Frm Haylaz - Portal
Sitemize Hoşgeldiniz !

Sitemiz Hakkında Kısa Bir Bilgi ;

1-Sitemiz Eğlence ve Paylaşıma Yöneliktir !
2-Sitede Yetki Almak İçin Paylaşım Gereklidir !
3-Sitemizde Hack Bölümü Bulunmaktadır !
4-Sitemiz MahseriTurk.Com Sponsorluğundadır !
5-Sitemiz Sizlerin ve Biz Yönetici Ekibinin Paylaşımlarıyla FrmHaylaz.Net Olarak Yayına Geçecektir !
6-Sitemizde Sigara İçmek Yasaktır ! Sigara İçmenin Cezası 500 Konudur !


Teşekkürler.......
Frm Haylaz - Portal
Sitemize Hoşgeldiniz !

Sitemiz Hakkında Kısa Bir Bilgi ;

1-Sitemiz Eğlence ve Paylaşıma Yöneliktir !
2-Sitede Yetki Almak İçin Paylaşım Gereklidir !
3-Sitemizde Hack Bölümü Bulunmaktadır !
4-Sitemiz MahseriTurk.Com Sponsorluğundadır !
5-Sitemiz Sizlerin ve Biz Yönetici Ekibinin Paylaşımlarıyla FrmHaylaz.Net Olarak Yayına Geçecektir !
6-Sitemizde Sigara İçmek Yasaktır ! Sigara İçmenin Cezası 500 Konudur !


Teşekkürler.......
Frm Haylaz - Portal
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Frm Haylaz - Portal


 
AnasayfaPortalLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 --Efsaneler--

Aşağa gitmek 
Sayfaya git : 1, 2, 3, 4, 5, 6  Sonraki
YazarMesaj
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:40 am

FERHAT İLE ŞİRİN

Efsaneye göre Ferhat[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Persler döneminde yaşamış ünlü bir nakkaştır. Sultan Mehmene
Banu'nun yeğeni Şirin için yaptırdığı köşkün süslemelerini yaparken
Şirin'i görür ve birbirlerine sevdalanırlar. Ferhat[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Sultan'a haber salarak Şirin'i istetir. Sultan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]yeğenini vermek istemez. Ferhat'ı oyalamak için dağı delip
şehre su getirmesini şart koşar. Ferhat[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] zekası[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] teknik bilgisi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bilek gücü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aşktan aldığı kuvvetle dağı deler.

Mehmene Banu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dağı delip suyun akacağı kanalı tamamlamak üzere olan
Ferhat'ın yanına yaşlı dadısını göndererek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Şirin'in öldüğü haberini ulaştırır. Ferhat[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu acı haber üzerine[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] elinde tuttuğu külüngü havaya atar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] düşen külünk Ferhat'ın başına isabet eder ve Ferhat orada
ölür. Ferhat'ın acı haberini alan Şirin korku ve heyecanla olayın
geçtiği kayalığa gelir.Ferhat'ın öldüğünü görünce bu acıya dayanamaz ve
kayalıklardan aşağı yuvarlanarak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] orada can verir. Her iki sevgiliyi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] can verdikleri kayalıklarda yan yana gömerler.

Bu aşk öyküsünün Karagöz oyunlarındaki işlenişi ise şöyle :

Hacıvat tarafına Şirin’in köşkü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Karagöz tarafına ise dağ kurulur. Hacıvat’ın tegannîsinden
sonra perdeye gelen Karagöz Hacıvat’a “Kendi tarafına köşk benim tarafa
ise moloz yığını koymuşsun” diye sitem eder. Bunun üzerine Hacıvat
Ferhat ile Şirin öyküsünü anlatmaya başlar. Bu sırada Karagöz ile
Hacıvat çekilirler ve olay canlanır.

Ferhat ile Şirin birbirlerini çok severler. Fakat Şirin’in annesi
Şirin’i Ferhat’a vermek istemez. Hacıvat’ın araya girmesi sonucu
Şirin’in annesi bir şart koşar. Amasya şehrinde su yoktur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] eğer Ferhat Elmadağı'nı kazması ile yarıp şehre su getirirse
Şirin’i vermeye razı olacaktır.

Ferhat Hacıvat’tan bir külünk bulmasını ister. Hacıvat Karagöz’e giderek
bir külünk ısmarlar. Külüngü zamanında yetiştiremeyen Karagöz evden
kendi kazmasını getirir. Ferhat dağı kazma ile yararak şehre su
getirmesine rağmen Şirin’in annesi Şirin’i vermeye razı olmaz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] büyücü bir kadın bularak onları ayırmak ister. Büyücü kadın
Ferhat’a gelerek Şirin’in öldüğünü söyler. Ferhat büyücü kadını öldürür[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tam kendi canına da kıymak üzeredir ki Karagöz gelerek
Şirin’in ölmediğini söyler ve iki sevgiliyi birbirine kavuşturur ...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:40 am

LEYLA İLE MECNUN

Leyla ile Mecnun'un aşkları bir Arap
efsanesine dayanmaktadır . Bu efsanede Mecnun mahlasıyla
şiirler söyleyen Kays
ibni Mülevvah adlı bir Arap şairiyle Leyli ( Leyla ) adlı bir Arap kızın
arasında geçen ve ayrılıkla sona eren bir
aşk serüveni
anlatılmaktadır .

Söylentiye göre Kays ile Leyla kardeş çocuklarıdır .Küçük yaşta
birbirlerini severler . Kays'ın Leyla için söylediği
şiirler dillerde
dolaşır .Leyla'nın babası [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]adını dillere düşürdüğü için kızının Kays'la evlenmesini
önler .Leyla b
aşka biriyle evlendirilir .Kays çöllere düşer .Mecnun
(deli ) diye anılmaya başlar .Ayrılık acısına dayanamayan Leyla
kederinden ölür . Mecnun bunu duyunca onun mezarının başına koşar ve o
da orada can verir .

