelikleri ve eğitimleri anlatılıyordu." - Brad Steiger[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Worlds Before Our Own" Mahabharata ve Vimanalar
* "Puspaku adlı araç güneşe benziyordu ve kardeşime aitti[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onu güçlü Ravan'dan almıştı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] uçuyordu ve mükemmeldi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] istenilen her yere gidiyordu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Lanka kentinin göklerinde uçarken parlak bir buluta benziyordu." - Ramayana Destanı
* "Salva'nın uçan aracı çok gizemliydi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gökte bazen görünüyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bazen de kayboluyordu. Yani görünmeme yeteneği vardı; Yadu Hanedanı'nın savaşçıları bu garip aracı bir türlü tam olarak algılayamadılar; bazen yerde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bazen gökte beliriyor sonra birden bir tepeye veya bir ırmağın kıyısına konmuş olarak ortaya çıkıyordu. Bu uçan harikulade araç[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gökte bir ateş fırıldağı gibi dönüyor ve bir an bile yerinde durmuyordu." - Bhaktivedanta[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Swami Prabhupada[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Krsna
* "Kralım; uçan araç mükemmeldi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şeytan Maya tarafından yapılmış ve bir savaş için gereken tüm silahlarla donatılmıştı. Hayal edilemesi ve anlatılması imkansız bir araçtı; görünmezlik özelliğine sahipti. Oturulan yerde koruyucu bir şemsiye ve serinletici güç vardı. Mihrace Bai'nin çevresinde kaptanları ve kumandanları bulunuyordu; geceleyin gökte yükselen bir ay gibi görünüyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] her yönü aydınlatıyordu." - Swami Prabhupada Bhaktivedanta[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Srimad Bhagavatam
* "Pushpaka bir gök arabasıydı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] insanları Ayodhya kentine taşıyordu. Gök bu harika uçan araçlarla doluydu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gece karanlığında yaydıkları sarımtırak göz kamaştırıcı ışık göğü aydınlatıyordu." - Mahavira of Bhavabhuti (8. Yüzyıl'dan kalma bir Jain yazması)
* "Vata'nın arabası ne görkemli; gök gürültüsü gibi ses çıkarıyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] göklere dokunuyor; parlak bir ışığı var; kırmızı göz kamaştırıcı ve alev gibi; bir girdap gibi dönerken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dünyanın tozunu kaldırıyor." - Rig-Veda (Vata bir Aryan rüzgar tanrısıdır.)
* "Bir zamanlar Kral Citaketu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendisine Tanrı Vişnu tarafından verilen parlak ve ihtişamlı bir uçan araçla dış uzaya yolculuk yapar ve Tanrı Şiva'yı görür... Oklar "ışınlar" Şiva tarafından yollanır. Işınlar güneş benzeri bir küreden fışkırır ve içinde yaşanan üç gök aracını kaplar ve o araçlar bir daha görülmezler." - Srimad Bhagasvatam[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] VI. Canto[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Bölüm 3
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:16 am
Ozan Valmiki tarafından yazılan Ramayana destanı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 24.000 beyit ve yedi bölümden oluşmaktadır. Destan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] üç büyük Hindu tanrısından biri olan Vişnu'nun yeniden doğumlarından bahseder ve Prens Rama'nın başından geçenleri anlatır.
Ramayana[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Yunan destanları ile benzerlikler göstermektedir. İlyada gibi kaçırılan bir kraliçenin kurtarılmasını; Odysseia gibi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir kahramanın uzun bir gezi boyunca yaşadığı maceraları anlatır. Odysseus'un Troya'dan İthaka'ya yolculuğundaki gibi Rama da kuzeyden güneye Hindistan'da seyahat eder ve sonunda Seylan'a ulaşır. Ramayana'daki tanrılar da Yunan ve Sümer tanrıları gibi dünyaya iner ve kahramanlarla ilişki kurarlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onlara yol gösterirler; fakat onların davranışlarını belirlemezler. Destanın Bölümleri
Bala Kanda (Çocukluk)
Ayodhya Kanda (Ayodhya şehri)
Aranya Kanda (Orman)
Kişkindha Kanda (Kişkindha)
Sundara Kanda (Güzel)
Yuddha Kanda (Savaş)
Uttara Kanda (Son)
Destan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] uzak geçmişe açılan bir pencereden eski Hindu kültürü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] toplumsal ve siyasal yaşamları hakkında pek çok bilgiler verir.
Hala yaşayan bir gelenek olan Ramayana birçokları için yaşayan dinsel inancın bir parçasıdır. Hintli çocuklar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] birçok Batılı çocuğun masallarla büyütülmesine benzer bir biçimde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] destandan alınmış öykülerle büyütülür. Ramayana'nın tamamı ya da bir parçası[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dinsel festivallerde törenlerin bir parçası olarak dramatize edilir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kitapların ve filmlerin konusu olmuştur.
Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] güç ve erdemi; Sita[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sadakati; Lakşmana[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kardeş sevgisini; Rawana ise kötülüğü temsil eder. Ramayana'da Dharma[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kahramanların davranışlarında önemli bir ölçü teşkil etmektedir. 1. Bölüm
Çok eski zamanlarda büyük bir kral olan Dasa-Ratha[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kosala krallığını başkent Ayodhya'dan yönetiyordu. Pek çok meziyetleri ile çok uzaklardan bile tanınmış ve halkı tarafından sevilen kral Dasa-Ratha'nın tek eksiği ölümünden sonra krallığı yönetecek bir oğul idi.
Tanrılara adaklarda bulunmasına rağmen kralın tüm duaları boşa çıkmıştı. Sonunda rahiplerine tanrılar için bir at adamalarını söyledi. Rahipler kıvrak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] zarif[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] güçlü ve muhteşem bir atı bir yıl için serbest bıraktılar. At geri döndüğünde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kral Dasa-Ratha'nın dört oğlan babası olacağını söylediler.
Bu sırada yukarıdaki tanrılar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Brahma'ya; Rakşasa kralı hain Ravana'yı şikayet ediyorlardı. Brahma[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onları "Ravana'nın kendi halkından ve yeryüzünün altında ve üstünde yaşayan her yaratıktan korunmak için bana geldiği ve bu armağanı ona verdiğim doğru. Bununla beraber oldukça ne insanlardan ne de hayvanlardan korunma istedi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çünkü onlardan kötülük gelmeyeceğini düşünüyordu. Bu nedenle hayvanlar ve insanlar tarafından öldürülecek. Sabırlı olun ve görün." diyerek yanıtladı.
Brahma'nın konuşmasının üzerinden tanrılar Vişnu'ya; "Sadece sen bize yardım edebilirsin. Kosala krallığına in ve Kral Dasa-Ratha'nın dört çocuğu olarak dünyaya gelmeyi kabul et. Ravana'yı insan olup yalnız sen yok edebilirsin." dediler
Bunu yapacağını söyleyen Vişnu şöyle devam etti: "Tanrıça-karım Lakşmi de bana eşlik edecek ve dünyadaki ölümlü karım olacak."
Kral Dasa-Ratha'nın üç karısı dört oğul doğurdular. Önce Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sonra Bharata[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daha sonra Lakşmana ve son olarak Satrughna doğdu. Oğulları on altı yaşına geldiğinde bilginlerden birisi Kral Dasa-Ratha'nın huzuruna gelerek ondan Ravana ve Rakşasalarla savaşmak için oğlu Rama'nın yardımına ihtiyaçları olduğunu söyledi. "Tanrılar Ravana'ya karşı güçsüzler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ancak insanların en iyisi onu yok edebilir ve o adam Rama'dır." diyen bilge adama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Rama ve Lakşmana babalarının duasını alarak eşlik etti.
Bilge adam Rama'ya Kral Canaka tarafından yapılan adak törenine birlikte gelmesini söyledi. Bu büyük kral[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Toprak Ana ile evli ve dünyadaki hayatın yok edicisi tanrı Şiva'nın çok önceleri atalarına verdiği muhteşem bir yaya sahipti. Yukarıdaki tanrıların[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Rakşasaların[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dünyadaki kralların ve prenslerin hiçbiri bu yayı germeyi başaramamıştı. Bilge adam[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yayı germesini Rama'dan ister. Kim bu savaş yayını gerebilirse[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kralın kızı Sita'yı kazanacaktır.
Canaka'nın güçlü yayını kralın en güçlü savaşçıları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] silahı sekiz tekerlekli demir bir savaş arabasında yavaş yavaş ancak getirebildiler. Rama büyük yayı havaya kaldırdı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onu gerdi ve o halde tuttu. Daha sonra okçu konumu aldı ve ipi çekmesinin ardından bir gök gürlemesiyle yay ikiye ayrıldı.
Rama ve Sita kutsal evlilik yemini için ayakta beklerken Kral Canaka dedi ki: "Sita bu andan sonra senin sadık karın olacak. Senin erdemini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mutluluğunu ve acını paylaşacak. Üzüntüde ve sevinçte ona arka çık. Yaşam seni nereye sürüklerse gölge gibi peşinden gelecek ve yaşamda olduğu gibi ölümde de seninle olacak." 2. Bölüm
Tahtını[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dört oğlu arasında kendisinin ve Ayodhya halkının en sevdiği Rama'ya vereceğini düşünen Kral Dasa-Ratha[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ülke önderleri kurulunu toplantıya çağırdı ve Rama'nın kral olacağını söyledi. Rama ideal bir erkek örneğiydi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sadık[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bağlı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yumuşak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tüm savaş ve barış sanatlarını bilen ve herkese karşı merhametli.
Her tarafından toplanan kalabalıklarla Ayodhya kenti Rama'nın tahta çıkışını kutlamaya hazırlandı. Kral Dasa-Ratha Rama'yı tahta oturttu ve çeşitli öğütlerde bulundu.
Kral Dasa-Ratha'nın kararına Bharata'nın annesi bir anne sevinciyle seyrederken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] nedimesi; "Bu senin en üzüntülü günün olması gerekirken neden bu kadar mutlusun?" diye sordu. "Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Bharata'nın erdem ve yiğitliğinden ürktüğü için erkek kardeşinin üzerine bir kurt gibi atlayacak ve onu parçalayacak. Ve Rama'nın annesi ve karısı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sana ve Bharata'nın karısına köleymiş gibi davranacak."
Nedimenin sözcükleri bir yılanın zehri gibi Bharata'nın annesinin yüreğine sızdı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yas tutmaya ayrılan odaya girdi ve oranın soğuk zeminine uzanıp ağladı. Yaşlı kral onu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kökünden kesilmiş yeni filizlenen bir asma gibi yerde yatarken buldu.
Karısı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kraldan yıllar önce Rakşasalar onu acılı bir biçimde yaraladıklarında ona baktığını ve hayatını kurtardığını hatırlattı. Şükran borcu olarak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] verdiği iki ödül sözünü şimdi yerine getirmesini istedi. Birincisi Rama'nın yerine Bharata'nın tahta çıkmasına izin vermesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ikincisi ise Rama' nın on dört yıl boyunca vahşi ormanlarda bir münzevi olarak yaşamasını sağlaması.
"Dürüstlüğü ve erdemliliğiyle tanınan siz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] eğer bana verdiğiniz sözden dönerseniz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dünya hayatınızı kurtaran sevgili karınıza ne kadar az değer verdiğinizi görecek. Dünya[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] benim kırık bir kalpten ölmeme neden olduğunu bilecek. Bharata için krallık[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Rama için sürgün diliyorum. Başka hiçbir şeyi kabul etmem."
Ertesi sabah[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] taç giyme gününde Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] babasına gittiğinde Bharata'nın annesini kralın yanında otururken buldu.
Bharata'nın annesi yıllar önce kralın ona söz verdiğini ve Kral Dasa-Ratha kutsal sözünden vazgeçemeyeceğini söyler. "Eğer dürüst ve sadık bir oğulsan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Dharma'ya bağlı olmalısın. Eğer babanın onurunu kurtarmak istiyorsan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hemen burayı terk et ve gelecek on dört yıl boyunca vahşi ormanlarda bir münzevi olarak yaşa."
Bu sözleri büyük bir gönül rahatlığıyla kabul eden Rama. "Umarım benim yolculuğum senin kalbine huzur getirir baba" diye yanıtladı. Genç ve sadık Lakşmana karşı çıkmasına rağmen Rama "Kuşkusuz bu sefer orman benim kaderimin bir parçası. İyi bir oğuldan beklendiği gibi babama itaat ederek onurumla yaşayacağım. Dharma yolu budur" diyerek yanıt verdi.
Sita ise Rama ile birlikte sürgüne gideceğini söyledi. "Sensiz ben bir hiçim. Senin sürgünün benim de sürgünüm olacak"
"Ben de sana eşlik edeceğim." dedi Lakşmana. Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Lakşmana ve Sita sürgüne birlikte gittiler. Rama'nın yolculuğunun beşinci gününün akşamı ihtiyar kralın kalbi kederinin yükünü kaldıramadı ve kral öldü ve kraliyet askerleri Bharata'yı çağırmak üzere gönderildi. 3. Bölüm
Satrughna'nın eşlik ettiği Bharata[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yedinci gün Ayodhya kentine vardı ve hemen annesini görmeye gitti. Annesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Rama'nın ayrılmasıyla ilgili gerçeği anlattı. Bharata ise "Eğer Rama seni sevmiyor olsaydı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] seni annelikten reddederdim. Senin haince planlarına karşı babamın krallığını yönetmeyeceğim. Kaderin hem bu yaşamda ve hem de gelecek yaşamda sana üzüntü getirecek. Bu korkunç iş nedeniyle sürülmeyi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] asılmayı ya da yakılmayı hak ediyorsun." diyerek yanıt verdi.
Bharata tahtı reddetti ve Rama'yı bulmak için büyük ormana doğru yolculuğa çıktı. Yolculuk sırasında Bharata[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir bilgeye rast geldi. Bu bilge[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Bharata'ya; "Kader insanı yabancı ve önceden kestirilemeyen yollara sürükler. Rama'nın sürgünü nedeniyle anneni kınama. Onun sürgünü insanların ve tanrıların iyiliğinedir. Sabırlı ol ve Dharma'ya sadık kal!" diyerek öğüt verdi.
Bharata ve arkadaşları Rama'yı bulduklarında Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Bharata ve Satrughna'yı kucakladı. Bharata'ya[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] neden orman evimde aradığını sorduğunda Bharata gözyaşları içinde kral olan babalarının öldüğünü söyledi. Rama'dan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] birlikte Ayodhya'ya dönmesini ve Kral Dasa-Ratha'nın en büyük oğlu olarak Kosala krallığını yönetmesini istemesine karşın Rama bunu kabul etmedi.
"Bharata[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yapmamı ne kadar istesen de seninle Ayodhya'ya dönemem çünkü babamın ve kralın buyruğuna karşı gelemem[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ölmüş olsa bile ona verdiğim sözü bozamam. Dharma yolu budur." diye yanıtladı.
Bunun üzerine Bharata[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Rama'dan altın sandaletlerini istedi. "Onları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] senin yokluğunda Ayodhya tahtına koyacağım. Bana cesaret verecekler ve senin için krallığımızı koruyacaklar. Bundan sonraki on dört yılı münzevi olarak geçireceğim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] krallık sarayında yaşayacağım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ama senin gibi giyinip yiyeceğim. Eğer bu sürenin sonunda dönmezsen[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] cenaze ateşi yakıp alevlerinde ölmeye kararlıyım."
Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Sita ile Lakşmana[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] önceleri yol iz olmayan ormanda dolaşmaları sırasında vahşi ormanları kendine ev edinmiş münzevilerden güçlü ve bilge birisine rastladıklarında bilge dedi ki: "Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sen kahraman birisin ancak bu ormanda bile savaş silahlarına ihtiyacın olur." Ardından ona Vişnu'nun yayını[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Brahma'nın parlayan okunu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İndra'nın sivri uçlu oklarla dolu büyük okluğu ve son olarak da[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] cilalanmış altın bir sandığın içerisinde altın kabzalı bir kılıcı verdi.
"Onları sürekli yanında taşı." diye devam etti bilge[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Çünkü onlara sık sık ihtiyacın olacak. Bu barış dolu ormanda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gece boyu ava çıkmış kötü yürekli Rakşasalara rastlayacaksınız. Dualarımızı engelleyen ve kutsal mekanlarımızı kirleten bu yaratıklara karşı bizi ancak siz savunabilirsiniz." Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Sita ve Lakşmana[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] münzevileri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] geceleri avlanan Rakşasaların saldırılarına karşı koruyarak on yıl boyunca ormanda yaşadılar.
Rakşasaların kralı Ravana'nın kız kardeşi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] orman evine rastlayıp Rama'yı görüp ona aşık olana kadar her şey yolunda gitmişti. Rama'ya kim olduğunu sorduğunda Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ormanda kalışının nedenini açıkladı. Ardından genç kıza kendisi hakkında sorular yöneltti.
O da şöyle yanıtladı: "Lanka kralı Ravana benim erkek kardeşlerimden biridir. Çoğunlukla bu ormanda erkek kardeşlerimle birlikte dolaşırız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] fakat sana olan aşkımdan onları kendi işleri peşinde bıraktım. İnsan olan karını bir yana bırak; o sana benim kadar değerli bir eş olamaz! Rakşasalar insan etiyle beslenirler. Hiç güç harcamadan karını ve erkek kardeşini öldürebilirim." Rama; "Kocan olarak evli bir adamı istemezsin" diye yanıtladı. "Bunun yerine erkek kardeşim Lakşmana'yı dikkate almalısın."
Ravana'nın kız kardeşi Lakşmana'ya yaklaştığında[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Lakşmana güldü "Kuşkusuz benimle tatmin olamazsın. Ben Rama'nın kölesiyim. Soylu bir kandan olman nedeniyle bir kölenin karısı olmak istemezsin değil mi?"
Bu sözler üzerine; aşkına karşılık bulamayan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onuru kırılan genç kız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Sita'nın üzerine saldırdı. Hızla kılıcını çeken Lakşmana savunmaya fırsat vermeden genç kadının burnunu ve kulaklarını kesti. Kız kardeşlerinin kanlı yüzünü gördüklerinde intikam için[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 14 Rakşasalık bir grup gönderdiler. Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] oklarıyla tümünü öldürdü. Kızgınlıktan kuduran kardeşler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daha sonra her biri Rama'nın cesâreti kadar zâlim olan 14.000 Rakşasalık bir güç topladılar.