Bu efsane Arap edebiyatında X. yüzyılda çok yaygın bir hale gelmiş [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Mecnun'a ait olduğu söylenen
şiirlerin arasına nesirler de eklenerek hikaye haline
getirilmiştir .Bu konu daha sonra Fars ve Türk edebiyatlarında da
işlenmiştir . Bunların arasında en ünlüsü Fuzuli'nin yapıtıdır ( 1535)

Aşağıda okuyacağınız küçük hikaye Fuzuli`nin Leyla vü Mecnun adlı
mesnevisinden alınmıştır.

Kays[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bilinen adıyla Mecnun[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Leyla`nın
aşkından kendisinden geçip yarı meczup bir halde çölde
giderken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] namaz kılmakta olan bir dervişin önünden geçer.
Derviş hemen namazını selamlayıp[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Mecnun'a "Namaz kılan birinin önünden geçilmez[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bunu bilmiyor musun?" diye çıkışır. Mecnun cevap verir "Ben
Leyla'nın
aşkından öyle bir hale geldim ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] senin burada namaz kıldığını görmedim bile[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sen nasıl bir aşkla namaz kılıyorsun da benim senin önünden geçtiğimi
görüyorsun?"

Leyla ve Mecnun'un hikayesi Türk Halk edebiyatının da etkilemiş ve Leyla
ile Mecnun adıyla bir Karagöz oyunu haline getirilmiştir .

Karagöz oyunlarında işlenen Leyla ile Mecnun hikayesi ise şöyle :

Oyunun başında Leyla ile Mecnun birbirlerine olan sevgilerini
şiirlerle dile
getirirler. Aralarında bir gül ağacı vardır. Zebani gelerek gül ağacını
alır ve yerine karaçalı koyar. Karagöz bu karaçalıyı almak isterken
zebani Karagöz’ü kaldırıp baş aşağı kara çalının üzerine atar. Hacıvat
gelerek Karagöz’e Leyla ile Mecnun’un hikayesini anlatarak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Zebani’nin kara çalıyı onları ayırmak için koyduğunu söyler.


Perdeye içinde Leyla’nın babası ve annesinin olduğu bir kervan gelir.
Hacıvat onlara bir ev bulur. Daha sonra Mecnun’un babası olan Halepli
Haşim gelir. Hacıvat Leyla’nın anne ve babasının olduğu yere ergeç
Mecnun’un da geleceğini söyler. Mecnun gelip Leyla’ya olan
aşkını Hacıvat’a
anlatır ve ondan yardım ister. Bu esnada bir aslan gelip Karagöz’ün
köpeğini yutar. Leyla’nın babası kızını Mecnun’a istemeye gelen
Hacıvat’ı kovar. Hacıvat[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Karagöz’ün ninesi olan Cazu’dan yardım ister. Cazu nine
Leyla’nın babasına giderek eğer kızlarını Mecnun’a vermezlerse Leyla’nın
öleceğini söyler.

Bunun üzerine Leyla’nın babası kızını Mecnun’a vermek için üç şart
koşar. Birekşisi Mecnun çok sevdiği dişi ahuyu öldürecektir. İkekşisi
aslan ile boğuşup onu da öldürmesi. Üçüncüsü ise yedi başlı ejderhayı
öldürmesi. Karagöz Mecnun’a bir bıçak verir. Mecnun kendi isteğiyle
ahuyu öldürür. Daha sonra aslan ile ejderhayı da öldürür ve koşulları
yerine getirmiş olur. Zebani iki sevgilinin kavuşmasını engellemek
amacıyla araya yine kara çalı koyarsa da Mecnun bıçağı ile karaçalıyı
kesip atar.
Sevgililer birbirlerine kavuşurlar ve kervanla memleketlerine dönerler
...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:41 am

KEREM İLE ASLI

Bu aşk hikayesinin Aşık Kerem
ya da Kerem Dede diye anılan Azerbaycan yöresi halk şairinin
aşk
serüvenini konu eden
şiirleri halk arasında yayıldıktan
sonra adı bilinmeyen halk hikayecileri tarafından bu
şiirler
çerçevesinde oluşturulduğu ileri sürülür .( XVII.
yy. )

İsfahan Padişahı'nın oğlu Kerem keşiş kızı Aslı'ya gönül verir .Ancak
din ayrılığı yüzünden onunla evlenmesi mümkün olmaz . İlden ile göçen
keşişle kızı Aslı'nın ardından uzun yolculuklar yapan delikanlı Halep
Paşası'nın emri üzerine Aslı'yla evlendirilir .Ancak düğün gecesi
keşişin kızına giydirdiği gömleğin düğmeleri bir türlü çözülmeyince
Kerem ah edip yanarak ölür . Onun külleri arasında kalmış kıvılcımla
Aslı'da saçlarından tutuşup can verir .

Hikaye boyunca Kerem arkadaşı Sofu'yla birlikte uzun yollar aşar .
Anadolu'nun birçok yerini gezer [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Hanlarda kahvelerde
şiirler söyler [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]yollara [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dağlara [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] akarsulara[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hayvanlara Aslı'ya benzettiği güzellere şiirler
söyleyerek derdini anlatır .Aslı'yı yakından
görebilmek için kızın annesine bütün dişlerini çektirir .

Hikayeye olağanüstü ögeler de karışmıştır .İki sevgilinin doğumları bir
dervişin verdiği sihirli elmayla olmuştur .Zorda kalan Kerem'i Hızır
kurtarır .Dağlar ırmaklar o şiir söyleyince geçit verir .

Sevgilisine kavuşma yolunda çileler çeken ve onun uğrunda yanan Kerem [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] modern edebiyatta bir ülküye bağlanıp can verebilen
kahramanın simgesi sayılmıştır .








Ala gözlerine kurban olduğum
Hep senin derdinden yanar ağlarım
Kime arzedeyim garip halimi
Ellerin yanında görür ağlarım ..

Benden kaçar sevdiğim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gayrden kaçmaz
Dahi pek küçüktür[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aşıkın bilmez
Yalvarsam Mevla'ya dileğim geçmez
Yüzümü yerlere sürer ağlarım ..

Yine düşt'ayrılık vücut şehrine
Yürek mi dayanır dilber cevrine
Sürülünce insan mahşer yerine
Hak'kın divanına durur ağlarım ..

Kerem der bu firkatla yanarsam
Tükenir ömrümüz bir gün ölürsem
Bu hasretle kıyamete kalırsam
Kefenim boynuma sarar ağlarım ...

Aşık Kerem
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:41 am

YUSUF İLE ZÜLEYHA

Divan edebiyatında birçok şairin
mesnevilerine de konu olan bu
aşk öyküsü Kur'an-ı Kerim'de "öykülerin en
güzeli "diye isim bulmuştur . Yusuf sûresinde 98 âyet (4-101)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Yusuf Peygamber'in ibretli hayat hikâyesinden söz eder.

Buna göre Yusuf Peygamber'in on bir erkek kardeşi vardır. Olağanüstü bir
güzelliğe sahip olan Hz.Yusuf babası tarafından çok sevilmektedir. Onu
kıskanan kardeşleri gezinti için kıra götürürler ve kuyuya atarlar.
Babalarına ise kanlı elbiselerini gösterip[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onu kurdun yediğini söylerler. Yoldan geçen bir kervan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] su çekerken Yusuf'u bulur ve Mısır'da Hazine Bakanı olan
Azîz'e köle olarak satarlar.

Sarayda ihtimamla yetişen Hz.Yusuf 'a Azîz'in karısı Züleyha aşık olur
ve onu yasak ilişkiye çağırır.Hz.Yusuf ona şöyle cevap verir: "Allah'a
sığınırım. Efendim bana iyi baktı. Doğrusu zulüm yapanlar kurtuluşa
eremez." Yüce Allah[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o arada Hz.Yusuf'un da Züleyha'yı arzuladığını[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ancak ihlâslı bir kul olması yüzünden Yusuf'un bu kötülük ve
fuhuştan korunduğunu belirtir.

Eşinin haksız olduğunu tespit eden Azîz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] olayın hiç bir şey olmamış gibi kapanmasını istemişse de[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dedikodunun önü alınamamıştır. Bunun üzerine Züleyha
dedikodu yapan hanımları yemeğe davet etmiş ve Yûsuf'u onların yanına
çağırarak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ş
aşkınlık içinde meyve bıçakları ile ellerini
kestiklerini görmüştür. Bununla[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] âşık olmakta haklı olduğunu göstermeye çalışan Züleyha[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Yusuf'un kendisine ilgi göstermemesi üzerine onun hapse
atılmasını istemiştir.

Güzel bir kadının cinsel isteklerine uymak yerine yıllarca hapiste
kalmayı tercih eden Hz.Yusuf bu konuda şöyle dua etti: "Rabbim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bana göre zindan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bunların beni çağırdığı şeyden iyidir. Eğer onların düzenini
benden savmazsan onlara kayarım ve câhillerden olurum." Rabbi onun
duasını kabul etti ve onların düzenlerini ondan savdı.

Mısır hükümdarı bir gece rüyasında yedi zayıf ineğin yedi semiz ineği
yediğini ve yedi yeşil başakla yedi kuru başak gördü. Yorumcular bu
rüyaya anlam veremediler. Bu arada zindanda bulunan Hz.Yusuf isabetli
rüya yorumları ile ün yapmıştı. Kral onu yorum için saraya çağırdı.
Ancak Yusuf[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Züleyha konusunda iftiraya uğradığını[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu eski davanın görülerek sonuca bağlanmasını istedi.
Böylece temize çıktıktan sonra rüyanın yorumunu yapabileceğini söyledi.
Gerçekten sorguya çekilen Züleyha ve dedikoducu kadınlar doğruyu
söylediler. Hz.Yusuf belge ve delillerle temize çıkınca rüyayı şöyle
yorumladı:

Yedi yıl çok bolluk[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ondan sonra da yedi yıl kıtlık yılları gelecek. Kral[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tedbir olarak ne yapmak gerektiğini sorunca Hz.Yûsuf[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ekonomik ve mali işlerin başına kendisi getirildiği takdirde
bu kıtlık ve darlık yıllarına çare bulabileceğini söyledi.Bu göreve
getirilen Hz.Yusuf [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ilk bolluk yıllarında halkı tasarrufa teşvik etti[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tüm fazla hububatı depolara yerleştirdi. Bu arada[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] halk ellerindeki altın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gümüş gibi değerli eşyasını da Hz.Yusuf 'un emanet
depolarına teslim etmişti. Bunların eline emanet bıraktıkları şeylerin
miktar ve niteliklerini belirten makbuzlar veriliyordu. İşte bu
makbuzlar J. Dobretberger gibi iktisatçıların belirttiği gibi M. Ö. 1600
yıllarında Ortadoğu' da elden ele kâğıt para gibi dolaşmaya başlar.