Yüreğinde korku izi olmadan dimdik duran Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ravana'nın erkek kardeşlerinden biri olan önderlerini canlı bırakarak on dört bin cinin tümünü öldürdü. 4. Bölüm
Ravana[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] erkek kardeşinin öldüğünü ve tüm ordusunun yok edildiğini duyunca Sita'yı ele geçirerek Rama'yı mahvetmeye karar verdi. Danışmanı Mariça karşı çıkmasına rağmen Ravana; "Rama sadece bir insan ve tüm insanlar Rakşasalar için kolay bir avdırlar. Ya bana yardım edersin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ya da hayatını tehlikeye atarsın. Benim krallığımda korkaklara yer yok!" diye yanıtladı.
Bunun üzerine Mariça Sita'yı kandırarak ele geçirmek için bir plan hazırladı. Kendisini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] safirden boynuzları ve çiçek yaprakları gibi yumuşak derisi olan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] altın ve gümüşten çok güzel bir ceylana dönüştürdü. Sita[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] güzel yaratığı gördüğünde büyülendi ve Rama'dan ceylanı kovalayıp ve ele geçirmesini istedi.
"Dikkatli ol Rama!" diye uyardı Lakşmana. "Hiçbir gerçek ceylan bu kadar güzel olmaz. Bu yaratık kılık değiştirmiş bir Rakşasa olmalı!" Rama yanıtladı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Eğer bu yaratık gerçek bir Rakşasa ise[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o bizi tehdit etmeden önce onu öldürmek zorundayım."
Mariça[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] uzun ve yorucu bir takiple Rama'yı ormanın derinliklerine çekti. En sonunda yay menziline girdiğinde; Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir okla hayvanı öldürdü. Mariça[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ölü bir halde yatarken kendi haline döndü. Ravana'ya[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] son bir yardım çabasıyla sesini Rama'nın sesine dönüştürdü ve bağırdı: "Lakşmana! Yardım et! Yardımdan yoksun[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu ormanda ölüyorum!"
Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu sözleri korku ve yaklaşan felaket duygusu içinde duydu ve hemen eve doğru yola koyuldu.
Sita'nın; "Lakşmana[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yardım etmek için hemen gitmelisin." demesine rağmen Lakşmana; "Bu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] zekice bir Rakşasa hilesi olmalı.." diyerek karşı çıktı. Sita ise[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kızgın bir şekilde; "Sen[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] insan kılığındaki kötü bir canavar olmalısın.Yüreğin bir taş kadar kadar sert. Eğer ihtiyaç duyup seni yardıma çağırdığında gitmeyeceksen[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Rama'yı iddia ettiğin kadar seviyor olamazsın."
"Tamam Sita. Dilediğin gibi yapacağım. Akıllı bir hile aklını karıştırdı. Dilerim ormanın koruyucu ruhları ben yokken seni korur ve dilerim Rama'yı kısa zamanda yanında görürüm!"
Yakınlarında gizlice onları dinleyen Ravana[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendini kutsal bir münzeviye dönüştürerek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir elinde asa diğer elinde dilenci kasesiyle Sita'ya göründü.ve şöyle dedi: "Neden tehlikeli hayvanların dolaştığı ve korkunç Rakşasalarm kuytu ormanda avlandıkları bu ıssız ormanda yaşıyorsun? Ben göründüğüm gibi dindar bir münzevi değilim. Ben Ravana'yım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Lanka'nın ve korkusuz Rakşasaların kralı."
Sita[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] öfkeyle reddetti; ancak sözleri Ravana'yı yıldırmadı. Yeniden canavar şeklini alıp[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir eliyle Sita'nın saçlarını[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] diğer eliyle bedenini yakaladı ve gökyüzünü aşarak onu uzak krallığına götürdü. Bir hayat belirtisi görmek için aşağıdaki araziyi gözleriyle tarayan Sita[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir dağın doruğunda oturan bir grup maymunlara gizlice mücevherlerini peçesini attı.
Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Lakşmana ile eve ulaşınca en büyük korkusunun gerekleştiğini gördü. Ormanları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dağlan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ovaları aradılar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ama başaramadılar. Bu sırasında ağır yaraladıkları bir Rakşasa onlara Büyük Maymun Kral Sugriva ve arkadaşlarından yardım isterlerse Sita'yı bulabileceklerini söyledi. Onlar da şekil değiştirebilirler ve bütün cinlerin nerede bulunacaklarını bilirlerdi.
Bunun üzerine Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] maymunların kralı Sugriva'yı arayıp buldu. Maymun kral Sugriva[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Sita'nın altın peçesini ve mücevherlerini Rama'ya uzattı. Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kral'dan Sita'yı bulmak için yardım istedi.
Maymun kral: "Dünyanın her tarafından maymunları çağırırım. En çok rüzgarın oğlu Hanuman'ın yeteneğine güveniyorum. Göklere sıçrayıp dünyadaki her yere ulaşacak kadar güçlüdür; onun gücü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] cesareti ve aklı kadar büyüktür."
Maymunlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dört gruba ayrıldılar ve Sita'yı aramak için dünyayı taradılar. Ravana'nın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] üç yüz mil genişliğindeki okyanusun öte yakasındaki bir ada olan Lanka'da yaşadığını öğrendiler. Hanuman[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] olağanüstü gücünü kullanarak bu büyük su kütlesinin üzerinden atladı.
Daha sonra[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendini kediye dönüştürdü ve göze çarpmayan biçimiyle altın duvarlı kente girdi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kent sokaklarında gizlice dolaştı. Sita'yı ormanın derinliklerinde buldu; bir grup dişi Rakşasa onu bekliyordu. Hanuman bir ağacın yapraklı dallarının arasına saklandı ve sessizce bekledi. Ravana'nın Sita'ya yaklaşıp[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onu kabul etmesi karşılığında iktidar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] zenginlik ve rahatlık vaat edişini izledi.
Ravana ayrılır ayrılmaz Sita[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Hanuman'ın saklandığı ağacın altına sığındı. Sita ilk önce Hanuman'ın başka bir şekle bürünmüş bir Rakşasa olduğunu sandı. Ancak ona Rama'nın mühür yüzüğünü verince[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Hanuman'a Rama ile ilgili sorular sordu.
Hanuman[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] geri döndüğünde Rama da Sita'nın hala hayatta olduğunu öğrenince canlandı. Büyük bir grup maymunla güneye[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] büyük denize doğru yola çıktılar. 5. Bölüm
Hanuman[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] denizden geri dönmeden önce Lanka kentinin büyük bir bölümünü yakmıştı. Ravana[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bunun öcünü nasıl alacaklarını tartışmak için önderleri topladı. Rakşasalann en güçlü savaşçısı olan Kumbha-karna[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] her zamanki uykusundan uyandı ve şöyle dedi: "Ravana[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Sita'yı kaçırmak çok saçma bir davranıştı ve toprağımıza gereksiz bir çekişme getirdi. Ama seni desteklemeye devam edeceğim. Çünkü benim kardeşim ve kralımsım."
Ravana'nın en genç erkek kardeşi Vibhişana ise daha sert eleştirerek Rama'nın haklı bir nedeni olduğunu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ravana'nın ise haksız olduğunu söyledi. "Hakkı yanına alan bir savaşçının iki misli silahı vardır. Sana Sita'yı Rama'ya geri' vermeni ve bu çirkin davranışım temizlemeni öneririm. Bizi kesinlikle yok edecek bir savaşı böylece engelleyebiliriz."
Ravana öfkeyle karşı çıktı."Eğer kardeşim olmasaydın bu söylediklerin için seni öldürürdüm. Benim kanımdan olduğun için derhal krallığımı terk etmeni emrediyorum. Rama'ya katıl[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] zaten kalbin onunla beraber!"
Vibhişana: "Tehlikeyi göremiyorsun ve kendilerine yontarak tatlı sözlerle seni yanlış yönlendirenlere uyduğunda uğrayacağın büyük kıyımı fark edemiyorsun." diyerek Ravana'yı terk etti ve denizin üzerinden uçup önemli bir danışman olarak Rama'ya ve maymunlara katıldı. Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yardımına karşılık olarak Ravana'yı öldürünce Lanka'nın krallığını ona vereceğini vaat etti. Maymunlar kaya ve ağaçları toplayıp denize yerleştirdiler ve bu büyük mesafede bir köprü oluşturdular. Ravana'nın düşmanları köprüyü geçti ve savaş başladı.
Çarpışma hem gündüz hem gece sürdü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çünkü geceleri Rakşasalann saldırganlıkları artıyordu. İki tarafın gücü birbirine denkti. Ravana galibiyetten öyle emindi ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] erkek kardeşi büyük savaşçı Kumbha-karna'nın savaşın büyük bir bölümünde uyumasına izin verdi; Ravana[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] arabasının içinde savaş alanında savaşarak Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Hanuman'ın sırtına çıkıp Ravana'nın savaş arabasını parçaladı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Rakşasa'nın tacını ikiye böldü ve bir okla onu ağır şekilde yaraladı.
Ancak Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ravana'yı öldürmedi ve şöyle dedi: "Savaşamayacak kadar zayıfsın; Lanka' ya dön ve dinlen. Gücünü yeniden topladığında ikimiz yeniden savaşırız. O zaman sana gerçekten ne kadar güçlü olduğumu göstereceğim."
Ravana[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] her zamanki gibi derin bir uykuda olan erkek kardeşi Kumbha-karna'yı yardıma çağırma zamanının geldiğine karar verdi. Kumbha-karna bir seferde on aya yakın uyur ve yalnızca tıka basa yemek yemek için kalkardı. Bu nedenle Rakşasalar bu büyük yaratığa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] önce bir yiyecek dağı hazırladılar:
Onu uyandırmaya çalıştılar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] on bin Rakşasa hep bir ağızdan bağırdılar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bin davul çaldılar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bedenine büyük tahta sopalarla vurdular; ama Kumbha-karna hala uyanmıyordu. Sonra kulaklarını ısırdılar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] üzerine kazanlarca su boşalttılar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bin fili üzerine saldılar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mızrak ve topuzlarla onu yaraladılar. Sonunda Kumbha-karna uyandı.
Devasa Rakşasa altın savaş giysisini giyip maymunlara doğru ilerlediğinde maymunlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu hareket eden dağdan panik içinde kaçtılar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çünkü Kumbha-karna yakaladığı her şeyi yiyip yutuyordu. Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Hanuman ve maymunlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir dağın tepesinden büyük kayalar ve ağaçlar fırlatmalarına rağmen[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] silahları dev Rakşasa' nın metal giysisine çarpıp parçalanıyordu. Bu arada Kumbha-karna güçlü mızrağının her darbesinde yüzlerce maymun öldürüyor ve bir seferde yirmi veya otuz maymunu yiyordu; güçlü ağzından kan ve yağ damlıyordu.
En iyi maymun önderini yaraladıktan sonra Lakşmana ile karşılaştığında Kumbha-karna; "Seninle savaşmaya niyetim yok[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Rama ile ölümüne savaşacağım." dedi.
Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kumbha-karna ile savaşırken öldürücü ateşli oklar yolladı. Devin iki kolunu attığı iki okla kopardı. İki bacağını da keskin uçlu iki disk fırlatarak kopardı. En sonunda İndra'nın müthiş okunu devin boynuna yolladı. Ok giysisini parçalayıp omuzlarından başını ayırdı.
Bu büyük karşılaşmayı göklerden izlerken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daha önceden Rama'ya sivri uçlu oklarla dolu torbasını veren tanrıların kralı İndra; "Şimdi de ona göklerde yapılmış bir altın savaş giysisi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bana ait ve benim sürücümün kullandığı atların çektiği altın savaş arabamı vereceğim." dedi.
Ravana'nın oklarından bazılarının kızgın alev saçan yivleri vardı ve tıslayan zehirli yılanlara dönüşüyordu. Bunların karşısında Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Vişnu'nun yayını oklarını kullanıyordu. Çünkü bu oklar kuşlara dönüşüyor ve Ravana' nın oklarındaki yılanları yiyorlardı. İndra'nın güçlü oklarıyla Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ravana'nın on başını teker teker kesti[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ama her başı kestiğinde yerine yeni biri geliyordu. En sonunda Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Brahma'nın parlayan okunu çekti[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ravana'nın kalbini parçalayıp onu öldürdü.
Vibhişana[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ravana'nın ölüm yasını tutarken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Rama ona şöyle dedi: "Ravana dünyanın en büyük savaşçılarından ve kahramanlarından biriydi. Tanrıların kralı İndra bile ona karşı duramadı. Böyle savaşçılar savaşırken ölürse onların yası tutulmamalı. Çünkü onlar onurlarıyla ölmüşlerdir ve hiçbirimiz ölümden kaçamayız"
Sita'ya geldiğinde Rama şöyle dedi: "Sen kocasından başka bir adamla yaşamış olan bir kadının lekesini taşıyorsun. Ravana sana baktı ve sana dokundu. Kiminle istersen onunla yaşayabilirsin ama benimle yaşayamazsın."
Sita; "Onursuzluğun gölgesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] masum bir kadının üzerine düşerse; hak ettiği onuru yeniden kazanmanın tek yolu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yanarak ölmektir. Lakşmana[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] eğer beni seviyorsan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bana bir cenaze ateşi hazırla ve onu yak. Adıma sürülen bu lekeyle yaşamaktansa ölmeyi yeğlerim." dedi. Alevlerin önünde dururken Sita: "Eğer düşünce ve davranışta sadık ve dürüst olmuşsam ve eğer Dharma'ya hayatım boyunca bağlılığımla lekesiz yaşayabilmişsem[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu ateş benim adımı savunsun." Ateşe girdi ve gözden kayboldu.
Tanrılar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] altın arabalarıyla göklerden indiler ve Brahma şöyle dedi: "Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daima yaşayacak olan büyük tanrı Vişnu'nun dünyadaki görünüşüdür. Artık Ravana'yı öldürdüğüne göre ilahi biçimine girip göklere geri dönebilirsin. Çünkü insan biçimine girmeni gerektiren görevini yerine getirdin." Alevler aralandı ve ateş tanrısı Agni sadık Sita ile birlikte göründü. Alevler ona dokunmamıştı.
Böylece Rama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Lakşmana ve Sita[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] on dört yıldan sonra Ayodhya'ya döndüler. Rama ve Sita[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ayodhya'nın kral ve kraliçesi oldular ve krallıkları Kosala'yı on bin yıl yönettiler.
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:19 am
A.Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Doğu Dilleri ve Edebiyatları Bölümü/Hindoloji Anabilim Dalı
Özet: Hint Mitolojisi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Vedik ve Epik dönem olmak üzere iki bölüme ayrılır. Vishõu ve Şiva inançlarını yayan Puràõalar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Epik döneme aittirler. Bilinen on sekiz Puràõa vardır. Eski devirlere ait efsanelerin ve öykülerin anlatıldığı Puràõaların ne zaman ortaya çıktıklarını söylemek zordur. Puràõalarda beş karakteristik özellik vardır. Bunlar: 1. Yaradılış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 2.Yeniden Yaradılış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 3.Soy (Tanrıların ve Brahmanların Soy Kütükleri)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 4.Manu Devirleri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 5. Hanedanların Tarihleri. Bu beş konudan en az birkaçı bir Puràõanın konusunu oluşturur. On sekiz Puràõadan biri olan Vishõu Puràõa altı kitap ve yirmi üç bin beyitten meydana gelir. Tanrı Vishõu inanırlarının temel kitabı olan Vishõu Puràõanın konusu aziz Paraşàra ile öğrencisi Maitreya arasındaki soru-cevap şeklindeki karşılıklı konuşmalardan meydana gelmiştir. Eserde yer alan efsaneler ve öyküler o dönemin sosyal ve kültürel yaşantısı hakkında bilgiler içerdiğinden yararlıdır.
Anahtar Kelimeler:
The Two Legends From Vishõu Puràõa
Summary:Indian Mythology is divided in two periods as Vedic and Epic. Puràõas which are supported the beliefs of Vishõu and Shiva belong in the Epic period. The number of existing Puràõas is eighteen. It is difficult to say that when these Puràõas which tell the ancient legends and stories arise. They have five basic distinct characteristics. These are: 1. Creation[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 2. Re- creation[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 3. Ancestry (family trees of gods and Brahmans)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 4. Manu Periods[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 5. Histories of Royal Families. Vishõu Puràõa is one of the eighteen puràõas. It consists of six books and twenty-three thousands couplets. This Puràõa being the basic book of the Vishõu believers[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] has a form of question answer dialogs between rşi Paraşàra and his disciple Maitreya. This is useful to imply that the legends and the stories about social and cultural life of that age.
Keywords:
Hint mitolojisi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Vedik dönem ve Epik dönem olmak üzere iki büyük dönem altında incelenir. Vedik dönemin ürünleri; Vedalar; ègveda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Yacurveda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Samaveda ve Atharvaveda olmak üzere dört büyük eserden meydana gelmiştir. Vedaları âraõyakalar ve Upanishadlar izler. Epik dönemin ürünleri ise destanlar (Mahàbhàrata[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ràmàyaõa ve Harivaüşa) ve Puràõalardır. Puràõaları meydana getirenler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] saz şairleri Sutalardır. Bu yüzden bu eserler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Brahmanlara ait metinler olmaktan çok halka ait olmuşlardır. Yazarları olarak da Hindular Vyasa’yı kabul ederler. Vishõu ve Şiva inançlarını yayan ve destekleyen Puràõaların ne zaman ortaya çıktıkları hakkında kesin bir şey söylemek zordur. Puràõa kelimesinden anlatılmak istenen ise “puràõam àkhyànaü” yani eski öykülerdir.