Rivayete göre Mısır Melik'i Hz. Yusuf'a taç giydirmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kılıç kuşatmış ve ekşi ile yakut işlemeli bir taht
yaptırmıştır. Ancak Hz.Yusuf son ikisini kabul etmekle birlikte[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] taç giymeyi kendisinin ve atalarının giydiklerinden
olmadığını söyleyerek reddetmiştir. Ülke kısa sürede Hz.Yusuf 'un
adaletli yönetimi ile onun nüfuz ve iktidar alanına girmiştir. Bu arada
Hazine Bakanı Aziz vefat etmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] eşi Rail[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] diğer adı ile Züleyha[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Melik tarafından Yusuf'la evlendirilmiştir. Bir mucize
olarak gençleşen Züleyha[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kocası iktidarsız olduğu için kız olarak Yusuf'la gerdeğe
girmiştir. Bunun üzerine Yusuf Züleyha'ya "Bu şekilde meşru olarak
evlenmemiz senin haram olarak istediğinden daha iyi değil mi?" diyerek
helal ile haram arasındaki farka dikkat çekmiştir. Züleyha'nın Yusuf'tan
Efrâim ve Menşa adlarında iki oğlunun dünyaya geldiği nakledilir...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:41 am

BOŞKA İLE ADMİRA

Boşka ve Admira Yugoslavya parçalanmadan önce
Saraybosna'
da yaşayan iki genç. Admira Müslüman[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Boşka ise Sırp bir aileden. Ama ikisi de Saraybosnalı.
Çocuklukları aynı mahallede geçer. Lise yıllarında bu iki genç
birbirlerine aşık olup nişanlanırlar. 1992 yılının ilkbaharında Boşka ve
Admira evlilik planları yaparken Bosna'da savaş başlar.

Bu tarihten itibaren bu iki insanın hayatlarına anlam kazandıran birçok
şey savaşın acımasız ellerinde bir bir yok olup gider. Önce Sırp
ordusunun Bosna'yı talan edip masum ve savunmasız insanları toplama
kamplarında katletmelerini seyrederler. Sonra birlikte büyüdükleri
insanların birbirlerine düşman oluşuna[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] oynadıkları sokakların[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yaşadıkları evlerin yıkılışına şahit olurlar. Bütün bu
karmaşanın içinde Boşka ve Admira'nın sarılıp tutundukları iki şey
vardır: birbirlerine olan sevgileri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ve Saraybosna'ya tutkunlukları.

Birçok Saraybosnalı gibi Boşka ve Admira da hazırlıksız ve savunmasız
yakalanırlar Sırp kuşatmasına. Yine de şehri terketmezler. Bu arada
Boşka'nın birçok arkadaşı Saraybosna'yı çevreleyen Sırp çetelerine
katılırlar ve Boşka'nın da katılması için baskıda bulunurlar. Boşka her
seferinde reddeder.

Admira ile birlikte Saraybosna'da kalıp şehirdeki yaşlı ve düşkünlere
yardım ederler. Onlar için yiyecek kuyruklarında beklerler. Kışın
evlerine odun taşırlar. Kuşatma çemberi gün geçtikçe daha da daralır.
Yaşam daha da zorlaşır. Bunun üzerine yaşadıkları yeri terkedip[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şehrin merkezine yerleşirler. Bu arada Boşka'nin ailesi
Sırbistan'a göçer.

Boşka ve Admira'nın Saraybosna'da verdikleri yaşam mücadelesi iki yıl
sürer. Bu arada evlenirler de. 1994 ilkbaharında Sırbistan'a[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Boşka'nin ailesinin yanına gitmeye karar verirler.
Saraybosna'nın giriş-çıkışlarını tutan Sırp askerlerinden ve şehri
savunan direniş gruplarından izin alırlar.

Geçiş günü gelir. Boşka ve Admira[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] önce Admira'nın ailesini ziyaret edip onlarla vedalaşırlar.
Sonra askerlerin onlara söylediği geçis noktasına doğru yürürler. İkisi
elele kilit noktasındaki köprüyü geçerler. Köprüden sonra bir iki adım
attıkları sırada birkaç el silah sesi duyulur. Boşka ve Admira yere
düşerler.

O anda mı ölürler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yoksa daha sonra mı bilinmez. Fakat[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ölümde bile rahat bırakmaz savaş Boşka ile Admira'yı. Kimse
yanaşamaz yanlarına on gün boyunca. Ailelerin girişimleri sonuçsuz
kalır. Ne şehri savunan direniş grupları ne de Sırp askerleri kimseyi
yaklaştırmazlar yanlarına. Boşka ve Admira kurtlara[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] köpeklere yem olurlar. Olay büyür[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] televizyona[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gazetelere yansır. On gün sonra Boşka ve Admira'dan geriye
kalanlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aileler tarafından alınıp gömülür. Kurşunlari hangi
tarafın ateşlediği bulunamaz. İki taraf da birbirlerini suçlarlar ..

İlknur SAYIBAS
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:41 am

Saatiniz kaç?

İzmir'de genç güzel bir kadın otobüs durağında gündüz saatinde
bekliyormuş. Durakta kendinden başk
a
üç adam daha varmış. Derken adamlardan iyi giyinimli olanı yanına
gelmiş ve "Buranın yabancısıyım. Balçova'ya buradan otobüs var mı?" diye
sormuş. Kız "Var" deyip otobüsün numarasını falan söylemiş. Adam
teşekkür edip diğer adamların yanına gitmiş.

Biraz sonra yeniden kızın yanına gelmiş "Afedersiniz. Sanırım randevuma
geç kalıyorum. Saatim de yok. Saat kaç acaba?" demiş. Kız saatine bakıp
söylemiş. Adam "geç kalmışım" demeş ve bir taksiye binip gitmiş. Taksi
uzaklaşır uzaklaşmaz diğer iki adam kızın yanına gelip "Eee! Hadi
gidelim" diyerek kızın kollarına girmişler. Kız şaşırmış taabi "Ne
oluyor? Ne yapıyorsunuz?" diye bağırmaya başlamış.

Adamlar pişkin pişkin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Peşin ödedik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] nazlanma" filan diyorlarmış ki; kız çığlığ koyvermiş. Esnaf
kızın imdadına yetişmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] adamları kıskıvrak yakalamışlar. Polis gelmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] iki adamı ve kızı karakola götürmüş.

Karakolda komiser gündüz vakti şehrin göbeğinden kız kaldırmaya kalkışan
densizleri hemen sorguya almış doğal olarak. Ama adamlar taksiyle giden
adamın 100 dolar karşılığında bu kızı pazarladığını hatta "Ne zaman
gidebiliriz?" sorusuna da kızın saate bakıp yanıt verdiğini söylemişler.
Yemin billah ediyorlarmış. O kadar şaşkınlarmış ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] komiser bu kez kızdan şüphelenmiş.

Kızın ifadesi ise iyice şüphe uyandırmış. "Adamın biri otobüs sordu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sonra da saat kaç dedi ve gitti" diyormuş kız. Ama bir türlü
komiseri ikna edememiş. Çalıştığı şirketin genel müdürnü filan aratmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şirketten arkadaşları gelmiş araya girmişler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kız karakoldan zorla çıkmış. Onlar karakoldan çıkarken iki
kafadar hala "Peki bizim paramız ne olacak diye" dert yanıyorlarmış.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:41 am

İNTİHAR ETMEN LAZIM

Adamın biri ünlü bir falcıya gitmiş. Falcı adama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Senin intihar etmen lazım. Yoksa gelecekte milyonlarca
kişinin ölümüne sebep olacaksın" demiş. Adam bundan çok etkilenmiş ve
intihar etmek için tren raylarına uzanmış. Diğer taraftaki raylarda bir
çocuk oynuyormuş. Karşı yönden gelen tren ona çarpmak üzereymiş. Adam
ani bir kararla intihar etmekten vazgeçip çocuğu kurtarmış. Çocuğa daha
dikkatli olmasını öğütlerken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Senin adın ne bakayım?" diye sormuş. Biraz önceki korkunç
olaydan etkilenmişe benzemeyen sert bakışlı çocuk[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Adolf Hitler" demiş.
Bu efsaneyi Can Göçer gönderdi.

Hitler 1930 yılında korkunç mide ağrıları çekmeye başlamış. Doktorları
özel bir diyet vererek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] et yemesini yasaklamışlar. Bundan sonra Hitler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bildiğimiz sert ve acımasız Fuhrer olmuş. Hitler'in aslında
bütün derdi mide ağrısıymış. Tıpkı sürekli mide ağrısı çeken ve bu
yüzden eli sürekli midesinin üzerinde olan Napolyon gibi. Kimbilir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] belki de midesi o kadar ağrımasaymış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 2. Dünya Savaşı hiç olmazmış.
Bu efsaneyi Seyfi Dalmaz gönderdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:41 am

ARZU İLE KANBER

Birbirlerini kardeş sanarak büyüyen iki
gencin asklarini anlatan ve 17. yüzyilda ortaya çiktigi sanilan Türk
halk öyküsü. Konusu söyledir: Bir kervan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yolda eskiya baskinina ugrar. Baskindan yalniz küçük bir
erkek çocugu sag olarak kurtulur. Bir aile tarafindan evlatlik olarak
alinan çocuga Kanber adi verilir. Bir süre sonra bu ailenin bir kiz
çocugu olur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] adini Arzu koyarlar. Iki çocuk birbirlerini kardeş sanarak
büyürler. Bir süre sonra aralarında ilgi veyakınlık başlar. Kardeş
olmadiklarını ögrenince de evlenmek isterler. Arzu"nun annesi bu
evlilige karsi çıkar ve kızını zengin bir tüccarla evlendirir. Ama adam
kisa bir süre sonra ölür.Arzu ile kanber evlenmek için yeniden
uığrasırlarsa da[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] anne engel olur. Asıklar bir rastlantı sonucu birbirlerini
bulurlar. Kavusmanin heyecaniyla ikisi de bayilir. Sürekli olarak kızını
izleyen kötü yürekli anne onlari gene ayırmak ister[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ama gençlerin çevresi su ile kaplandigindan yanlarina
ulasamaz. Az sonra iki sevgilinin gögüslerinden birer güvercin çikarak
uçar ve böylece ikisi de orada can verirler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:42 am

Japon Mucizesini Mimar Sinan Yarattı

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
1950-60 arası bir tarihte inşaat mühendisi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mimar ve jeofizikçilerden oluşan bir Japon heyeti Türkiye'ye
gelmiş. Heyet İmar ve İskan Bakanlığı'ndan izin alarak ülkemizdeki
tarihi yapıları incelemeye başlamış. Ayasofyayı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Yerebatan Sarnıcını filan gezdikten sonra sıra Sinanın
kalfalık eseri Süleymaniye Camisi'yle Sinan'ın öğrencisi Mimar Davut
Ağa'nın eseri Sultanahmet Camisi'ne gelmiş.


Japonlar bu camiler üzerinde günlerce
inceleme yapmışlar. Her geçen gün ş
aşkınlıkları daha da
artıyormuş. Çünkü Japonlar daha ilk incelemede camilerin gevşek bir
zemin üzerine inşa edildiğini anlamışlar. Ama bunca yıl[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu camilerde bir çatlak dahi olmamasına akıl sır
erdirememişler. Bunun üzerine Türkiye programının gerisini tamamen iptal
edip[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu iki cami üzerine yoğunlaşmışlar.


Araştırmalarının sonucunda herhangi bir
sarsıntı sırasında bu iki caminin sabitlenmediğini aksine yerinde
oynayarak yıkılmaktan kurtulabildiği ortaya çıkmış. Minareleri
incelediklerinde ise dumurları ikiye katlanmış. Minarelerin çok daha
gelişmiş bir raylı sistem mekanizması üzerine oturtulduğunu ve her yöne
yaklaşık 5 derece yatabildiğini görmüşler.


Daha derin araştırma yapmak için Edirne'ye[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Sinan'ın ustalık eseri Selimiye Camisi'ne gitmişler. Ordaki
olağanüstü sistemleri görünce iyice dumur olmuşlar. Selimiye'nin tüm
sırlarını aylarını harcayarak çözmüşler. Japonya'ya döndüklerinde ise
Sinan'ın sırlarını uygulamaya sokarak şehirlerini Sinan'ın kullandığı
sistemlerle kurup muazzam gökdelenler dikmişler. Yani şuan gelişmiş
ülkelerin gökdelen yapımında kullanıldıkları çoğu sistem[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yüzyıllar önce Sinanın geliştirdiği mekanizmalarmış.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:42 am

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Sevgililer
Günü'nün öyküsü [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


Aziz Valentine'ın öyküsü III. Yüzyıl'dan gelir. O dönemde Roma tahtında
İmparator II. Claudius vardı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Zalim" adıyla tanımlanan Claudius aşırı savaş ve askerlik
tutkunuydu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] her yetişmiş erkeğin muhakkak asker olmasını istiyor
ve kimseye göz açtırmıyordu.