Eski devirlere ait efsaneler ve öykülerin anlatıldığı Puràõalarda beş temel konu vardır. Bunlardan en az birkaçı bir Puràõanın içeriğini oluşturur. Bu beş konu şunlardır:
1. Sarga (Yaradılış)
2. Pratisarga (Yeniden Yaradılış)
3. Vaüşa (Soy yani Tanrıların ve Rshilerin Soy Kütükleri)
4. Manvantaràõi (Manu Devirleri)
5. Vaüşànuçarita (Hanedanların Tarihleri)
Bilinen on sekiz tane Puràõa(Mahapuràõa) vardır. Bunlar:
Puràõaları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yazılış itibariyle belli bir sıraya koymak mümkün değildir. Çünkü biri yazıldığında diğeri zaten vardır. Bununla birlikte otoriteler Adi Puràõa yani İlk Puràõa olarak Brahma Puràõayı kabul ederler. Matsya Puràõada1 on sekiz Puràõa tek tek sayılır. Bunlar:
Vishõu Puràõa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tanrı Vishõu’nun inanırlarının temel kitabıdır. Bu Puràõa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aziz Paraşàra ile öğrencisi Maitreya arasındaki soru-cevap şeklindeki karşılıklı konuşmalardan meydana gelmiştir. Bu konuşmalarda tanrıların[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şeytanların[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kahramanların ve insan ırkının türeyişleri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dünyanın yaradılışı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mitolojik öyküler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] coğrafi bilgiler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] doğum[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ölüm[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] evlilik gibi törenler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kralların soy listeleri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] eski çağların ermişleri ve krallarıyla ilgili efsanelerden bahsedilir. Hindular Puràõaların yazarı olarak Vyasa’yı kabul etmelerine rağmen[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] altı amşa (kitap) ve yirmi üç bin şlokadan (beyit) meydana gelen Vishõu Puràõanın yazarı Paraşàra’dır.
Yaratıcı tanrı Brahma ve yok edici tanrı Şiva’yla birlikte oluşturdukları Hint tanrı üçlemesinin bir üyesi olan Vishõu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Epik dönemin en önemli tanrılarından biridir. Bilinen en belirgin özelliği güneş ve onun boşluktaki hareketiyle bağlantılı olan “trivikrama” yani üç uzun adımıdır. Onun bu uzun adımlarından ikisi insanlar tarafından görülür ancak üçüncü adımını gökte uçan kuşlar bile göremez. Bu üç adımı aynı zamanda güneşin; “Doğuş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] En Yüksek Nokta ve Batış Noktası” olan üç değişik konumunu da işaret eder. Vishõu’ya geniş yürüyen anlamında “urugàya”[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] geniş adımlayan anlamında da “urukrama” denilmektedir.
Vishõun’nun birinde deniz kabuğu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] birinde disk[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] birinde gürz ve birinde de nilüfer çiçeği taşıdığı dört eli vardır. Görünüşü oldukça olağanüstü ve görkemlidir. Gözleri kırmızı ve bir nilüfer çiçeğinin yaprağı kadar geniştir. Göğsünde süt okyanusunun çalkalanması sırasında meydana geldiği kabul edilen kaustubha adlı bir mücevher vardır. Müthiş bir güce sahiptir ve boğa ile özdeşleştirilmiştir. Binek hayvanı göksel kuş Garuóa’dır. Cenneti altından yapılmış Vaikunta’dır. O sadece koruyucu bir tanrı değil aynı zamanda keder ve günahı yok edendir. Karısı şans tanrıçası Lakşmã’dir.3
Hint mitolojisinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] diğer tanrılara göre Vishõu’nun avataraları (bedenlenme) oldukça ünlüdür. Genel olarak kabul edilen on avatarası vardır. İlk dört avatarası Satyayuga’da4 meydana gelmiştir. Bu avataralardan balık[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kaplumbağa ve domuz avatarası mitolojide ilk olarak tanrı Brahma’ya aittir. Epik döneme gelindiğinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Vishõu inanırları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu avataraları Vishõu’ya mal etmişlerdir. Böylece diğer inançlara karşı kendi inançlarını kuvvetlendirmişlerdir. Bu avataralar:
1. Matsya (Balık): Hint mitolojisinde balık betimlemesiyle karşılaştığımız ilk yer Şatapatha Bràhmaõa’dır (I;8.[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]1-6).5 Bu ünlü tufan efsanesidir. Vishõu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu betimlemesiyle insan ırkının atalarından yedinci Manu’yu selden kurtarır.
2. Kårma (Kaplumbağa): Vishõu Satyayuga’da selden kaybolmuş olan Amrita (hayat suyu)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kaustabha (kutsal mücevher)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Surabhi (bolluk ineği)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Paricata (kutsal ağaç) gibi bir takım değerli şeyleri bulmak için kaplumbağa şeklinde bedenlenmiştir.
3. Vàràha (Domuz): Bu bedenlenmenin ilk görüldüğü yer Taittiriya Samhita’dır. Vishõu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kötü ruh Hiranyaksha’yı öldürerek yeryüzünü onun lanetinden kurtarır.
4. Narasinha (İnsan Aslan): Vishõu dünyayı zalim Daityalar kralı Hiranyakaşipu’nun kötülüğünden korumak için bu şekilde bedenlenmiştir.
5. Vàmana (Cüce): Bu avatarası Vishõu’nun üç adımıyla bağlantılıdır ve kökeni èg Vedaya kadar gider.
6. Paraşuràma (Baltalı Rama): Brahmanlar6 ve Kshatriyalar7 arasındaki savaşta Bràhmaõalara yardım etmek amacıyla savaşçı bir Brahman olarak doğmuştur. Paraşu’nun anlamı balta demektir.
7. Ràmaçandra (Ay Benzeri Ràma): Hintlilerin ünlü Ràmàyaõa destanının kahramanı kral Daşaratha’nın oğlu Ràma olarak doğmuştur. Bu bedenlenmesiyle Rakşasa8 kralı Ravana’yı öldürmüştür.
8. Kçişõa (Kara): Tanrı Vishõu’nun en popüler avatarasıdır. Mahàbhàrata ve Harivaüşa destanında onun birçok macerasından bahsedilir.
9. Buddha (Aydınlanmış): Buddhizmin kurucusu Buddha da Vishõu’nun bir bedenlenmesi olarak düşünülmüştür.
10. Kalkin ya da Kalkã (Beyaz At): Dünyanın son devresi olan Kali devrinin sonunda bütün insanlar erdemlerini kaybedeceklerdir. Her şeyin son derece kötü gittiği bu devirde Vishõu beyaz bir at üstünde oturur biçimde görünecek ve her şeyi eski haline döndürdükten sonra cennete gidecektir.
Vishõu’nun bu on avartarasına ek olarak Bhàgavata Puràõa da[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Purusha (insan)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Nàrada (aziz)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Nara (aziz)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Narayana (aziz)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kapila (aziz)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Dattatreya (aziz)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Yacna ( kurban)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Rishabha (Bharata’nın babası)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Prithu (kral)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Dhanvantari (tanrıların doktoru)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Vedavyasa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Balarama (Kçişna’nın ağabeyi) yirmi iki avatarasından bahsedilir.
Ganj nehrinin Vishõu’nun ayağından doğduğu söylenir. Bin adı vardır. Sadarşanam adlı diski ile karanlığın korkunç ruhlarını yok eder. Arabası yedi at tarafından çekilir. Bir savaşçı olarak sol elinde gürzünü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sağ elinde de uğurlu diskini taşır.
Efsanelerin kimi direk olarak Vishõu’yu överken kimi de dolaylı olarak övmektedir. Epik dönemin bu güçlü tanrısının inanırları kökenleri ègveda’ya kadar giden bazı efsaneleri de kendi kitapları içinde toplamışlardır. Tarihi binlerce yıl geriye giden bu efsaneler bugün bile Hint halkını etkilemektedir.
Nimi Efsanesi
Kral İkshvaku’nun oğlu Nimi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yüzyıl sürecek olan bir kurban töreni başlatır. Kurban töreninde adakları sunması için de aziz Vasishtha’nın yardımını ister. Bunun üzerine Vasishtha beş yüz yıl için İndra’ya karşı görevli olduğunu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] eğer kral bir müddet beklerse gelip baş aziz olarak ayini yönetebileceğini söyler. Vasishtha’nın sözleri karşısında kral sessiz kalır. Bunun üzerine Vasishtha[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kralın kabul ettiğini düşünerek oradan ayrılır. Aziz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İndra için yönettiği töreni tamamlar tamamlamaz hızla yola çıkar. Kurban yerine vardığında[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Nimi’nin kurbanında yardımcı olmaları için Gautama’yla birlikte başka azizleri de çağırdığını görür. Buna canı çok sıkılan ve kendisine bilgi verilmeden görevi Gautama’ya verdiği için sinirlenen Vaistha o sırada uykuda olan kral Nimi’ye lanet ederek bedenini görünmez yapar. Nimi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] uyandığı zaman bedenini kaybettiğini görür. Vasishtha’yı kızdırdığı için aziz tarafından lanetlendiğini anlar ve bedeninden ayrılır. Aynı zamanda Vasishtha’nın ruhu da bedenini terk ederek Mitra ve Varuna ile birleşir.10 Nimi’nin cesedi ise güzel kokulu yağlar ve reçine ile mumyalanarak çürümeden korunur. Böylece ölümsüzleşir. Kurbanı tamamlayıp kendi paylarını alan azizler kurban törenine gelen tanrılara başvurarak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Nimi’nin bedenini geri vermelerini isterler. Fakat Nimi bunu kabul etmeyerek şöyle der: “Bütün dünyevi acıların tesellileri olan Ey Tanrılar! Dünyada üzüntünün nedeni ruhun ve bedenin ayrılığından daha derin değildir. Bundan dolayı ben bütün yaratılmışların gözünde olmak istiyorum ve asla maddi şekle geri dönmek istemiyorum.” Tanrılar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Nimi’nin bu dileğini kabul ederek onu bütün yaşayanların gözlerine yerleştirirler. Bunun sonucunda da yaşayanların gözkapakları hala açılıp kapanır.
Nimi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] geride varis bırakmadan gidince azizler yeryüzünün hükümdarsız kalma endişesi ile prensin bedenini çalkalarlar ve Canaka adında ataları olmayan bir prens meydana getirirler. Babasının bedensiz (videha) olması sonucunda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ona da Vaideha (bedensizin oğlu) ismini verirler.
Efsanenin devamında kralların soy listesi sayılmaktadır. Canaka’nın oğlu Udavasu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onun oğlu Nandivarddhana onun oğlu Mahavirya.....onun oğlu Hrasvaroman[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onun oğlu Siradhvaca’dır.
Sabanla toprağı kazarak bir nesil elde etmek içim Siradhvaca11 kurban töreni hazırlıklarına başlar. Kızı Sita sabanın açtığı yarıktan doğar. Siradhvaca’nın erkek kardeşi Kaşi kralı Kuşadhvaca’dır...............onun oğlu Bahulaşva[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onun oğlu Kriti ile Canaka’nın ailesi biter. Bunların hepsi ruhani bilgide usta Mithila krallarıdır.
Vena Efsanesi
....Mrtyu’nun kızı Sunita[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Anga’ya eş olarak verilir ve büyükbabasının kötü huylarını alan Vena’yı doğurur. Vena[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] azizler tarafından dünya hükümdarı olarak açıklanarak törenle takdim edilir. Kral olarak ilan edilen Vena bundan böyle yapılacak törenlerin ibadetsiz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] adaksız ve Brahmanlara hediyeler verilmeden yerine getirilmesini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] isteyerek şöyle der: “Ben adaklarla adlandırılan kurbanın efendisiyim.” Vena’nın sözlerini duyan azizler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] saygıyla kralın yanına yaklaşıp yumuşak bir ses tonuyla: “ Haşmetli prens! Sizi saygıyla selamlıyoruz; bizi dinleyiniz. Krallığınızı ve yaşamınızı korumak ve halkınızın yararı için uzun ve ciddi dini törenler düzenlememize[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tanrıların tanrısı kurbanın efendisi Hari’ye tapmamıza izin verin; bu ibadet size geri dönecek olan bir meyvenin yarısıdır. Adakların tanrısı Vishõu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bizim tarafımızdan kurban ile teskin edilecek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] siz de böylece isteklerinize kavuşacaksınız. Başka prensler de Hari’nin krallığında dinsel törenler yaparak dileklerine kavuştular” derler. Vena: “Benden daha üstün nitelikleri olan kimdir? Benden başka tapmak için adlandırılan kim? Kurbanın efendisi lakabı takılan bu Hari de kim? Brahma[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Canardana[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Şambu (Şiva)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İndra[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Vayu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Yama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ravi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Hutabhuk[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Varuna[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Dhata[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Pusha[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Bhumi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Çandra; bütün bunlar bir kralın kişiliğinde vardır. Tanrısal olan her şey bir hükümdarın esasıdır. Emirlerimi bilinçli olarak verdim ve onları yerine getirin. Kurban yapmayacaksınız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] adak sunmayacaksınız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sadaka vermeyeceksiniz. Bir kadının ilk vazifesinin eşine sadakat etmesi gibi siz kutsal insanların sorumluluğu da benim emirlerime uymaktır” der. Azizler: “Yüce Kral! Emirlerinizle dindar kişiler çok acı çekebilir. Bütün bu dünya adakların bir dönüşümüdür. Eğer adağı engellerseniz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dünyanın sonu gelir” derler. Azizlerin ricalarını tekrarlamalarına rağmen Vena emirlerinden vazgeçmez. Bunun üzerine azizler öfkeyle bağırarak: “Bu hain biçare ölsün. Başlangıcı ve sonu olmayan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kurbanın tanrısına hakaret eden bu kafir yeryüzü üzerinde hükümdarlık yapmasın” derler ve hep birlikte krala hücum edip[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dini sözler eşliğinde kutsal otlarla vurarak onu katlederler. Böylece Vena dine saygısızlık etmesi sonucunda yok edilen ilk kişi olur.
Vena yok edildikten bir müddet sonra azizler yükselen tozlara bakarak yakınlarında olan halka “bu nedir?” diye sorarlar. Halk; “kralı olmayan bir krallığımız olduğundan şerefsiz insanlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] topraklarımıza el koymaya başladılar. Saygıdeğer azizler! Avlarının üstüne saldırmak için acele eden[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] küme halinde bir araya toplanmış hırsızlar tarafından ortaya çıkarılan şu büyük tozlara bakın” derler. Bunu duyan azizler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kralın nesli olmadan yok olmamasını sağlamak için bir araya gelerek Vena’nın uyluğunu ovarlar. Ovma sonucunda bodur (negra) bir oğlan çocuğu doğar. “Ben ne yapacağım” diye soran çocuğa azizler “otur (nishida)” derler. Böylece onun adı Nishida olur. Onun torunları olan Vindhya dağının sakinleri hala Nishidalar olarak isimlendirilirler. Sonra Brahmanlar kralın sağ uyluğunu ovmaya devam ederler ve Vena’ın ünlü oğlu göz kamaştırıcı Prithu doğar.
Prithu’nun doğumuyla gökyüzünden “Acagava”13 olarak isimlendirilen ilkel yay ve cennetten de tanrısal oklar yeryüzüne iner. Vena “Put”14 diye isimlendirilen cehennemden[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] oğlunun sayesinde kurtulup tekrar krallığına yükselir. Denizlerin ve nehirlerin derinliklerinden mücevherler gelir. Angiraslar (Ateş)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] canlı-cansız bütün her şey Vena’nın oğlunun kutsama törenini yürütmek için toplanırlar. Sağ elinde Vishõu’nun diskinin izini gören Brahma[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Prithu’daki tanrısal gücü anlar ve çok memnun olur. Çünkü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Vishõu’nun diskinin işaretini elinde taşıyan biri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] evrenin imparatoru olmak için doğar ve onun gücü tanrılar tarafından bile yenilemez.
Böylece Vena’nın güçlü oğlu Prithu babasının yönetimi altında ezilmiş olan halkı dertlerden kurtaran dünyanın hükümdarı olarak tanınır. Halkının sevgisini kazanarak raca yani kral lakabını alır. Okyanusun bir başından bir başına geçmek istediği zaman sular donar. Dağlar ona yol açar. Sancağı ile ormanın içinden geçer. Bütün sığırlar bereketli ineklerle eşleşir. Her çiçeğin içine ballar saklanır. Bu eşsiz kahramanın doğum günü için düzenlenecek olan kurban töreni[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Brahma tarafından hazırlanır. Büyük kurban töreni aynı zamanda hünerli şair Magadha’yı ve zeki Suta’yı15 da ortaya çıkarır. Kutsal azizler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu iki insana derler ki: “Vena’nın ünlü oğlu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kral Prithu’ya dua edin; bu sizin özel görevinizdir ve burası da sizin dua etmeniz için uygundur.” Fakat onlar nezaketle Brahmanlara: “Biz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yeryüzünün yeni kralının görevlerini bilmiyoruz. Onun erdemlerini anlamıyoruz. Onun şöhreti her tarafa yayılmadı. Ona nasıl dua edeceğimiz hakkında bize bilgi verin” derler. Bunun üzerine Brahmanlar: “Görevleri yürütecek olan kahraman krala şükredin; göstereceği erdemler için ona dua edin” derler.
Brahmanların bu sözlerini duyan kral çok memnun olur. Sadece dürüst davranışlar sayesinde erdemli kişilerin böyle bir övgüyü elde edeceğini düşünür. Ozanların söylediği övgü dolu methiyeler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onun erdemli davranışı sonucunda olacaktır. Bu yüzden onların övgü dolu methiyelerini elde etmek için çaba harcaması gerektiğine karar verir. Eğer onlar hatalardan uzak durmayı ona öğretirlerse[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o da ondan kaçınmaya çalışacaktır. Böylece Prithu nazikçe gelecekteki ünlü erdemlerini tatlı bir ses tonuyla öven ozanları dinler.
“Bir kral[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] doğru sözlü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] cömert ve sözünün takipçisidir. Akıllı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yardımsever[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sabırlı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] cesur ve kötülerin düşmanıdır. Görevlerini bilir. Merhametli ve naziktir. Kutsal şeylere saygı duyar. Kurban töreni düzenler. Brahmanlara saygı gösterir. İyileri sever ve adaletli yönteminde dost ya da düşman ayırmaz.”
Bu değerler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Suta ve Magadha tarafından krala söylenir. Kral[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ozanların söylediklerinin hepsini uygular. Bu dünyayı korumak için[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bol adakların sunulduğu büyük bir kurban töreni düzenler. Erksizlik dönemi boyunca acı çeken halk[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yenilebilir bitkilerin yok olduğunu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] başlarına bela olan kıtlıktan çektikleri ızdırabı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kralsız kaldıkları süre içinde Yeryüzünün bütün sebze üretimlerinin durduğunu bunun sonucunda da insanların mahvolduğunu krallarına söyleyerek eklerler: “Siz! Bize geçim veren[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] insanları korumak için yaratıcı tarafından meydana getirildiniz; açlıktan kırılan halkınızın yaşamını desteklemek için bize sebzeleri bağışlayın” derler.
Bu sözleri işiten Prithu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tanrısal yayı Acagava’yı ve göksel oklarını alarak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] büyük bir öfke içinde Yeryüzüne hücum eder. Yeryüzü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] inek şekline girerek acele ile ondan kaçar. Kralın korkusuyla Brahma’nın cennetteki yerine gelir. Fakat nereye giderse gitsin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yaşamın destekleyicisi de oraya gelir. Orada silahlarını havaya kaldırmış Prithu’yu gören Yeryüzü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] korku içinde titreyerek yiğitliği önlenemez Prithu’ya; “Beni usanmadan öldürmek için arayan siz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir kadın öldürmenin günahını bilmiyorsunuz” der. Bunun üzerine prens; “birçok mutluluk kötü bir varlığın yok edilmesiyle elde edilecekse[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o varlığın ölümü erdemli bir iştir” der. Bunun üzerine Yeryüzü; “fakat halkınızı yüceltmek için benim hayatıma son vererek onların desteğini nasıl kazanacaksın.” Kral; “emirlerimi dinlerler” dedikten sonra şöyle devam eder; “eğer seni yok edersem[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] adaklarım sayesinde halkım beni destekleyecektir.” Sonra korkudan tir tir titreyen Yeryüzü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Prithu’ya saygılarını sunarak şöyle der: “Eğer uygun araçlar çalıştırılırsa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bütün girişimler başarılır. Başarının aracını size söyleyeceğim. Bütün sebze üretimi eskimişti ve ben onları yok ettim; fakat sizin emirlerinizle sütle geliştirilmiş olarak onları onaracağım. Bu yüzden prenslerin en erdemlisi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] insanoğlunun yararı için bana buzağı verin. Böylece sütümün sayesinde bitki tohumlarının bütün her yere eşit olarak dağılmasını sağlarım.”
Böylece Prithu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yüzlerce[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] binlerce dağı küme halinde köklerinden sökerek birbiri üzerine kümeler. Bu zamandan önce köylerin ve kasabaların belirlenmiş sınırları yoktur. Yeryüzünün üstü düzensizdir. Tarım yoktur. Otlak yoktur. Ziraat yoktur. Tüccarlar için yol yoktur. Bütün bunlar yani medeniyet Prithu’nun hükümdarlığı zamanında başlar. Prithu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] düzleşmiş olan yeryüzünde barınak yapmaları için halkını teşvik eder. Yine bu zamandan önce insanların besin kaynaklarını oluşturan meyveler ve kökler büyük zorluklarla temin edilmektedir. Bütün sebzeler yok olmuştur. Böylece Svayambhuva Manu16 buzağıyı meydana getirir ve yeryüzüne süt sağar. Sütü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] insanlığın yararı için kendi eliyle sunar. Böylece insanların devamlı olarak geçimini sağlayan çok çeşitli mısır ve sebzeler üretilir. Yeryüzüne yaşam verdikten sonra Prithu onun babası olur. Yeryüzüne de Prithu’nun kızı anlamında Prithivi lakabı verilir. Sonra tanrılar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] azizler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Rakshasalar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Gandharbhalar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Yakşalar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Pitriler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yılanlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dağlar ve ağaçlar uygun bir süt kabı aldılar ve yararlı sütü yeryüzüne akıttılar.
Bir anne gibi sarıp sarmalayan bu dünya[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Vishõu’nun ayak tabanından meydana getirilmiştir. Böylece yeryüzünün efendisi olan Vena’nın kahraman oğlu doğmuştur. Prithu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] halkı tarafından çok sevilen ve raca lakabı verilen ilk kişidir. Her kim Vena’nın kahraman oğlu Prithu’nun öyküsünü dinler ve anlatırsa bütün sıkıntılarından kurtulur. İşte Prithu’nun değerli öyküsü budur.
Sonuç:
Vishõu Puràõa’nın (I[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]XII ve IV[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]V)de yer alan Vena ve Nimi efsanelerinde dikkatimizi çeken konulardan biri lanet motifidir. Kral Nimi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aziz Vasishtha’ya verdiği sözü tutmadığı için[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kral Vena ise din adamlarına adak sunmayı redettiği için[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] azizler tarafından lanetlenmişlerdir. Bu lanet sonucunda Nimi görünmez olmuş Vena ise hayatını kaybetmiştir. Bu oldukça ilginçtir; çünkü olay[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] toplumun iki önemli ve üstün sınıfı yani Brahmanlar (din adamları) ve Kşatriyalar (savaşçı) arasındaki çekişmenin bir sonucu gerçekleşmiştir. Kşatriyalar toplumun hakimi olan krallar ve prenslerden oluşan savaşçı bir topluluktur. Brahmanalar ise din adamlarından meydana gelmiştir ve bu iki topluluk karşımıza hep birlikte çalışan uyumlu bir ikili olarak çıkmaktadır. Oysa burada birbirlerine ters düşmüş ve durum Brahmanların zaferiyle sonuçlanmıştır. Bunda Vedik dönemden sonra gelen Brahmana döneminin etkisi büyüktür. Din adamlarının hakim olduğu bu dönem[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendinden sonra gelen dönemleri de etkisi altına almıştır. Efsanelerin geçtiği Epik dönemde bu dönemlerdendir. Toplumun sınıflara bölünmesi ilk olarak Rgveda’da (X[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 90;12)karşımıza çıkar. Ancak buradaki bölünme mesleki sınıflamalar şeklindedir. Zamanla bu sistem değişmiştir.
Efsanelerdeki diğer bir ortak nokta da mucize konusudur. Kral Nimi’nin bedeninin çalkalanması sonucunda Mithila Krallarının soyu ortaya çıkmıştır. Bu Hintlilerin ünlü destanlarından biri olan Ramayana destanının kahramanı Rama’nın eşi Sita’nın babasının soyudur. Aynı şekilde Vena’nın oyluklarının ovulmasıyla da Nishida soyu ortaya çıkmıştır. Bu soyun krallarından Guha[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] üvey annesinin entrikası sonucunda sürgüne giden Rama’yı bir müddet krallığında misafir etmiştir. Hatta Rama kendisini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] geri dönmesi için ikna etmeye çalışan erkek kardeşi Bharata ile Guha’nın krallığında buluşmuştur.
Vena efsanesinde azizlerin sayesinde kral Vena’nın Prithu adında[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tanrısal güçlere sahip bir oğlu daha olmuştur. Bu çocuğun doğumuyla gökyüzünden Acagava yayı inmiştir. Bu yay[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Mahadeva (Şiva) yani Büyük Tanrı’ya aittir. Aynı zamanda Prithu’nun sağ elinde Vishõu’nun diskinin izi vardır. Epik dönemin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tanrı Brahma’yla birlikte tanrı üçlemesini oluşturan Vishnu ve Şiva[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir çocuğun bedeninde buluşmuştur. Bunun altında da yine din adamları vardır. Çünkü Vena azizler tarafından katledilmiş kötü bir kraldır ve din adamları halkın gözünde güçlerini artırmak için tanrısal güçlere sahip bir çocuk meydana getirmişlerdir. Bu da bize gösteriyor ki Brahmanlar istediklerini rahatlıkla yapabilen güce sahip bir topluluktur.
Vishõu inanırlarının kitabı olan Vishõu Puràõa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Vishõu’yu öven efsanelerin ve öykülerin yanı sıra soy kütüklerinden[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] insan ırkının ilk ataları olan Manulardan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Hinduların kutsal kitapları Vedalardan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] toplumu sınıflara bölen kast sisteminden[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] evlilik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] doğum ve ölüm gibi törenlerden de bahseder. Epik dönem içinde yer alan Puràõalar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o döneme ait sosyal ve kültürel yaşam hakkında bilgiler içermesi bakımında da oldukça yararlı kaynaklardır.
The Matsya Puràõam[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Translate: A Taluqdar of Oudh[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Munishiram Manoharlal Publishers[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] New Delhi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 1980.
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:20 am
Telepinu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] büyük fırtına tanrısının oğludur. Bolluk ve bitki tanrısıdır. Telepinu kaybolduğu zaman ocakta ateşler söndü. Tapınaklarda tanrılar bunaldı. Ağılarda koyunlar boğuldu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ahırlarda sığırlar oldu. Koyun[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kuzusunu; inek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] danasını bıraktı. Telepinu kaybolduğu zaman[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tarladan ekinleri beraber götürdü. Artık arpa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] buğday bitmez oldu. Koyunlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sığırlar ve insanlar çiftleşmez[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gebeler doğurmaz oldular. Ağaçlar kurudu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] filizler çürüdü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kaynaklar kesildi. Ülkeyi kıtlık bürüdü. İnsanlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tanrılar açlıktan kıvrandılar. Büyük güneş tanrısı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir ziyafet hazırladı. Bin tanrıyı çağırdı. Yedilerse de doymadılar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] içtilerse de kanmadılar.
Bunun üzerine fırtına tanrısı oğlu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Telepinu'yu araştırdı. Telepinu ise kızarak kaçmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bütün iyi şeyleri beraberinde götürmüştü. Büyük tanrılar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] küçük tanrılar Telepinu'yu aramaya çıktılar. Güneş tanrı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kartalı öncü gönderdi ve «Git yüksek dağları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dereleri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yamaçları araştır!»dedi. Kartal[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gitti. Telepinu'yu bulamadı. geri dondu. Güneş tanrıya: «Kudretli tanrı! Telepinu'yu bulamadım.» dedi. Fırtına tanrısı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] baş tanrıçaya: «Ne yapalım? Açlıktan öleceğiz» dedi. Güneş tanrıçası[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] fırtına tanrısına: «Ne istersen yap[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Telepinu'yu aramaya kendin git.» dedi. Fırtına tanrısı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Telepinu'yu aramaya gitti. Onun şehrindeki evinin kapısını çaldı. Fakat o evde değildi. Kapı açılmadı. Kendi evine dönerek tahtına oturdu. Tanrıça[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kartalı bir daha gönderdi. Ona: «Git Telepinu'yu ara!» dedi. Fırtına tanrısı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tanrıçaya: «Büyük tanrılar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] küçük tanrılar onu aradılar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] fakat bulamadılar. Bu kartal mi onu bulacak? Bunun gözü keskinse onların gözleri de keskindir.» dedi. Tanrıça[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yine kartalı gönderdi: «Git yüce dağları ara[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tara!» dedi. Kartal[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] uçtu; yüce dağları araştırdı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bulamadı. Şu haberi getirdi: «Ben[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onu bulamıyorum.»
Tanrıça[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu defa Ari'yi gönderdi: «Git Telepinu'yu sen ara! Bulursan onun ellerini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ayaklarını sok! Onu al getir. Mum al[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onu yıka[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] temizle ve bana getir.» dedi.
Fırtına tanrısı tanrıçaya dedi ki: «Büyük tanrılar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] küçük tanrılar onu aradılar; fakat bulamadılar. Bu arı mı onu bulacak?»
Tanrıça fırtına tanrısına dedi ki: «Sen[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] arıyı bırak. O gidip onu bulacak!»
Arı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] oradan uçtu. Aramaya başladı. Her tarafı dolaştı. Irmakları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kaynakları araştırdı. Sonunda Telepinu'yu uyurken buldu. Telepinu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] acele evine geldi. O zaman ocaklara ateş geldi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ağıllara koyun[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] âhırlara sığır doldu. Ana çocuğunu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] koyun kuzusunu ve inek danasını doğurdu.[1] Kaynaklar
Antoine Fuqua'nin King Arthur filmine göre Sarmatya'lı Yuvarlak Masa Şövalyelerinden biri. Anavatanı Karadenizin kuzeyinde o zamanki adıyla Sarmaya olan ülke. Sarmatlar Roma İmparatorluğu ile savaşıyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yeniliyor ve bunun sonucunda yapılan anlaşmanın maddelerinden birine göre çocukları küçük yaşlarda Roma Ordusuna alınarak 15 sene boyunca zorunlu şövalyelik yapıyor. Şövalye Tristan da bu çocuklardan biridir. Kıyafetleri ve kullandığı silahları ile oldukça oriental bir görüntü vermektedir. Ok atmak ve nişancılıktaki ustalığı onun üstün özellikleridir. Diğer şövalyelere hiç benzemez daha asosyal bir yaşantısı vardır. Genelde ekipten ayrı çalışır gözetleme gibi bireysel faaliyetlerle ekibine destek verir. Hayatı çok fazla sorgulamaz. Hayattaki rolünü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] risklerini ölmeyi ve insan öldürmeyi kabul etmiştir ve bunu sorgulamadan yaşar. Diğer şövalyeler görevleri ve riskler üzerine tartışırlarken Tristan onlarla ve ölümle dalga geçmektedir. Gerek bu tip yaklaşımları gerekse asosyal yapısı ve bazen insanüstü gibi görünen yetenekleri yüzünden diğer şövalyeler tarafından anlaşılmaz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dengesiz ve farklı olarak görünmektedir. Ama ölümle dalga geçmesi veya insan öldürme işini sorgulamadan yapması onun insancıl vasıfları olmadığı anlamına gelmiyor. Ona karşı soğuk tutumlarına rağmen arkadaşlarına bağlı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir kuşla iletişim kurabilecek kadar duygusal[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir kralın karşısına çıkabilecek ve ağır yaralıyken bile pes etmeyecek kadar cesurdur.
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:22 am
İlk defa 1210 yılında Gottfried von Strasburg tarafından derlenen Kelt kökenli İngiliz destanı. Dünya edebiyatının en güzel destanlarından biridir. Daha sonra 1300 yıllarında[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 3344 dizeyle[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Sir Tristram adıyla da yazılmış; fakat en önemli çalışmaları Sir Walter Scott yapmıştır.
Annesi Blanchefleur'le[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] babası Kral Rivalen'i kaybeden şövalye Tristan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İngiltere Kralı olan amcası Marke'a yollanır. Şövalye ruhu taşıyan cesur Tristan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] burada amcasının sempatisini ve güvenini kazanır.
Kral Marke (Marc Cornaouailles)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İrlanda Kralı'nın kızı Altın Saçlı İsolde ile evlenmek ister. Bu siyâsi evliliğe aracılık etmesi amacıyla şövalye Tristan'ı yollar.
Siyasi evliliğinden haberdâr edilen İsolde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] buna karşı çıkmaz; fakat müstakbel kocasının kendisine aşık olmasını da ister. Bunun için[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] büyücüler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir iksir hazırlarlar.
İsolde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu iksirin başkalarının ele geçmemesi için onu en yakın arkadaşı Brangane'e verir. Kadın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bunu bir şarap şişesine boşaltır.
İngiltere'ye deniz ötesi yolculuk başlar. Gemide Brangane'nin yanlarından ayrıldığı bir vakitte[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İsolde'yi korumak ve ona moral vermek amacıyla yanında bulunan Tristan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ona şarap ikram etmek ister. Şarap bulamayınca Brangane'nin çantasındaki şişeyi fark eder. Bunun bir Aşk İksiri olduğunu bilmeyen Tristan bundan bir kadeh İsolde'ye de verir. İşte ünlü aşkları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu şekilde başlamıştır. İçeri giren Brangane[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bunu fark eder; fakat artık elinden bir şey gelmez. İsolde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Tristan'a vurulmuştur.
Hayatlarının tehlikeye girmemesi için bu aşk[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gizli tutulur. Tristan ve İsolde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gizli gizli buluşmaya başlarlar.
Onlar buluşurken bazı dedikodular[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İsolde'nin kocası Kral Marke'a ulaşır. Kral[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onların buluştuğu göl kıyısını öğrenir ve oraya gizlice saklanır. İsolde ve Tristan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] orada buluşurlar; fakat ağaçların arasındaki gölgeyi fark edince doğaçlama bir tiyatro oynamaya başlarlar. İsolde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Tristran'a bu şekilde Kral ile olan evliliklerinin tehlikeye girebileceğini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kem göz taşıyanların bunu yanlış anlayabileceğini söyler. Kral bunu duyunca vicdan azabından kahrolur ve onlara daha iyi davranmaya başlar.
Dedikodular[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gittikçe artmaktadır ve bunlar Kral'ın içindeki şüpheleri körüklemektedirler. Kral[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] en sonunda ikisinden de sarayı terk etmelerini rica eder. İkisi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sarayı terk edip bir ormana girerler. Ormanda geceyi geçirmek için bir mağara bulurlar ve orada uyurlar. Onları takip eden gözcüler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mağarayı krala haber verirler ve kral mağaraya gizlice girer.
Gördüklerine inanamamıştır; çünkü Tristan ve İsolde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ayrı yerlerde yatıyorlar ve aralarında bir kılıç duruyordur. Yatan iki kişinin arasına konan kılıç[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] orada namusu sembol etmektedir. Kral[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bunun üzerine onları saraya tekrar davet eder. Törenle saraya yerleşirler.
Bu gizli buluşmalar devam ediyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] birçok köylü de onları görüyordur. En sonunda Kral[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendisi de bunları fark eder ve öfkeyle onları cezalandırır.
Korkunç son[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gelmiştir. Tristan ve İsolde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ayrı ülkelere sürgüne gönderilirler.
Strasburg'un derlemesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] burada bitmektedir. Buraya kadar yazılan bölüm[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 22.000 dizeden oluşmaktadır. Bırakmayıp zehirletmek istemesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Tristan'ın zehirlenmesi fakat İsolde'nin kurtulmasıdır. İsolde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hikâyeye göre[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Tristan ölmek üzere iken yanına gelir; fakat Tristan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onu göremeden ölmüştür. İsolde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onun yanında ölür.