EVLİLİĞİ YASAKLADI
Öylesine ileri gitmişti ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] askerliğe engel oluyor düşüncesiyle evlenmeyi dahi
yasakladı. Gençler ş
aşkındı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kimse sevdiği ile beraber olamıyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Roma kenti sayısı gittikçe artan ve uzak ülkelerde ölen
sevgililerinin ardından ağlayan kadınlar ve kızlarla dolmuştu. Kısacası
aşk
yasaklanmıştı. Bu sıralarda İmparator tüm Romalılar'ın 12 tanrıya
tapmalarını aksi şekilde davrananların ve özellikle de Hıristiyanlar'la
ilişkiye girenlerin ölümle cezalandırılacaklarını emretti.

Bu emre uymayanların arasında Aziz olarak kabul edilen filozof
Valentinus'da vardı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gezerek dinsel vaazlar veriyor ve İmparator'un hatalı
olduğunu anlatıyordu. Sonunda yakalandı ve hapse atıldı. Valentinus'un
hapiste olduğu günlerde yaşananlar efsaneye dönüşerek günümüze kadar
ulaşmıştır.

GÜZEL JULİA VALENTİNUS'A GİDER
Hapishaneyi korumakla görevli gardiyanın kızkardeşi Julia'nın gözleri
doğuştan görmemektedir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gardiyan Valentinus'un anlattığı İsa ilgili
öykülerin
arasında körlerin gözlerinin açıldığını öğrenince[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kardeşini gizlice Valentinus'un yanına getirir. Julia çok
güzel ve zeki bir kızdır. Günlerce beraber olurlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Valentinus ona Roma tarihini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] doğanın yapısını[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aritmetiği ve Tanrı'ya yönelmeyi öğretir. Julia[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dünyayı Valentinus'un anlattıklarıyla görür[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onun bilgeliği ile aydınlanır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] güçlenir ve teselli bulur.

Bir gün sorar;
- "Valentinus[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Tanrı gerçekten dualarımızı duyar mı?"
Aziz gülümser;
- "Evet[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] herbirini."
Julia;
- "Her sabah ve her gece ne için dua ettiğimi biliyormusun? Görebilmek
için dua ediyorum[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] senin bana anlattıklarını görmeyi çok istiyorum."[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Valentinus;
- "Tanrı bizim için en iyi olanı yapar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yeter ki buna inanalım."
Julia[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yere diz çöker ve;
- "Böylesine inanmak istiyorum[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yardım et."
Beraberce duaya başlarlar. Birden hücrenin içersi altın renkli bir
ışıkla aydınlanır ve Julia haykırır;
- "Valentinus[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] görüyorum[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] görüyorum."

14 ŞUBAT'TA ÖLDÜRÜLÜR
Valentinus duaya devam etmesini söyler. Ertesi gün Valentinus'un ölüm
emri gelir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Aziz Julia'ya son bir not yazar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Tanrı'ya hep yakın olmasını öğütler ve notun altını "Senin
Valentine'ından" diye imzalar. Mektup[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ertesi gün Julia'ya ulaşır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o günün tarihi 14 Şubat 270'dir. Valentinus[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sonradan Papa I. Julius tarafından "Porta Valentini" adı
verilen bir kemer kapısının altına gömülür (Şimdi orada yani Roma'da
Praxedes Kilisesi vardır.)

Julia[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mezarın yanına pembe çiçekler açan bir badem ağacı
diker. Günümüzde sevginin ve dostluğun simgesinin badem ağacı olması
buradan kaynaklanır.

GENÇLERİN İLK CİNSEL DENEYİMİ
İşin aslına bakılırsa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 15 Şubat tarihi Roma tanrıçalarından Februata Juno adına
yapılan kutsama töreninin günüdür; birbirleriyle ilk kez cinsel ilişkiye
girecek gençlerin adlarının yazıldığı parşömenler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o gün tanrıçaya sunulurdu. Papalık daha sonra yasaklanan bu
geleneğin yerine[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] azizlerin adlarının yazılı olduğu listeleri sergilemeye
başladı.

Biz yine Roma'ya dönelim. 15 Şubat'ta kutlanan gençlerin
aşk
festivalinin özgün adı Lupercalia'dır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] geleneksel olarak hediyeler verilirdi. Kuşların çiftleşme
döneminin başlangıcı kabul edilen Şubat ayı döneminde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gençler de onları örnek alarak eşleşirlerdi. Hıristiyanlığın
güçlenmesinden sonra[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Pagan inançları yasaklandı veya yerlerine Hıristiyan
versiyonlar getirilmeye başlandı. Aziz Valentine Hıristiyanlığın simgesi
olan sevgi ve evlilik kuramı ile kişiselleştirildi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onun Lupercalia Festivali'nin arifesinde öldürülmüş olması
iyi bir raslantıydı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] böylece Roma'nın bereketlilik ve döllenme kutsamalarıyla[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Hıristiyanlığın evlilik ve çoğalma ilkesi bütünleştirilmiş
oldu. Amaca ulaşılmıştı.

Günümüzdeki yorumuyla "St Valentine" yani Sevgililer Günü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Roma'daki gibi sevenlerin birbirlerine sevgilerini
Valentinus'un son mesajında olduğu gibi küçük kartlar ve hediyelerle
sunmaları şeklinde kutlanmaktadır. Aslında kökende yine birleşme[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bütünleşme ve çoğalma güdüsü yani bereketlilik vardır. Aynı
zamanda da[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Tanrısal
aşkla[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dünyasal aşkın birleştiği yer[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Julia'nın öyküsünde olduğu gibi birleştirilir. Ama ilginçtir
ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
aşkı yasaklayan bir despotun binlerce yıllık anısı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kozmik Şakacı'nın oyunuyla artık aşk yüzünden
akla gelmektedir
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:42 am

Omega Saat Efsanesi


Bi otomobil tamircisi ılık ilkbahar gecelerinden birinde evine giderken
yolun kenarında bi araba ve arabanın başında da patlayan lastiği
değiştirmeye çalışan iki güzel kız görmüş. Yardım amacıyla kenara
yanaşmış. Ama istepne de patlakmış maalesef. Adam[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Bu saatte bunu tamir etmek imkansız. İyisi mi ben sizi
evinize bırakayım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yarın bir çaresine bakarız" demiş. Evin önüne geldiklerinde
kızlar adamı bi fincan kahve içmek için evlerine davet etmiş. Ev[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bi apartmanın 7. katında[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hoş bi daireymiş. İstepneyle uğraşırken elleri
kirlendiğinden eve girer girmez adam banyoya gidip ellerini yıkamış. Bu
arada OMEGA marka saatini de kolundan çıkarıp[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aynanın önüne koymuş. Kızlardan birinin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Kahve hazır" diye seslendiğini duyunca hemen ellerini
kurulayıp banyodan çıkmış. O aceleyle de OMEGA marka saatini çıkardığı
yerde unutmuş. Kızların sohbeti çok keyifliymiş. Grup vaktin nasıl
geçtiğini anlamamış. Sonunda adam geceyi kızların evinde geçirmiş. Sabah
da 7’de kalkıp işe gitmiş. Tamirhanesine vardığında saatini kızlarda
bıraktığını farketmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "İyi bari[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kızları tekrar görmek için bahane olur" diye düşünmüş. Akşam
iş bitimi saatini almak için kızların evine gelmiş ama kapıcı
bahsettiği kızların artık o dairede yaşamadıklarını söylemiş. Bu iki
talihsiz kız 3 hafta önce trafik kazası geçirip ölmüşlermiş meğer. Şu an
da[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] adamın onları ilk gördüğü yere çok yakın olan bi mezarlıkta
yatıyolarmış. Tamirci duyduklarına inanamamış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Nasıl olur? Ben dün akşam evlerinde onlarla beraberdim"
demiş. Kapıcı bunun imkansız olduğunu söyleyerek adamı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kapısı avukat tarafından mühürlenmiş dairenin önüne
götürmüş. Adam çok meraklanmış tabii. Ertesi gün avukata gidip durumu
anlatmış ve beraberce kızların dairesine gelmişler. Mühürü açıp içeri
girmişler. Adam doğruca banyoya gitmiş. OMEGA marka saat aynanın önünde
bıraktığı gibi duruyormuş..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:42 am

Şehitler Ölmez


Olay 1974 yılında yapılan Kıbrıs Harekatı'nda
yaşanmış. Savaş sırasında bir gün[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bizim askerlerden birinin yanına bir b
aşka Mehmetçik
gelmiş. Biraz hoşbeşten sonra[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ailesine ulaştırması için ona bir mektup vermiş. Bizimki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Kardeşim savaştayız. Kimin ne olacağı belli değil ki. Belki
sen gidersin de[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ben kalırım" dese de diğer asker[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sürekli[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Hayır sen gideceksin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ben kalacağım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]" diyormuş. Sonunda başa çıkamayınca razı olmuş. Mektubu
götüreceğine söz vermiş. Bir daha o askeri görmemiş. Bi süre sonra da
olayı unutmuş.


Savaştan yıllar sonra[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] askerlikle ilgili eşyalarını karıştırırken bir anda eline o
mektup geçmiş. Verdiği sözü tutmamış olmanın rahatsızlığıyla hemen
mektubun üzerindeki adrese doğru yola çıkmış. Giderken de[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Döndüyse kendisini görürüm[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şehit olduysa ailesine başsağlığı dileyip mektubu veririm"
diye aklından geçiriyormuş.


Sonunda evi bulup kapıyı çalmış. Kapıyı açan
yaşlı teyzeye[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kıbrıs'ta birlikte savaştıkları oğullarından bir mektup
getirdiğini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendisiyle görüşmek istediğini söylemiş. Kadın ş
aşkınlık içinde
adamı içeri buyur edip kocasının yanına götürmüş. Yaşlı adam olayı
dinledikten sonra[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "İyi de evladım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bizim Kıbrıs'ta savaşan bir oğlumuz yok ki" demiş. Ardından
da diğer odaya gitmiş ve elinde bi fotoğrafla geri dönmüş. Resmi
bizimkine göstererek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Sana mektubu veren bu muydu?" diye sormuş. Bizim Kıbrıs
gazisinin gözleri parlamış: "Evet[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] işte bu askerdi. Ama Kıbrıs'ta savaşan oğlunuz yok
demiştiniz." Anne çoktan gözyaşlarına boğulmuşmuş bile. Baba ise başını
sallayıp üzüntülü bi sesle[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Evet bu bizim oğlumuz. Ancak Kıbrıs'ta değil[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yıllar önce Kore'de şehit oldu" demiş..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:43 am

Athena (Minerve)

Bir adı da Palas olan Athena[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Baş Tanrı Zeus'un çok sevdiği bir kız idi. Zeka tanrıçası
Athena'nın doğumu oldukça gariptir. Annesi akıllı Metis (Hikmet) ti.
Efsaneye göre Baş Tanrı Zeus Metis'i yutmuş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yani kendi içine atmış ve onu kendisinin bir parçası
yapmıştı. Akıllı ve Zeki Zeus Metis'i uzun süre kafasının içinde taşıdı.
Ondan kurtulma zamanı gelip çatınca Demir ve ateş tanrısı Hephaistos'u
çağırdı


"Hephaistos" dedi "Başım çatlayacakmış gibi
ağrıyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] artık dayanamıyorum. Alnıma hızla keskin baltanı vur.
Korkma sen emrimi yerine getir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ben başıma ne geleceğinin biliyorum.