Diğer bir anlatıya göre Tristan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sürgünde iken evlenmiş; fakat yeni karısı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onun sönmeyen aşkını öğrenmiştir. Tristan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İsolde'yi yanına çağırmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gemisine beyaz yelken çekmesini dilemiştir. Bunu da duyan karısı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Tristan'ı zehirlemiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ufukta bir gemi gören Tristan'a onun kara yelkenli olduğunu söylemiş ve Tristan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] son nefesini vermiştir. Beyaz yelkenli gemi gelince İsolde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Tristan'ı ölü bulmuş ve o da onun yanında can vermiştir. Bunu duyan Kral[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] pişman olmuş ve ikisine bir mezar yaptırmıştır
Sir Walter Scott'un da ayrı bir son yazdığı biliniyor.
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:22 am
Pers mitolojisi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İran platosu ve onun sınır bölgeleri ile Karadeniz'den Hoten'e kadar uzanan Orta Asya bölgelerinde yaşamış ve birbirleriyle kültürel ve dilsel olarak ilişkili olan eski halkların inanç ve ibadet uygulamalarının bütününe verilen isimdir. Anahtar Metinler Yaklaşık bin yıl önce Firdevsi tarafından kaleme alınmış Şahname Pers mitolojisinin merkezi toplamı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] derlemesi konumundadır. Firdevsi'nin çalışması[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] atıflarıyla birlikte[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Mazdaizm ve Zerdüştlük'teki karakter ve hikayelerden temel almıştır. Ayrıca kullanılan materyalin sadece Avesta`dan değil daha sonra ortaya çıkmış Bundahişn ve Denkard gibi metinlerden de olduğu bilinmektedir. Dini Arkaplan Pers mitolojisindeki karakterler güçlü bir biçimde ikiye ayrılmıştır: iyi olanlar ve kötü olanlar. Bu ikici iyi-kötü anlayışı Pers mitolojisindeki hikaye[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] figür ve çeşitli motiflere de yansır. Bu anlayışın kökeni Zerdüştlük'teki Ahura Mazda'nın (Avestaca[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daha sonraları Farsça'da Hürmüz) iki emanasyonu anlayışı üzerine kurulmuştur. Spenta Mainyu yapıcı enerjinin kaynağı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Angra Mainyu ise karanlık[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yıkım ve ölümün kaynağıdır. Pers mitolojisinde büyük sayılarda bulunan daeva (Avestaca[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Farsça: div) yani 'ilahi' veya 'parlak' isminde varlıklar da bulunmaktadır. Bunlara Zerdüşt Mazdaizmi'nden önceki zamanlarda tapılmaktaydı ve Vedik dinlerdeki gibi bu Zerdüşt öncesi Mazdaizm biçiminin bağlıları daeva`nın kutsal varlıklar olduğuna inanmaktaydı. Fakat[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Zerdüşt'ün dini reformlarından sonra terim cinlerle özdeşleştirilmiştir. Yine de Hazar Denizi'nin güneyinde yaşayan İranlılar daeva tapımını sürdürdüler ve Zerdüştlüğü kabul etmemekte direndiler ve böylece de daeva`yı içinde barındıran bazı efsaneler bugüne kadar ulaşabilmiştir. Örnek olarak Mazandaran'ın Div-e Sepid yani "beyaz daeva" isimli efsanesi verilebilir. Ayrıca[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Zerdüşt şeytan epitomisi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Angra Mainyu veya Farsça Ehrimen[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daha sonraki dönemlerde İran edebiyatında Zerdüştçü/Mazdaist kimliğini kayberedek bir div olarak tasvir edilmiştir. İslam'ın bölgeyi fethinden sonraki dönemlerde Ehrimen noktalı vücuda ve iki boynuza sahip bir adam olarak tasvir edilmiştir. Zaman zaman İslam'daki şeytan kavramı ile de bütünleşmiştir. İyi ve Kötü Pers mitoloji ve destanlarındaki en ünlü karakter Rüstem'dir. Bir başka ünlü figür de despotizmin sembolü olan Zahhak'tır. Zahhak sonunda Demirci Kaveh tarafından yenilgiye uğratılır. Zahhak ile ilgili ilginç ve bilgi verici bir nokta da Zahhak'ın omuzlarından çıkan ve onu koruyan iki engerek yılanıdır. Zira yılan çoğu Doğu mitolojisi gibi Pers mitolojisinde de kötülüğün sembolüdür. Pers mitolojisinde birçok farklı hayvan bulunur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir kısmı iyiliği bir kısmı ise kötülüğü sembolize eder. İyiliği sembolize eden ve hiç kuşkusuz Pers mitoloji ve destanlarında büyük önem atfedilen hayvan kuştur. Bu kuşların en ünlüleri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] büyük[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bilge ve güzel olan Simurg ve kraliyet kuşu olan Huma'dır. Pari (Avestaca: Pairika) veya Türkçe'de kullanılan şekliyle peri erken dönem Pers mitolojisinde güzel fakat kötü (şeytani) bir kadın olarak tanımlanırdı. İslam'ın gelişinden sonra niyet ve doğasına dair bu görüş değişime uğramış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] zamanla kötülüğünü yitirmiş fakat güzelliği artmıştır ve sonunda çok güzel[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kesinlikle kötü olmayan bir kadın olarak tasvir edilmiştir ve güzelliğin sembolü haline gelmiştir ki bu anlamda İslam'daki cennet inancında var olan huri kavramıyla ilişkilendirilmiş olduğu söylenebilir. Fakat yine de köken olarak pariye bağlanabilecek bir kötü (şeytani) kadın tiplemesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Patiareh[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hâlâ varlığını sürdürmektedir ve fahişeleri sembolize etmektedir
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:24 am
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Zaloğlu Rüstem (Zal Oğlu Rüstem[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Rüstem-i Zal)
Yöre: İran
İran'ın efsanevî kahramanlarından. Ünlü İran şairi Firdevsi'ye ait olan "Şehname" adlı eserde büyük bir kahramana olarak gösterilir. Rüstem[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Türk edebiyatında Rüstem-i Zâl[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] halk ağzında da Zaloğlu Rüstem diye anılır. Bilhassa İranlılar ile Turanlılar arasındaki mücadelelerde bükük kahramanlık[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] güçlülük ve yiğitlik göstermiştir. Bu yüzden pehlivan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yiğit[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hükümdar gibi şahısları övmek için Zaloğlu Rüstem'in adı kullanılır.[1]
Eski Pers İmparatorluğu'yla ne kadar alakası var[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] orasını bilemem; ama bu kişi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İranlı bir savasçı ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] girdiği savaşlardan hezimet görmeyen bir komutan. Aynı zamanda kişilik ve bedensel olarak çok güçlü birisi görünüşündeki heybetiyle o[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yüzlerce kişiye korku salıyordu. Hatta bazı kaynaklarda kendisinden alıntı yapılarak "Okla vurulmayacağına kanaat getirirse[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] meydanda bin kişiye meydan okuma cesareti varmış"... Bu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ne kadar doğru bilemem; ama gerçekten karşısına bir ordu çıkaracak kadar bazı korkak medeniyetler de vardı. Kendilerini uygar gören doğu kavimlerini ve cahil diye adlandıranların[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] korkak sananların aynaya baktıkları kesindir.
Size bir kıssadan alıntı yapmak istiyorum Yeryüzünde yaratılmışların içinde en güçlü insanlardan bir tanesi. İslam alimlerinden bir rivayete göre; Hz. Ali'ye Allah C.C. "Aslanım" dedigi zaman Hz. Ali[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir benlik duygusuna kapıldı; "O kadar güçlüyüm ki Rabbim bana Aslanım dedi" ve Allah C.C.'ye dua etti: "Rabbim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] senin yarattığın güçlülerden birini bana göster!" o vakit[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Cebrail A.S. insan kılığında gelerek Hz. Ali'ye; "Mezarlığa git ve Rüstem diye seslen!" dedi. Hz. Ali[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mezarlığa giderek; "Selamun aleyküm Rüstem!" diye seslendi. Birçok mezardan; "Aleyküm selam!" diye ses geldi. O zaman Cebrail A.S. tekrar gelerek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Hz. Ali'ye; "Zal Oğlu Rüstem diye seslen ve sakin elini verme!" dedi. Hz. Ali[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tekrar mezarlığa döndü ve; "Selamun Aleyküm Zal Oğlu Rüstem'" diye seslendi. Bir mezardan birisi çıktı. Topraga bastı ve beline kadar toprağa gömüldü. "Ya Ali" dedi "Tut elimi de çıkayım." Hz. Ali[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yerden aldığı bir taşı Zal Oğlu Rüstem'in eline tutuşturdu. Zal Oğlu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] taşı bir sıktı ki suyunu çıkardı. Üfledi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tozunu çıkardı. "Ey Ali!" dedi. "Allah C.C.[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sana Aslamnım dedi. Bana Kedim deseydi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sen o zaman görseydin Rüstem'i"...
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:25 am
Snorri Sturluson (1179 – 1242) tarafından yazılan ve Norveç krallarının yaşam öykülerini anlatan saga türü destanın adıdır. Heimskringla 16 bölümden oluşmakta ve her bölüm ayrı bir kralın öyküsünü anlatmaktadır.
Sonradan çeşitli dillere çevrilen bu yapıtta[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] savaşçı ve büyücü İskandinav tanrısı Odin'in soyundan geldiği varsayılan Norveç krallarının tarihi şiirsel bir dille anlatılır.
Bu eserde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] milattan sonra 995-1000 seneleri arasında Norveç kralı olan Olaf Tryggvason[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir deniz savaşında yenilir. ünlü gemisi Uzun Yılan (Uzun Solucan)'dan atlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ama efsaneye göre boğulmaz. Yüze yüze güvenli bir yere gider ve Yunanistan ya da Suriye'de bir keşiş olarak ölür.
English
Heimskringla is the best known of the Old Norse kings' sagas. It was written in Old Norse in Iceland by the poet and historian Snorri Sturluson (1179–1242) ca. 1230. The name Heimskringla was first used in the 17th century[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] derived from the first two words of one of the manuscripts (kringla heimsins - the circle of the world).
Heimskringla is a collection of tales about the Norwegian kings[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] beginning with the legendary Swedish dynasty of the Ynglingas[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] followed by accounts of historical Norwegian rulers from Harald Fairhair of the 9th century up to the death of the pretender Eystein Meyla in 1177. The exact sources of his work are disputed[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] but included earlier kings' sagas[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] such as Morkinskinna[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Fagrskinna and the twelfth century Norwegian synoptic histories and oral traditions[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] notably many skaldic poems. Snorri had himself visited Norway and Sweden. For events of mid-12th century[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Snorri explicitly names the now lost work Hryggjarstykki as his source. The composition of the sagas is Snorri's.
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:25 am
İsa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kral Hirodes'in günlerinde Yahudiye Beytlehem'inde doğduğu zaman[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] işte[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Şark'tan Yeruşalim'e müneccimler gelip dediler: "Yahudiler'in kralı doğan zat nerededir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çünkü onun yıldızını Şark'ta gördük ve ona secde kılmaya geldik. Ve işte Şark'ta gördükleri yıldız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] önlerince gidiyordu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ta çocuğun bulunduğu yere kadar gelerek üzerinde durdu. Onlar da yıldızı gördükleri zaman taşkın sevinçle sevindiler. MATTA 2: 1-2[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]9-10
Eski çağların gizleri içinde Hıristiyan inancına göre İsa'nın Nasıra'da Mesih olarak doğduğunu bildiren Beytlehem Yıldızı kadar tartışmalını çok azdır. Matta İncili'nde yıldızın tarifi pek kısadır. "Doğu"daki bir yıldızın müneccimlere Yahudiye'deki Mesih'i bulmaları için yol gösterdiği söylenir. Onları Mesih'in kehanetlerdeki doğum yeri olan Beytlehem'e Yahuda kralı Hirodes gönderdiği için müneccimlerin yıldızı Beytlehem Yıldızı olarak bilinmiştir.
Bazı araştırmacılar "yıldız" falan olmadığına ve hikâyenin İsa'nın ilahi doğumunun mesajını iletmek amacını taşıyan bir efsane olduğuna inanırlar. Ancak hikâyenin tarihi bir temeli olduğuna inananların sayısı da fazladır. O yıldızı bulma araştırmaları ortaya pek çok kuramın çıkmasına neden olmuştur.
İsa'nın doğum tarihi bilinmediği için Müneccimleri Yahudiye'ye çekenin ne olduğunu saptamak güçtür. Kitabı Mukaddes araştırmacıları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 25 Aralık'ın İsa'nın doğduğu gün olmayıp[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Hıristiyanların 354 yılı civarında benimsedikleri Romalılar'ın Fethedilemez Güneş Bayramı günü olduğuna inanırlar.
Dahası[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Dionysius Exiguus (yaklaşık 533 yılı)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] takvim yıllarını numaraladığında İsa'nın doğum yılını yanlış hesaplamıştır. Araştırmacıların çoğu Hirodes'in İÖ 4 yılında öldüğü ve İsa'nın da "Hirodes zamanında" doğduğu için İsa'nın doğumunu İÖ 8 ila 4 yılları arasında bir zaman çerçevesine oturturlar.
Bu zaman çerçevesi içinde esrarengiz yıldızı arayan araştırmacılar pek çok göksel nesne önermişlerdir. Eski çağlarda "uzun saçlı yıldızlar" denilen kuyruklu yıldızlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yıldızın "önden gittiği" ve bebek İsa'nın "üzerinde durduğu" söylendiği için mümkün olabilecek nesnelerdir.
Bir kuyruklu yıldız yıldızlar arasında yavaş hareket ettiği için bu durum yıldızın hareketini açıklayabilir. Ancak bir kuyruklu yıldızın görünmesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir kralın doğumunun değil[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ölümünün işareti sayılırdı. Ayrıca Matta'da Hirodes ile Kudüs halkının yıldızı görmedikleri söylenir ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu da yıldızın fazla görünmediğini gösterir.
"Yeni bir yıldız" herkes tarafından görüleceği için aynı şey bir nova için de geçerlidir. İÖ 5. yüzyılda Çin'de bir nova kaydı vardır ama Batılı astrolojik kayıtlarda bir kralın doğumunu bildiren yeni bir yıldız göründüğü belirtilmemiştir.
Müneccimlerin bebek İsa'ya armağanlar vermesi. Bu Roma katakomb tabletinde "Severa tanrı ile git" yazmaktadır.
Beytlehem Yıldızı Doğulu üç bilge adama ya da müneccime yol gösteriyor: İtalya'da Ravenna'da S. Apollinare Nuovo kilisesinde 6. yüzyıldan kalma mozaik.
Şu andaki kuramların çoğu gezegenlerin hareketlerine ilişkindir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ancak İsa'nın doğduğu zaman gezegenler sayısız kere dünyanın yakınından geçmişlerdi. Gezegenlerin gözle görünür gruplaşması ille de bir kralın doğduğunun alametleri değildi.
Roma imparatorları gibi kişilerin doğumlarındaki astrolojik durumlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çağdaş standartlara göre pek etkileyici sayılmazdı. Yıldızın belirsiz bir astrolojik kavram olması Hirodes ile Kudüs halkının ona dikkat etmemiş olmasıyla da vurgulanmaktadır. Yahudiler müneccim astrolojisini uygulamazlardı.
(Solda) Eski çağlarda kuyruklu yıldızlar bir kralın doğumunun değil[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ölümünün habercisiydiler. İmparator Augustus Sezar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İÖ 44 yılında görülen meşum kuyruklu yıldızın öldürülmüş Jul Sezar'ın ruhu olduğunu iddia etmişti. Roma dinarı üzerinde kuyruklu yıldız ile Jul Sezar. (Sağda) 6. yıldan kalma bir Roma sikkesinde Koç (Aries)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] başını çevirmiş bir yıldıza bakıyor. Üzerinde "Antakya Metropolis halkı" yazılı.BİR ROMA SİKKESİNDEKİ İPUCU
Yıldızın astrolojik anlamı konusundaki yeni bir görüş de İsa'nın doğum yıllarında Antakya'da çıkarılan bir Roma sikkesinden kaynaklanmıştır. Tunç sikkede astrolojik burç olan Koç (Aries)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir yıldızın altında görülmektedir. Claudius Ptolemaios'un Tetrabiblos'u[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "astrolojinin kutsal kitabı"[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bize Aries'in Yahudiye[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Samariya[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İdumea[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Coele Suriyesi ve Filistin'de insani faaliyetleri kontrol ettiğini anlatır. Bu sayılan yerlerin hepsi Kral Hirodes'in ülkesindedir.
Sikke[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Yahudiye'nin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] başkenti Antakya olan Roma Suriyesi'ne 6. yılda katılmasının anısına çıkarılmış olabilir. Koç'un üzerindeki yıldız Yahudiye'nin Roma Antakya'sı hâkimiyeti altındaki yeni kaderini simgeler. Ancak sikkenin önemi astrologların Yahudiye'de bir kral doğumu için Koç burcunu gözlemlediklerini göstermektedir.
Floransalı ressam Giotto di Bondone "Müneccimlerin Tapınması"nı (Capulla degli Scrovegni[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Padua) yaparken eski çağlardaki kuyruklu yıldızın mesajının farkında değildi. Bu fresk üzerinde çalışırken 1304'ün parlak kuyruklu yıldızından esinlenmiş olmalı.
Beytlehem'de Milad Kilisesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İsa'nın doğum yeri olarak kabul edilir.
Astrolojik kaynaklar bize astrologların yalnızca Yahudiler'in yeni kralını gözlemekle kalmayıp hangi yıldızın kralın doğumunu ilan ettiğini de açıklamaktadırlar. Bu yıldız "Zeus yıldızı"[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yani Jüpiter gezegeniydi. Jüpiter'in krallık vermesi için en uygun zaman gezegenin sabah yıldızı olarak doğma zamanıydı ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "doğu"da[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] astrolojik bakımdan bu anlama geliyordu. Ayın Jüpiter'e yakın geçmesi gibi başka krallık belirtileri de varsa da[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bunların hiçbiri "doğu"da olmak kadar önemli değildi.
İsa'nın muhtemel doğum zaman çerçevesini incelemek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ortaya olağanüstü bir gün çıkarmaktadır. Jüpiter İÖ 6. yılın 17 Nisan'ında Koç burcunun doğusundan çıkmıştır. Ay da Koç burcundaydı ve Jüpiter'e doğru ilerliyordu. (Çağdaş hesaplamalarda Ay'ın Jüpiter'in önünden geçtiği ortaya çıkmıştır.) Ayrıca Güneş de Koç burcundaydı ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu da bir kralın doğumu için çok güçlü bir astrolojik durumdu. Satürn'ün de orada olması Yahudiye'de büyük bir kralın doğacak olması için inanılmaz bir alamet oluşturmaktaydı.
Romalı Hıristiyan astrolog Firmicus Maternus (Yaklaşık 334 yılı) Koç burcundaki bu koşulların "kutsal ve ölümsüz" bir kişinin doğumunu belirlediğini söylemiştir ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu da müneccimlerin Yahudiye'ye gitmelerine yol açmıştır.
Jüpiter[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] müneccimlerin dikkatini çeken bir şey daha yaptı. Gezegen Koç burcundan çıktı ama yıldızlar arasındaki hareketini tersine çevirdi (Matta'ya göre[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "...ve işte[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Şark'ta gördükleri yıldız önlerinden gidiyordu.") Jüpiter[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Koç burcuna döndü ve İÖ 6. yıl sonlarında birkaç gün sabit kaldı ("Ta çocuğun bulunduğu yere kadar gelerek üzerinde durdu"). Jüpiter'in Koç burcunda sabit kalması da Yahudiye'de büyük olayların olacağının alametiydi ve müneccimler Beytlehem'de yeni kralı bulacaklarına inanarak sevinmişlerdi.
Kitabı Mukaddes dışında müneccimlerin ya da bir başkasının İsa'nın doğum gününü doğrulaması konusunda bir kanıt yoktur. Ancak ilk Hıristiyanlar İsa'nın Mesih kehanetini doğrulayarak bir kral yıldızı altında doğduğuna inanıyorlardı. Her ne olursa olsun[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] insanlar onun doğudaki bu yıldız altında doğup doğmadığı hakkında kendi sonuçlarını çıkaracaklardır.
İsa'dan Önce 17 Nisan 6 günü gezegenler Koç burcunda Yahudiye'de Mesih'in doğumu hakkında güçlü bir alamet gösterdiler (çizgili kutu). Burçlar yıldızlarla belli belirsiz rastlaşan hayali alanlardı. (Sağda) İsa'nın doğumunu bildiren en olası yıldız Jüpiter'dir. Gezegen İÖ 6 yılında yıldızlar arasındaki hareketini birkaç gün boyunca tersine sürdürmüştür
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:26 am
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Japon Mitolojisi ve Tanrıları
Japon mitolojisine göre birbiriyle hem kardeş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hem karı-koca olan Gök (İnazagi) ile Yeryüzü (İnazami) kaostan ayrıştıktan sonra gökyüzünün yüzen köprüsünden[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tanrısal mücevherlerle süslü bir mızrakla okyanusu karıştırarak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ilk kara parçalarını yaratırlar. Sonra bütün Japon adalarını ve diğer tabiat Tanrılarını doğururlar. Japonya'da 8 milyon ilah vardır. Dağ[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ırmak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ateş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gök gürlemesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] fırtına[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yağmur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] vb. ilahlar dışında her meslek sahibinin de ayrı bir ilahı vardır.
İnazagi ve İnazami ilk olarak Hiruko'yu doğururlar. Çocuk sakat olduğu için ondan iğrenir ve onu bir teknenin içine koyup sulara terk ederler. Yeni çocuklar doğurmaya başlarlar. Ateş Tanrısı Kagutsuchi doğar. İnazagi'nin sol gözünden Güneş Tanrıçası Amaterasu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sağ gözünden Ay Tanrısı Tsukiyomi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] burnundan Fırtına Tanrısı Susanowa doğar.
Güneş Tanrıçası Amaterasu mitolojide önemli bir yere sahiptir. İzanagi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Amaretasu'ya inci bir gerdanlık armağan etmiş ve ona Kami'lerin oturduğu Takamagahara'nın sorumluluğunu vermiştir. 'Kami' kelimesi üstün[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yüce anlamına gelmekte olup Japon mitolojisinde Tanrılara verilen addır. Denizler Fırtına Tanrısı Susanowa'yun yönetimi altına girmişti. Susanowa kız kardeşi Amaterasu'nun sarayında taşkın davranışlarda bulunmuş ve bu nedenle cennetten kovulmuştu. Daha Susanowa'nun oğlu Okuni-Nushi bütün ülkenin Tanrısı olur. Amaterasu'nun torunu Ninigi ile ülkeyi paylaşır. Dinsel işlerin yönetiminden Okuni-Nushi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] siyasal işlerden de Ninigi sorumlu olur.
Ukemoçi no Kami Yiyecek Tanrıçasıdır. Yiyecek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Giyecek ve Barınak Tanrısı Tayuke okami ile birlikte anılır. Sukunahikona[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dünyayı kurmak ve hastalıklarla vahşi hayvanlara karşı korunma çarelerini bulmak için Okuni-Nushi'ye yardım eden Cüce Tanrıdır. Amenouzume dansçıların koruyucu Tanrıçasıdır. İnari pirinç üretiminin koruyucu Tanrısıdır.
Yedi Şans Tanrıları (Shichi Fukujin) mitolojide önemli yere sahipler. Ebisu balıkçıların ve tüccarların koruyucusudur. Daikoku zenginlik Tanrısı ve çiftçilerin koruyucusudur. Bişamon doğruların ve savaşçıların koruyucusudur. Fukurokucu saflığı ve bilgeliği[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] uzun yaşamı simgeler. Benten edebiyat[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] müzik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] zenginlik ve dişilik Tanrıçasıdır. Hotei çocukların eşlik ettiği[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] neşe saçan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] halinden memnun bir Tanrıdır. Jurojin uzun yaşam ve mutluluk Tanrısıdır.
Fuji-Yama Dağı kutsal dağlar silsilesinin en önemlisidir. O-Ana-Mochi - bu kutsal dağlarda kriterlerin efendisidir. Gongen Japon mitolojisinin Dağ Tanrısıdır. Ruhu yeniden vücut bularak insanların içlerinde yaşar. Shinto inancına göre Buddha enkarnasyonudur. Dağ tırmanıcıları onun bilgeliğini ele geçirebileceklerine inanırlar.
Japon mitolojisinde her yıl Tanrılar kutsal Izumo tapınağında bir araya gelip toplantı yaparlar. Orada insanların aşkla ilgili alın yazgısı belirlenir. Tanrılar hangi insanın hangisini sevmesi gerektiğine inanırlar. Uba ("yaşlı kadın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yağmur hemşire") mitolojide çam ağacının ruhudur. O ve kocası Jo ("sevgi") evlilikteki aşkı ve sadakati sembolize ederler
Aizen-Myoo - (Aizen Myo'o) Japon mitolojisinde aşk Tanrısı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] genel olarak şarkıcılar ve müzisyenler ona tapardı. Saçlarının arasında bir aslan kafası bulunmasının yanı sıra[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] üçüncü bir gözü bulunurdu ki bu diğer gözlerinin üstünde ve ortadaydı.
Ajari Joan - Hakkotsu-San ("İskelet Dağ") dağından Japon rahibi.
Aji-Shiki - Genç Japon Tanrısı.
Aji-Suki- Taka-Hi- Kone - Yıldırımların ve gök gürültüsünün Tanrısı. Onu tıpkı bir çocuk gibi susturmak için diğer Tanrılar bir merdivende bir aşağı bir yukarı taşırlar. Bu da yıldırımların yaklaşan ve uzaklaşan seslerini açıklamakta kullanılır.
Ama-No- Minaka- Nushi - Cehennem ve aynı zamanda Kutup Yıldızının Tanrısı.
Amaterasu - (Ama Terasu) Shinto inancına göre Güneş Tanrıçası.
Amatsu- Kami - Dünyanın yüzeyinden yukarıda yaşayan cennetin Tanrıları. Onlar görevleri itibariyle cennetle ilişkilidirler ve ölümsüzdürler. Amutsu-Kami Kunitsu-Kami'nin aksine yukarılarda yaşar.
Ama-Tsu- Mara - Shinto inancına göre Demircilerin Tanrısı. Cyclops'a benzer bir şekilde resmedilirdi.
Amatsu Mikaboshi - Kötülüğün ve karanlık güçlerin Tanrısı. İsmi "Gökyüzünün Heybetli Yıldızı" anlamına gelmektedir.
Ame-No-Kagase-Wo - Japon astronomi Tanrısı.
Ame-No-Mi- Kumari - (Ame-No-Mi-Kumari-no-Kami) Shinto inancına göre suyun Tanrıçası.
Ame-No-Oshido-Mimi - Tanrıça Amaterasu'nun oğlu. O kendisine edilen yeryüzünün yöneticisi olma teklifini geri çevirmişti.
Amida - (Amida-Nyorai) Ölüm Tanrısı. Kimler inançlıysa onları ölümlerinin anında dönüştürürdü. Krallığı çok güzeldi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ambrosia ağaçları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hafiften esen yeller ve kuşlarla doluydu.
Am-No-Tanabata-Hime - Japon dokumacılarının astral Tanrıçası.
Anan - Buddha'nın kuzeni[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] arkadaşı ve yakın bir yandaşı. Japonya'da ölümsüz olduğuna inanılırdı. Hindu mitolojisinde Ananda adını almıştır.
Anshitsu - Yalnız yaşayan Japon Budist rahiplerinin inzivaya çekildikleri yer.
Ashuku-Nyorai - Japon evren bilimine göre yer küresinin bir elementi. Bu elementin gösteri yapmak için insanlarda bir güç uyandırdığına inanılmıştır. Aynı 'Kımıldamayan Buddha' adını almıştır.
Bakemono - Karanlık güçlerin çılgın ruhları. Bu terim kappa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mono-no-ke (şeytani ruhlar)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] oni[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ten-gu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ve yamanba yahut yama-ubu (dağ büyücüleri) gibi çeşitli ruhları kapsamaktadır.
Baku - "Rüyaları yiyen" olarak bilinen bir "iyi ruh". Kendisinden yardım dilenenlerin kabusları yiyerek iyi şans getirdiğine inanılırdı. Aslan kafalı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kaplan bacaklı ve at gibi bir vücudu olan bir yaratık şeklinde resmedilirdi.
Benkei - Japon mitolojisinde efsaneleşmiş bir savaşçı ve kılıç ustası.
Benten - (Benzai-Ten[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Benzai-tennyo) Aşk[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sanat[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bilgelik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şiir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] iyi şans ve suyun Tanrıçası. Bir ejderhaya binmiş güzel bir kadın olarak görünen Benten'in sekiz elinde bir kılıç[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir mücevher[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir yay[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir ok[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir tekerlek ve bir anahtar tutar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kalan diğer iki eli ile de dua ederdi.
Benzai-Ten - (Benzaiten) Japon dil[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] akıl[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bilgi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] iyi talih ve su Tanrıçası.
Bimbogami - (Bimbo-Gami) Yoksulluk Tanrısı. Onu defetmek için ayinler yapılırdı.
Binzuru-Sonja - Hastalıkların iyileşmesini sağlayan ve iyimserlik Tanrısı.
Bishamon - (Bishamon-ten) Savaş Tanrısı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yasaların adaletli ve koruyucu savunucusu. Shichi Fukujin'lerden biridir. Her yanı zırhlarla kaplı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şeytanların yanında ve elinde bir mızrakla resmedilir.
Bosatsu - Buddha'nın geçmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gelecek yahut şimdiki zamandaki görünümü.
Butsu - Japonya'da Buddha'ya verilen adlardan biri.
Butsudan - Japon'ların evlerinde Tanrılara çiçek ve yiyecekler sunarak onlara taptıkları ve dua ettikleri köşeler.
Butsudo - Budizm için kullanılan bir Japon kelimesi. 'Buddha'nın Yolu' anlamına gelmektedir.
Cennet köprüsü - Hareketli bir köprü cennetten Takachihi dağlarının üzerine uzanır. Buradan yer yüzüne ulaşılabilir. Köprü onun koruyucu Patikalar Tanrısı ile evlenen dans Tanrıçası Uzume'ye benzetilmiştir.
Centipede - Dağ büyüklüğünde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] korkunç[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] insan etiyle beslenen bir canavar. Biwa gölünün yanındaki dağlarda yaşarmış. Gölün Ejder kralı Hidesato adlı kahramandan onu öldürmesini istemiş. Kahraman canavarın beynine bir ok saplayarak onu öldürmüş. Ejder kral teşekkür ifadesi olarak kahramana sihirli pirinç torbasını vermiş. Bu pirinç torbasındaki yiyecek hiçbir zaman bitmemiş ve kahramanın bütün sülalesini doyurmuş.
Chien-shin - Belirli bir coğrafi bölgeyle beraber düşünülen ve bu bölgedeki yaşamı koruyan bir Tanrı.
Chimata-no- kami - Kavşakların[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] anayolların ve patikaların Tanrısı.
Chujo Hime - Tanrıça Kannon'un vücudunda canlandığına inanılan bir Japon rahibesi. Nakış işlemesini icat etmiştir.
Chup-Kamui - Ainu şehrinin güneş Tanrıçası.
Daibosatsu - (Dai Bosatsu) Son enkarnasyonundaki Büyük bodhisattva yahut Buddha.
Daikoku - (Daikoko-tenn) Zenginliğin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] toprağın ve çiftçilerin Tanrısı. İki patates torbasının yanında oturan mutlu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dev gibi bir adam olarak resmedilirdi ve omzunda mücevherler dolu bir çuval taşırdı.
Dainichi - Budizm'de bilgelik ve saflıkla özdeşleştirilen yüce ruh.
Dainichi-Nyorai - Japon evren biliminde bodhisattva Dainichi için kullanılan ad. Ayrıca 'Büyük Güneş Buddha' şeklinde de ifade edilmiştir.
Dosojin - Yolların Tanrısı.
Dozoku-shin - Dozoku grubuna ait eski bir kami. Dozoku grubu bir ana soyun (honke) yan (bunke) soyudur. Dozoku-shin'e ibadet etmek ev halkından başlayarak yayılmıştır.
Ebisu - Deniz zenginliklerinin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] balıkların ve balıkçıların Tanrısı ve koruyucusu. Bir oltayla balık tutarken resmedilirdi.
Ekibiogami - Veba ve salgın hastalıkların Tanrısı.
Ema - Japonların Tanrılara yaptıkları bağış veya kurban.
Emma-o - (Emma-ten) Japon Budist inancına göre yeraltı Tanrısı. Ölülerin ruhlarını Buddha yasalarına göre yargılar ve cezalandırırdı.
Fudo - (Fudo-Myoo) Ateş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bilgelik ve astroloji Tanrısı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] insanların koruyucusu. Ateş tarafından sarılmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir elinde kılıç diğerinde ise bir ip taşıyan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çirkin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yaşlı bir adam olarak resmedilirdi.
Fujin - (Ryobu) Shinto inancına göre rüzgar Tanrısı. Omzunda bir rüzgar çuvalı taşıyan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] leopar derili[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] korkunç ve siyah bir şeytan olarak ortaya çıkardı.
Fukurokuju - Shinto inancına göre[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bilgelik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şans ve başarı Tanrısı.
Funadama - Denizcileri ve balıkçıları koruduğuna inanılan deniz Tanrıçası.
Futsu-Nushi- no-Kami - Yıldırım ve ateş Tanrısı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daha sonra Amaterasu 'nun bir generali ve savaş Tanrısı oldu.
Gaki - Japonların "aç ruhlar " için kullandıkları ifade. Zen manastırlarında yemeğe başlamadan önce gaki için küçük bir yemek hazırlayıp sunmak geleneksel hal almıştır.
Gakido - Japon kozmolojisinde 'Şeytan Yolu' veya acı çekilen arife dönemi.
Gama - Yaşam süresini belirleyen Tanrı. Gizli bilgeliğin bütün sırlarının yazılı olduğu bir tomarı elinde tutar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir katıra binmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] neşeli[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yaşlı bir adam gibi ortaya çıkardı.
Gama-Sennin - Japon mitolojisinde iyi huylu bir bilge. Yanında her zaman bir kara kurbağası bulunur. O yılana dönüşebiliyor veya bazen yüzünü değiştirerek gençleşiyordu. O ölümsüzlüğün sırrını bulmuştu.
Gekka-o - Evlilik Tanrısı. Aşıkların ayaklarını kırmızı ipekten bir iplikle birbirlerine bağlardı.
Gongen - Japon dağ Tanrısı. Ruhu yeniden vücut bularak insanların içlerinde yaşar. Shinto inancına göre Buddha enkarnasyonudur. Dağ tırmanıcıları onun bilgeliğini ele geçirebileceklerine inanırlardı.
Go-Shin Tai - Japon krallık mücevherleri. Bu kutsal sembol Amaterasu tarafından ilk Japon İmparatoruna verilmişti.
Gozu-Tenno - Japon veba ve salgın hastalıklar Tanrısı.
Hachiman - Savaş ve tarım Tanrısı ve Japon insanlarının kutsal koruyucusu.
Haniyasu- hiko - Yeryüzü Tanrısı.
Haya-Ji - Hortumların ve kasırgaların Tanrısı.
Hiruko - Sabah güneşinin Tanrısı. Küçük çocukların sağlıklarını koruduğuna inanılırdı.
Hoso-no- Kami - Çiçek hastalığı Tanrısı.
Ida-Ten - Kanunların ve tapınakların Tanrısı. Genç[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yakışıklı bir delikanlı şeklinde görülürdü.
Ika-Zuchi- no-Kami - Shinto inancına göre yeraltında yaşayan bir grup şeytan. Gürültülerinin volkanik patlamalar ve depremler şeklinde kendini gösterdiğine inanılırdı.
Iki-Ryo - Öfke ve hasetin ruhu.
Inari - Hem dişi hem de erkek ilah[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] başakların ve tarımın Tanrı ve Tanrıçası.
Isora - Sahillerin Tanrısı.
Issunboshi - Japon mitolojisinde bir bilge veya rahip. Boyunun bir inç olduğu bilinirdi. O bir pirinç kasesini içine binip su yolculuğuna çıkarmış. İki habis ruhu iğne ile yendiği anlatılırdı.
Izanagi - Japon mitolojisinde Gök yüzü Tanrısı. Japon mitolojisine göre birbiriyle hem kardeş hem karı-koca olan Gök (İnazagi) ile Yer (İnazami) kaostan ayrıştıktan gökyüzünün yüzen köprüsünden[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tanrısal mücevherlerle süslü bir mızrakla okyanusu karıştırarak ilk kara parçalarını yaratırlar. Sonra bütün Japon adalarını ve diğer tabiat Tanrılarını doğururlar.
Izanami - Japon mitolojisinde Yer Tanrıçası. Gök (İnazagi) ile Yer (İnazami) kaostan ayrıştıktan gökyüzünün yüzen köprüsünden[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tanrısal mücevherlerle süslü bir mızrakla okyanusu karıştırarak ilk kara parçalarını yaratırlar. Sonra bütün Japon adalarını ve diğer tabiat Tanrılarını doğururlar.
Jigami - 'Yer kami'. Batı Japonya'da kullanılmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] jinushigami veya tochigami benzeri bir terim.
Jingo - Japon imparatoriçesi. Ojin Tenno ve Hachiman'in annesi.
Jurojin - Japon Shinto inancına göre[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] uzun yaşam ve mutluluk Tanrısı. O yedi şans Tanrıları Shichi Fukujin'lerden biridir. Ona turna ve kaplumbağa eşlik eder. Beyaz geyiğin üzerinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] güler yüzlü ve sıcakkanlı yaşlı bir adam olarak resmedilirdi.
Kagutsuchi - (Kagu-Tsuchi) Ateş Tanrısı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Gök (İnazagi) ile Yer (İnazami) nin oğlu.
Kanayama-hiko - Japon madenlerin Tanrısı. Kanayama-hime'nin kocası.
Kuruma - Budizm felsefesinin çekirdeğini oluşturan fikir. Budizm'e göre tekerlekler öküzün ayaklarını nasıl kullanırlarsa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] acı da suçluları öyle kullanır.
Magatama - Shinto geleneğinin kutsal taşları.
Miyazu-Hime - Japon mitolojisinde hak Tanrıçası. Fırtına Tanrısı Susanowo onun kocasıdır. Ona Atsuta'da tapılmıştır.
Musubi-no-Kami - Japon mitolojisinde aşk ve evlilik Tanrısı.
Nai-no-Kami - Japon mitolojisinde deprem Tanrısı. Bu Tanrı Japon panteonunda yedinci yüzyılda ortaya çıkmıştır.
Nakisawame - Japon mitolojisinde Tanrıça[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Tanrı Izanagi karisinin ölümüne ağlarken onun gözyaşlarından oluşmuştu.
Nyorai - Japon mitolojisinde Buddha'nın bütün görünümleri için kullanılan bir ifade.
Otohime - (Toyotama) "Parlak Mücevher". Japon Tanrıçası. Deniz Tanrısı Ryujin 'in güzel kızı. Hoori ile evlendi ve oğlunu doğurduktan sonra ejderhaya dönüştü. (bu onun babasının asıl şekliydi) Toyotama olarak da tanınmıştı.
Raicho - Japon mitolojisinde yıldırım kuşu. Kargaya benzer ve korkunç sesler çıkarırdı. Bu yaratık çam ağaçlarında yaşardı.
Raitaro - Yıldırım çocuk. Bir gün yoksul bir Japon köylüsü kuralık döneminde Buddha'ya yağmur için dua eder. Birden bire dışarıdan gök gürültüsü ve yağmur sesleri duyulur. Bimbo adındaki bu fakir köylü olup biteni görmek için dışarıya çıkar. Ve otların üzerinde yatmış küçük bir çocuk görür. Bimbo ve karısı çocuğu evlatlığa kabul ederler ve ona Raitaro ("Yıldırım çocuk") ismini verirler. Raitaro daha sonra istediği zaman yağmur bulutlarını çağırır ve yağmur yağdırır. Böylece Bimbo zengin olur. 18 yaşına geldiğinde Raitaro köylülere onu büyüttükleri için teşekkür eder[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] beyaz bir ejdere dönüşür ve ortalıktan kaybolur.
Ryujin - (Rinjin) "Parlak varlık". Japon mitolojisinde denizlerin ejder Tanrısı. Ryujin Ryugu'da doğmuştu. Sarayı denizin derinliklerindeydi. Kızı Otohime (Toyo-Tame) prens Hoori ile evlenmişti. Deniz kralının büyük bir ağzı olduğu söylenirdi. Kaplumbağalar onun haberciliğini üstlenmişlerdi.
Sae-no-Kami - Köprüleri koruyan Tanrı grubuna verilen genel ad.
Sazan Balığı - Japonya ve Kore'de gençlik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yiğitlik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] azim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kuvvet[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendini savunma sembolü. Japon mitolojisine göre onlar dokuz fit uzunluğundaki Biwa gölünün içinde yaşayan bir sazan balığının içinde yaşamaktadırlar.
Shotoku - Siddharta'nın reankarnasyonu olduğuna inanıldığı için saygı ve tapınım gören bir Japon prensi.
Susanowa - (Susanoto) Fırtına Tanrısı. Gök (İnazagi) ile Yer (İnazami) in oğlu. Güneş Tanrıçası Amaterasu'nun kardeşi. Denizler Fırtına Tanrısı Susanoo'yun yönetimi altına girmişti. Susanoo kız kardeşi Amaterasu'nun sarayında taşkın davranışlarda bulunmuş ve bu nedenle cennetten kovulmuştu. Daha Susanowa'nun oğlu Okuni-Nushi bütün ülkenin Tanrısı olur. Amaterasu'nun torunu Ninigi ile ülkeyi paylaşır. Dinsel işlerin yönetiminden Okuni-Nushi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] siyasal işlerden de Ninigi sorumlu olur.
Taishaku - Japon mitolojisinde Hindu Tanrısı Indra'ya verilen ad.
Tanrıların toplantısı - Japon mitolojisinde her yıl Tanrılar kutsal Izumo tapınağında bir araya gelirler. Orada insanların aşkla alın yazgısı belirlenir. Tanrılar kimin kimi sevmesi gerektiğini belirlerler.
Tenjin - Bilgi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] eğitim ve hattatlık Tanrısı. İnsanlara kendi dillerinde yazmayı öğretmişti.
Toyo-Uke-Bime - Tarım ve besin Tanrıçası.
Uba - Uba ("yaşlı kadın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yağmur hemşire") mitolojide çam ağacının ruhu. O ve kocası Jo ("sevgi") evlilikteki aşkı ve sadakati sembolize ederler.
Uwibami - Japon mitolojisinde dev bir canavar yılan. Gök yüzünde uçar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] at sırtında giden kişilerin üzerine saldırırmış. Kahraman Yegara-no-Heida tarafından öldürülmüştü.
Yabune - Eski bir ev Tanrısı.
Yomi-no-kuni - Japon Shinto inancına göre bu kapısını korkunç bir bekçinin beklediği yer altı dünyasıydı.
Yuki-Onna - 'Bayan Kar'. Japon mitolojisinin kar kraliçesi veya kış ruhu. Bazen dünyaya inen insan görünümü alır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bazense beyaz sis bulutlarının arkasında görünmez olurdu.[1]
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:26 am
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ala-Arça Suyu Efsanesi
Ülke: Kırgızistan
Eskiden[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çok eskiden Kırgız kabilesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Yenisey tarafında yaşarmış. Onlara orada Moğollar saldırır. Kırgızlar'ın içinde akıllı bir kadın vardır. O[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] beş altı muhafızı yer aramaları için gönderir. Onlara;
"Gidiniz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] varınız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir yer var[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çok güzel[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hoş ve yeşil. Yine orada öyle bir kuş var ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çok hoş ötüyor. Onun adı bülbül." der. "Gidip orayı bulunuz. Orası bizim mekânımız olsun." der.
Askerler aramaya başlarlar. Ne kadar yürüdükleri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ne kadar yol aldıkları bilinmez. Hava[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dayanılmayacak derecede sıcak olduğu için yolda çoğu ölür. Sadece bir asker kalır. O da çok susar ve güçten kuvvetten kesilip yere yıkılır. O yiğitin de sevdiği bir kız vardır. Kız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] düşünde sevdiği gencin baygın bir hâlde yattığını görür ve çıkıp aramaya gider. Gelip bakar ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] oğlan yatıyor. Ne kadar uyandırmaya çalışırsa da nafile!... O zaman kız ağlayıp Allah'a yalvarır: "Su olsam!" der. Bunun üzerine kız suya çevrilir. Bu arada kız oğlana tekinde bulunur: "Kalk[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ben geldim!... " der.
Oğlan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] uğuldayan sesten sonra gözünü açıp bakar ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] su!... Sevinip sudan içer. Bu arada bir kuş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çok güzel şekilde ötmektedir. Oğlan sağına boluna bakar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yemyeşil bir yer... Bunun üzerine; "Demek benim aradığım yer burası!" diye düşünür.
O zamandan beri Kırgızlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Aladağ'a yerleşmişlerdir. Ala-Arça Suyu bugün de sevdiğini çağırıp şırıldayıp durmaktadır.
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:26 am
Issık Göl veya Isık Göl (Kırgızca: Ысык-Көл[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] okunuşu: Isık-Köl). Kırgızistan'ın kuzey doğusunda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kazakistan sınırına yakın bir noktada bulunan kapalı bir havza gölüdür.
Karla kaplı dağlarla çevrelenmiş olmasına rağmen[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gölün suları hiçbir zaman donmaz; bundan dolayı gölün adı "ısı veya sıcak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ılık göl" anlamına gelen Kırgız Türkçesi'nde "Isık Köl"dür. Kırgız Türkleri bu göl için "Kırgızistan'ın bermeti (incisi)" diye adlandırmışlardır. Göl'ün uzunluğu batı-doğu yönünde 182 km[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kuzey-güney genişliği 60 km'dir. Kıyılarının toplam uzunluğu 988 km olup 6.236 km²'lik bir alan kaplar. Gölün ortalama derinliği 278 m.[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] en derin yeri 668 m.'dir.
Titikaka Gölü'nden sonra dünyanın ikinci en büyük dağ gölüdür. Yaklaşık 118 ırmak ve akıntı gölü besler. Soğuk ve sıcak kaynak suları ve kar suları da gölü besleyen diğer kaynaklardır. Gölün suyu biraz tuzludur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ve su düzeyi her yıl yaklaşık 5 cm düşmektedir. Dünyanın en büyük krater gölü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Isık Gölü'dür. Eski eserlerde Isık Gölü'nün isimleri Türk Gölü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Idık(Iyık-mukaddes) Göl olarak geçer. Divân-ı Lügati't-Türk'te İsîğ köl: Barsgan'da bir göl. Uzunluğu 30 fersah[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] eni 10 fersahtır. diye geçer. Bir asır öncesinde gölün mukaddes olduğuna inanıldığı için göle pek girilmezmiş fakata günümüzde turizm sahası olması dolayısı ile başta Kırgız Türkleri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kazak Türkleri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Sibirya Türkleri ve Ruslar göle en çok giren turistlerdir.[1] Efsane
Bir zamanlar Isık Göl adlı bir kız varmış. Bu kız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çok güzel olduğu kadar çok da akıllıymış. Onun bu özelliklerini işitenler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dört bir yandan dünürcü geliyormuş.
Günlerden bir gün[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu kıza iki dünür gelir. Biri doğudan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] biri batıdan... Bu gelenler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] iki yiğittir. Bunlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] güzellikleriyle[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yiğitlikleriyle[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] akıllılıklarıyla birbirinden üstündür. Görenler ve bilenler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] içlerinden birini seçemezmiş.
Isık Göl[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] iki genci de sevmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] birini öbüründen üstün görememiş. Yiğitlerden birini seçememesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onu üzüyormuş. Zavallı Isık Göl[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu durumda ağlayıp duruyormuş. Gözlerinden akan yaşlar birike birike bir göl oluşturmuş. Bugün çalkalanıp duran Isık Göl[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu güzel kızın gözyaşlarının eseriymiş.
Ya iki genç? Onlar da Isık Göl’ü çok sevmişler; ama ne var ki ikisi de genç kıza kavuşamamış. Birbirlerine kızan bu iki genç[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] memleketlerine dönmüşler; ancak sıkıntıları yakalarını bırakmamış. Biri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] doğudan geleni Ulan Rüzgârı olup esmeye başlamış; batıdan geleni ise San-Taş Rüzgârı olup esmeye başlamış. İki genç de birer rüzgâr olarak öfkelerini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kızgınlıklarını etrafa duyurmaya başlamışlar. Bu iki rüzgâr[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] günümüzde de birbirlerine kızıp kahırlanır ve kavga ederler. Ne zaman Isık Göl’ün çalkalandığını görseler güzel kız Isık Göl’ü hatırlar ve yanıp tutuşurlar; tabiî sonra da kavgaya başlarlar.
Unutmadan söyleyelim; doğudan gelen yiğidin adı Ulan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] batıdan gelenin adı ise San-Taş imiş.[2]
Büyük Kırgız romancısı Cengiz Aytmatov’un Yıldırım Sesli Manasçı adlı hikâyesinden aldığımız bir bölümde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Isık Göl’ün Tanrı’nın yeryüzündeki gözü olduğu belirtilmekte ve kahramanın yaptığı duanın göl tarafından Tanrı’ya ulaştırılacağına inanılmaktadır. Şimdi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Isık Göl’le birleştirilen ve kamlık inancının izlerini taşıyan bu Kırgız duasını veriyoruz:
Kertolgo-Zayıp diz çöktü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Eleman da aynı şeyi yaptı. Sonra[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ne yüksek ne de alçak bir sesle yakarmaya başladı:
“Ey Isık Göl[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yeryüzünün gökyüzüne bakan gözü! Sana sesleniyorum[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ey suları buz tutmayan göl! Ey kutsal ebedî varlık! Kadere hükmeden Kök Tengri (Gök Tanrı) gözünü köpüklerine çevirdiği zaman[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ona ulaştırasın diye[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sana sesleniyorum!”
“Ey Tengri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şu korkulu felâket günlerinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] düşmanımız Oyratlar’a karşı dayanma gücü ver bize. Bu atalar yurdunu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dağlarında verdikleriyle yaşayan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hayvanlarını orada otlatıp besleyen Kırgızları koru! Oyrat atları toprağımızı çiğnemesin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ocağımızı söndürmesin!”
....
Anne[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] coşku ile büyük bir istekle devam ediyordu yakarışına:
“Ak sütüm adına sana yalvarıyorum ey Tengri! Buraya[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] senin yeryüzündeki gözün olan bu kutsal gölün kıyısına sana yakarmak için geldik. Ey kadere hükmeden Kök Tengri! En küçük oğlum Eleman’ı da getirdim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ondan başka çocuğum olmayacak artık. Çocuk doğurmayacağım. Madem ki babasının mesleğiyle ilgileniyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o sanatın yeteneğini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Senirbay’ın ustalığını ona da ver.” [3]
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:26 am
Eski Kırgız efsanelerinde mitolojik özellikler ön plandadır. Kırgız kavminin ortaya çıkışı ile ilgili “Kırk Kız” efsanesi bunlardan birisidir: Bu efsaneye göre; “Sağın Han” adlı bir Kazak hükümdârının bir sabah erken kırk câriyesi ile beraber gezmeğe çıkarlar. Henüz güneş doğmamıştı. Bir ırmağın kenarına gelirler. Irmağın üzerine samânın nur sütunu indiği için[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] suları gümüş gibi parlaktı. Kızlar suların güzelliğine meftun olarak parmaklarını ırmağa daldırırlar. Bu temas neticesinde hepsi gebe kalır. Hükümdâr[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bunların hepsini bir dağa sürgün eder. Orada bunların nesli çoğalarak “Kırgız” kavmini vücûda getirirler. (Gökalp[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]1976:110).
Kaynak: Ay ve Gunes Motifinin Kirgiz Kulturundeki Yeri s79-88. Saadettin KOÇ[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Hacettepe Üniversitesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Edebiyat Fakültesi Öğretim Elemanı. Kırgızistan Millî Devlet Üniversitesi Doktora Öğrencisi.
MyStery
Konu: Geri: --Efsaneler-- Çarş. Haz. 23, 2010 7:26 am
Manas Destanı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Türk boylarından biri olan Kırgızların milli destanı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dünya edebiyatının da sayılı şaheserlerinden ve en uzunu olan destan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] adını[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] destandaki kahramanlar alır.
Ünlü Türkolog Wilhelm Radloff (1837-1918) Manas Destanı'yla ilgili ilk derlemeyi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kırgızistan'ın Tokmak şehri güneyindeki Sarı Bağış boyuna mensup bir Manasçıdan 1869'da yaptı. Radloff'un derlediği yedi bölümlük Manas Destanı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] toplam 11 bin 454 mısradan oluşuyor. Fakat[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Manasçıların okuduğu dize sayısının[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 16 bin mısra civarında olduğu belirtiliyor.
Bununla olan maceraları destanca epeyce yer tutar. Destan Radloff'a göre 12452 mısra olup[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] savaş hengameleri sırasında aşk maceraları [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] eğlenceler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] düğünler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Şamanizm'in etkisi altındaki inançlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gelenekler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kahinlerin rolleri göze çarpar.
Kırgız Türkleri arasında doğan Manas destanı Kazak-Kırgız Türk kültür dâiresi içinde bugün de bütün canlılığı ile yaşamaktadır. Bu destanın 11.ile 12. yüzyıllarda meydana geldiği düşünülmektedir. Destanın kahramanı Manas da[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Oğuz Kağan Destanının İslâmî rivayetindeki ve Satuk Buğra Han gibi İslâmiyet'i yaymak için mücadele eden bir kahramandır. Böyle olmakla beraber Manas destanında İslâmiyet öncesi Türk kültür [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] inanç ve kabulle 600.000 beyit ile dünyanın en uzun destanıdır.
Manas[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kırgız kahramanlarındandır. Manas'ın babası Cakıp Han'dır. Annesinin adı Çığrıcı'dır. Cakıp Han evlendikten on dört sene sonra Manas doğmuştur. Doğumu üzerine civardan gelen elçiler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onun bir kahraman olacağını hemen anlamışlardı.
On yaşına gelince tam bir kahraman oldu. Düşmanlarının üzerine saldırarak perişan etti. Atlarına at erişemiyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]zırhına ok işlemiyordu.
Cakıp Han[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] oğlunun atılganlıklarını[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kahramanlıklarını görünce[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onu korumak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onunla arkadaşlık etmek üzere[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Bakay adında bir kişiyi onun yanına koymuştur.
Manas'ın savaştığı düşmanları arasında en kuvvetlisi Gökçe rinin tamamını görmek mümkündür. Bazı varyantları 400.000 mısra olan Manas destanı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Türk-Bozkır medeniyetinin Kazak -Kırgız dâiresinin kültür belgeseli niteliğindedir. [1] Bu muhteşem Türk Destanının tamamı 400.000 mısradır. Bir Kırgız destanıdır. Müslüman Kırgızlarla Putperest Kalmuklar arasında mücâdeleleri anlatır. Bununla beraber Manas Destanının dokuzuncu yüzyılda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kırgızların Yenisey Kıyılarında devlet kurmağa başladıkları sırada oluşmuş olduğunu ileri süren ilim adamları da vardır. Manas'ın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tarihte gerçekten var olduğunu gösterir izler görülememiş ise de[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kırgız-Kalmuk mücadelelerinde göz doldurmuş bir Kırgız yiğidinin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] belki de bir Kırgız Beğinin adı ve yiğitliği ile bu destana konu olduğunu düşünebiliriz.
Manas Destanı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kırgızların bir bakıma ansiklopedisi gibidir. Manas Destanında Kırgızların bütün gelenek ve göreneklerini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] törelerini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] inanışlarını[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] görüşlerini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] başka milletlerle olan ilişkilerini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] masallarını ve ahlak anlayışlarını bulmak mümkündür.
Manas Destanının bütününü söyleyenlere Manasçı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir kısmını söyleyenlere Ircı denilir. Manasçılar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] destanı anlatırken kendi zamanlarının etkisi altında kaldıkları olaylar ile kendi duygu ve düşüncelerini de ustaca katmışlardır.
Manas Destanına ilk defa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kazak-Kırgız yöneticisi olan Rus aslından Franel tesadüf etmiştir. Daha sonra Çokan Velihanof 1856 yılında destanı dinlemiş fakat destanın en uzun parçasını Radloff yazıya geçirerek 1885te yayınlamıştır.
Destanın en önemli bölümlerini Manas[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Manas'ın oğlu Semetay[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Manas'ın torunu Seytek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Colay ve Töştük'ün hikâyeleri teşkil etmektedir. Colay ve Er Tostuk hikayeleri ile ilgili bölümlerin Colay adında bir Manaş'çıdan derlendiği sanılmaktadır. Destanın Bölümlerine Göre Özeti
1) Yeditör adını taşıyan yerde Boyun Han oturmaktadır. Boyun Hanın oğlu Kara Han ve onun oğlu Çakıp Han (Yakûp Han) adıyla anılır. Çakıp Han[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Alma Ata ırmağının gözesinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Sungur Yuvası denilen yerde yerleşmiştir; Çakıp Han'ın hiç çocuğu yoktur. Bir gün Tanrıdan bir oğlan çocuk ister[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onun yiğitler yiğidi olmasını diler. Tanrının izni ile bir oğlu olur. Oğlu olduğu için de Tanrıya güzel bir kısrak kurban eder. Dört Peygamber gelip çocuğa ad kor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] adına Manas[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] der.
Manas dile gelir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] babasına: "Ben İslâm yolunu açacağım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] inanmayanların malını yağmalayacağım" deyince Çakıp Han[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çok eski arkadaşı olan Bakaya haber gönderir çağırır. Baka gelince Manas'ın söylediklerini Ona nakleder[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu söz üzerine Baka: "Pek güzel söz" der: "Hemen atlanalım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Çin'e akın edelim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Pekin yolunu bozalım!" Dediği gibi yaptılar.
Çakıp Han'ın oğlu genç Manas ise on yaşına gelince ok attı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] on dört yaşına basınca Hân Evini basıp yıktı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Hân oldu. Kâşgar'dan bütün Çinlileri sürüp Turfana tıktı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Turfandaki Çinlileri sürdü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Aksu'ya attı.
2) Kalmuk Han'ın oğlu Almambet'in Müslüman oluşu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Er Kökçe'ye sığınışı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Er Kökçe'den de ayrılıp Manasa gelişini anlatır:
Yerin yer suyun su olduğu çağda... altı atanın oğlu gavur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] üç atanın oğlu Müslüman idi. O zaman Kara Han'ın oğlu Amambet doğdu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hemen büyüdü ve Müslüman oldu. Babasını Müslüman olmadığı için öldürdü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kaçıp geldi Müslüman beylerinden Er Kökçe'ye sığındı. Er Kökçe'nin kırk yiğidi vardı. Bu kırk yiğit[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Beylerinin bu Kalmuklu'ya[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Almambet'e çok iltifatlar edip onu yanından ayırmadığını görünce kıskandılar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kıskanınca da Almambet hakkında dedikodular çıkarıp yaydılar. Bu yüzden Almambet ile er Kökçe Bey'in arası bozuldu.
Almambet kalkıp Manas'ın Bey evine geldi.
Manas da Almambet'i büyük iltifatlarla karşıladı. Manas[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Almambet'i çok sevdi.
3) Manas ile Er Kökçe'nin savaşmasını anlatır:
Manas'ın çerileri Er Kökçe'nin ilini yağma ederler. Savaşta Er Kökçe yenilir. Ardından Çakıp Han[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] oğlu Manas'ı evlendirmek ister. Kız aramağa başlar. Temir Hanın kızı olan Kanıkey'in[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Manas'a uygun bir evdeş olduğunu sağlık verirler. Temir Han da kızını Manas'a vermek istemektedir. Fakat Temir Hanın baş danışmanı bu evlenmeye engel olmağa çalışır. Bu yüzden düğün esnasında kavgalar olur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ucu savaşa ve yağmaya varır. Sonunda baş danışman Mendibay Manas'ı zehirler Manas ölür. Manas'ın ölümü ailesini yoksulluğa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sıkıntıya ve felâkete düşürür. Atı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] doğanı ve köpeği mezarının başında ağlarlar; Manas'ın canını bağışlaması için Tanrıya yalvarıp yakarırlar. Manas'ın kırk yiğidi vardır ama hepsi de beğlerini unuturlar. Tanrı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Manas'ın hayvanlarının bu bağlılığı karşısında onların duasını kabul eder; Manas dirilir. Eskisi gibi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] eskisinden daha güçlü bir şekilde iline ve töresine hizmet eder.
4) Kökütey Han'ın yas törenini anlatır:
Kökütey Han hastalanır. Son nefesini vermeden önce vasiyetini yapar. Ardından da ölür. Kökütey Han'ın ölümü üzerine komşu milletlerden yas töreni için çağırılanlar olur; herkes gelir. Büyük bir yuğ töreni yapılır. Törenin biteceğine yakın konuklar arasında bir kavga başlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sonu savaşa varır. Manas ile Müslüman olmayan Colay Han arasında süren savaş uzayıp gider.
5) Göz Kaman'ı anlatır:
Çakıp Han'ın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] küçükken Kalmuklara esir düşen ve Moğolistan'a götürülüp orada büyütülen Göz Kaman adlı bir kardeşi vardır. Göz Kaman Moğolistan'da[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kalmuklar arasında büyütülüp orada bir Kalmuk kızıyla evlendirilir; beş oğlu olur; bir gün oğullan ile birlikte asıl yurduna döner. Kalmukça konuşmaktadır.
Manas[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hem amcasını hiç görmediği ve o güne kadar tanımadığı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hem de amcası Kalmukça konuştuğu için onu casus zanneder: yakalayıp zincire vurur. Bunları yaptıktan sonra böyle bir amcası olup olmadığını anlamak için babasına haber gönderir. Colay Han haberi alınca sevinir ve kardeşini hoş tutması için oğluna emir verir. Fakat Manas'ın annesi ile karısı da Göz Kaman'dan hoşlanmamışlar hele Kalmukça konuşmasını büsbütün yadırgamışlardır. Bu yüzden birlik olup hep beraber Çakıp Hanın buyruğunu hiçe sayarlar. Yalnız Manas babasının buyruğunu dinleyip amcasına iyi davranır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hatta amcası ve oğullan için büyük bir şölen verir. Fakat Göz Kaman'ın oğullan bu şölende bir kavga çıkarıp Manas'ı döverler.
Manas[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kalmuklara karşı sefere çıktığında amcasının oğullan Kalmukça bildiği için onlardan yararlanmak ister. Gökçegöz'ü Kalmuklara casus olarak gönderir. Gökçegöz Kalmuklar tarafına geçer geçmez Manas'a ihanet eder. Manas bunun üzerine Almambet'i gönderir. Almambet'in yardımıyla Manas savaşı kazanır. Bir çok ganimetler alır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dönerken yarı yolda Gökçegöz ile karşılaşırlar Gökçegöz Manas'ı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kırk yiğidi ile birlikte zehirler. Kırk yiğit ölür. Manas'ı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] karısı Kanıkey kurtarır. Mekke'den erenler gelir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kanıkey'e yardım ederler. Manas iyi olur olmaz Mekke'ye gider; dua edip Tanrıya yalvararak kırk yiğidinin dirilmesini sağlar.
6) Semetey'in doğumunu anlatır.
Manas artık ihtiyarlamıştır.
Ak atı halsiz düşmüş zayıflamıştır.
Manas kırk yiğidini yanına çağırır. Ölümünden sonra doğacak olan oğluna iyi bakmaları için vasiyet eder.
Ve Manas ölür.
Manas için büyük bir yuğ töreni yapılır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yas tutulur.
Çakıp Han Kanıkey'e haber göndererek Manas'ın kırk yiğidinden biri olan Abeke'ye Onu beğenmezse Köbeş'e varıp evlenmesini buyurur. Kanıkey'in doğumu yakındır:
- Kızım olursa dediğini tutar evlenirim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gel gelelim oğlum olursa evlenmek şöyle dursun ne Abeke'nin suratına ne de Köbeş'in yüzüne bakarım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] diye cevabını gönderir.
Kanıkey'in bir oğlu olur. Dediğini yapıp kimseyle evlenmez. Ötekiler Kanıkey'in oğlunu öldürmek isterler. Bunu öğrenen Kanıkey oğlunu alıp babası Temir Han'ın ülkesine kaçar. Yolda türlü sıkıntılar çeker[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] başına gelmedik kalmaz. Sonunda Temir Hanın ülkesine varır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Bey Evine ulaşır.
Temir Han kızına ve torununa kavuşunca pek çok şölenler verir. Torununa ad konulması için bütün il halkını toplar fakat çocuğa kimse bir ad bulup da koyamaz. Ansızın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] nerden geldiği bilinmeyen aksakallı bir ihtiyar görünür[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] uzun uzun dualar eder; Temir Han'ın torununa Semetey adını verir.
Semetey büyür. Baba yurduna dönmek ister. Yola çıkacağı sırada annesi Kanıkey:
-Baka'ya selam söyle[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ne söylerse sözünü tut[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dışına çıkma[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] diye tenbih eder.
Semetey[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] baba ocağına döner. Çakıp Han sağdır; torunu Semetey'in[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] annesine yapılan eziyetlerin acısını çıkaracağını[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] öç alacağını sanarak korkar. Bu yüzden Semetey'i zehirlemeğe karar verir. Kararını uygulayacağı sırada durumu öğrenen Semetey hem Cakıp Hanı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hem de Abeke ve Köbeş'i öldürür.
7) Semetey'in baba ocağına yerleştikten sonrasını anlatır:
Semetey[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] baba ocağına dönüp öz yurduna yerleştikten sonra[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kalmuklar üstüne akınlar yapmak için hazırlıklara başlar. Babasının[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hayatta kalan kırk yiğidini çağırıp toplar. Der ki:
- Akın yapmamız gerek; at sürüleri ve ganimet almamız gerek!
Bu sözden sonra sefere çıkar.
Fakat kırk yiğit[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendi aralarında toplanıp konuşurlar:
- Bizden öncekiler yetmiş yaşına vardı; bizden sonrakiler altmışına ulaştı. Biz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu Semetey'in babasına hizmet ettik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şimdi de oğluna hizmet edeceğiz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ihtiyarladık artık. Semetey[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bizi bu ihtiyar hâlimizde yüce dağ başlarından aşırmak diler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çağlayanlı sulardan geçirmek diler; bizi öldürmeğe kastetmiştir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dönelim! dediler.
Semetey'in buyruğunu dinlemediler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] geri döndüler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kaçtılar.
Semetey[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] babasından kalma kırk yiğidin ardından yetişip onlara tatlı söz söyledi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] alttan alıp yalvardı.
Semetey[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onca sözden sonra babasından kalma kırk yiğide söz geçiremeyince onları öldürür.
Bu arada[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Acubey ile Almambet'in birer oğulları olmuştur. Semetey[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu çocukları kendisine kardeş edinir.
Birinin adını Kançura ötekinin adını Külçura koyup öyle çağırır.
Kançura ile Külçura da büyürler. Büyüyünce Semetey'e hizmet etmeğe başlarlar. Bir gün gelir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Semetey[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kançura ile Külçura'ya[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Akın Han'm kızı Ay Çürek'i evlenmek üzere kaçırmak istediğini söyler ve onlardan bu iş için hizmet ister. Bunun için de Akın Han'ın ülkesine sefere çıkılması gerektiğini anlatır. Dediklerini yaparlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ay Çürek'i kaçırırlar. Gel gelelim Ay Çürek'in bir de nişanlısı vardır ki Kökçe oğlu Ümetey dîye bilinmiştir. Bu Kökçe oğlu Ümetey[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ay Çürek'in kaçırılışını kendisine yediremez. O da karşılık olarak Semetey'in sürülerini yağmalar. Bunun üzerine aralarında bir savaş başlar. Birbirlerini karşılıklı olarak yağmalayıp dururlar. Sonunda Semetey[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kökçe oğlu Ümetey'e barış teklif eder. Savaştan yorulan Ümetey de bunu kabul eder.
Ümetey'le yaptığı barıştan biraz rahatlayan Semetey[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] başka bir sefere çıkmak için hazırlandığı sırada bir düş görür. Düşünü karısı Ay Çürek'e anlatır. Ay Çürek düşü yorumlayıp:
- Sen bu sefere çıkma[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] der. Çıkarsan başına bir felâket gelecek.
Fakat Semetey inatçıdır. Boş sözlere kulak asacak türden değildir. Karısının düşünü yorumlamasına karşılık:
- Düş dediğin şey saçmalıktır!.[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] diye karşılık verdi.
Böyle demesine rağmen[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] düşünün hayra yorulması için de babasının ruhuna en iyi kısraklarından birini kurban eder. Arkasından Er Kıyas'ın ülkesine akın başlar.
Akının en kızışmış zamanında Almambet'in oğlu Kançura[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Semetey'e ihanet eder ve onu yakalayıp Er Kıyas'a götürür. Semetey'e ihanet etmeyen Külçura'yı da köle olarak kullanırlar.
Bu sırada Ay Çürek bir oğlan çocuk doğurmuştur. Ay Çüreğin bir oğlan çocuğu doğurduğunu duyan Er Kıyas[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çocuğu yaşatmak istemez. Öldürtmeğe çalışır. Oğlunu kurtarmak isteyen Ay Çürek Er Kıyası korkutur:
- Eğer sen benim oğlumu öldürtürsen ben de seni babam Akın Han'a şikâyet ederim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ülkeni alt üst ettirir öcümü alırım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] der.
Er Kıyas korktuğu için çocuğu öldürtmeyip kendine evlât edinerek yanında alıkoyar. Halkını toplayıp çocuğa ad koymak ister. Fakat kimse bir ad bulamaz. Aksakallı Aykoca derler bir ihtiyar vardır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sonunda o gelir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ay
Çürek'in oğluna Seytek adını verir.
Seytek de büyür[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] delikanlı olur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yiğit olur. Külçura'yı koruyup kölelikten kurtarır. Er Kıyas öldürülür. Bunlardan sonra Seytek baba yurduna[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] öz ocağına döner. Babasına ihanet eden Almambet'in oğlu Kançura[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Seytek'in baba yurduna Bey olmuştur. Üstelik Seytek'in babaannesi Kanıkey'e koyun güttürüp çobanlık yaptırmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] işkence etmiştir.
Durumu görüp öğrenen Külçura[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kançura'yı yakalar ve Kanıkey de onu öldürür. Baba yurduna yerleşen Semetey ise Taşkent'ten Talasa kadar yayılan geniş ülkeleri yönetimi altına alıp oraların Hanı olur. [2] İlgili Kaynak ve Kitaplar
1. Manas. Translated by Walter May. Rarity[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Bişkek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 2004. ISBN 9967-424-17-6 2. Levin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Theodore. Where the Rivers and Mountains Sing. The Spirit of Manas.Bloomington: Indiana University Press[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 2006 3. Manas 1000. Theses of the international scientific symposium devoted to the 'Manas' epos Millenial Anniversary. Bishkek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 1995. 4. S. Mussajew. The Epos Manas. Bishkek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 1994 5. Traditions of Heroic and Epic Poetry (2 vols.)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] under the general editorship of A.T.Hatto[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] The Modern Humanities Research Association[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] London[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 1980. 6. The Memorial Feast for Kokotoy-Khan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] A.T. Hatto[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 1977[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Oxford University Press 7. The Manas of Wilhelm Radloff[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] A.T. Hatto[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 1990[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Otto Harrassowitz