Hephaistos Baş Tanrıya karşı gelmeye cesaret
edemedi ve baltasını Zeus'un alnına indirdi. O anda yarılan yerden zafer
çığlıkları atan güzel bir kız çıktı ve dans etmeye başladı. Tepeden
tırnağa kadar silahlı idi. Başında altın bir miğfer kıvılcımlar
saçıyordu. Parlak bir zırh bütün vücudunu kaplamıştı. Elinde ise yepyeni
bir mızrağı sallıyordu. Bu hali gören bütün ölmezler hayret ettiler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şaşırdılar. Güneş bile onu görüce ne yapacağını unuttu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] atlarının dizginlerini çekti[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] arabasını göğün boşluğunda bekletti. Büyük Olympos dağı bu
yeni Tanrıça'nın doğuşu ile sarsıldı. Toprak'tan müthiş bir gürültü
çıktı. Denizler kabarmaya dalgalar coşmaya başladı.


Zeka ve aydınlık tanrıçası olan Athena aynı
zamanda savaş tanrıçası da sayılırdı. Savaş gürültülerini ve silah
seslerini uyandırmasını ve canlandırmasını da isterdi. O Yunanlılar için
yenilmez bir kavgacıydı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] cesareti b
aşka hiç bir tanrı ile
kıyaslanamazdı. Onun cesareti kurnazca[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yiğitliği sessizce idi. O gösteriş ve yaygarayı sevmezdi.


Athena kabalık ve her türlü zulümden
iğrenirdi. Temiz kalpliydi. Adaletten hoşlanırdı. İyi ve akıllı
insanların yardımına koşmak adetiydi. Bir gün çok beğendiği[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sevdiği cesur Tydeus çok uzun süren bir savaşta ağır
yaralanmış ve yere düşmüştü. Athena Babası Zeus'a ona yardımcı olması[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] acıması için yalvardı. Babasından bu cesur savaşçıya ilaç
götürmek onu ölümsüzler arasına katmak için izin istedi. Zeus bu
istediğini kabul edince derhal yeryüzüne[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] savaş meydanına indi. Fakat Tydeus'in yakaladığı düşmanından
korkunç bir biçimde intikam almakta olduğunu gördü. O[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendisine getirilen düşmanın kemiklerini kırıyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kafasını eziyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sonra bir barbar gibi kafatasının içinden çıkan beynini
yiyordu. Athena bunu görünce ondan iğrendi. Yardımına koştuğu savaşçıya
sırtını dönerek onu kendi kaderiyle baş başa bıraktı. Barbarca
davranışıyla yardımı hak etmediğini göstermişti.


Zeka tanrıçası Athena bazen yeryüzüne iner[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] savaşlara katılırdı. Yunanlılar Medya'lılara karşı
savaştığında küçük ordularını Athena idare etmişti. Bu yüzden bir avuç
insan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] barbarların çok kalabalık ordusuna karşı büyük bir
zafer kazanmıştı. Athena aynı zamanda şehirlerin bekçisi ve
koruyucusuydu. Sevdiği şehirlerin kalelerinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] surlarında canla başla savaşırdı. Yalnız savaşları sevmezdi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] barışları da severdi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] barışın nimetlerini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] medeni hayatın güzelliklerini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] zafer kazanan kralların kalplerine sokardı. Bu yüzden
medeniyetle ilgili her şeyin koruyucusu sayılırdı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:43 am

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]



Yılan Hikayesi


Padişahla karısının bir türlü çocuğu olmuyormuş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ne yapmışlarsa bir türlü bir çocuk sahibi olamamışlar. Bir
gün yaşlı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] uzun sakalları olan beyaz bir adam saraya konuk
gelmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] padişah adamı çok sevip akşam yemeğine alıkoymuş.
Yemekten sonra sakallı ihtiyar


"Galiba sizin meyveniz yok" demiş.

Padişah hemen atılmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

"Her meyveden var[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ne istersiniz?" demiş.

"Yok[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]" demiş ihtiyar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "onu söylemiyorum[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] galiba sizin çocuğunuz yok[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onu söylemek istiyorum."

Padişahla karısının gözleri dolmuş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

"Çok istedik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ama olmadı" demişler.

"Peki" demiş ihtiyar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "ben size bir yol göstereceğim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dediklerimi yaparsanız çocuğunuz olur. Ülkenin en ucundaki
dağın tepesinde bir pınar var. Baharın yaza bağlandığı gece[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tam sabah olurken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mehtap batmadan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] güneş de çıkarken çırılçıplak o pınara girip yıkandıktan
sonra[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 'hayırlısı neyse olsun' deyip birbirinize
kavuşacaksınız."


Yaşlı adam bunları söyledikten sonra odasına
çekilmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ertesi sabah da kimseye görünmeden saraydan ayrılıp
gitmiş. Padişahla karısı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] büyük bir kalabalıkla yola çıkmışlar. Dağın başındaki pınara
girip yıkanmışlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sonra da çadırlarına çekilip yataklarına girmişler.
Padişahın karısı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


"Allahım bize bir evlat ver de nasıl verirsen
ver" demiş.


O gece padişahın karısı hamile kalmış. Aradan
dokuz ay geçmiş. Doğum vakti gelmiş. Saraya ülkenin en ünlü ebelerini
çağırmışlar. Ama sultan bir türlü doğuramıyormuş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ne yaparlarsa yapsınlar sultan bir türlü doğuramıyormuş.
Kentte babasıyla ve üveyannesiyle yaşayan çok güzel ve çok fakir bir
genç kız varmış. Padişah[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] öfkesinden karısını doğurtamayan bütün ebelerin başını
vurdurtmuş. Bunu duyan kötü kalpli üveyanne[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] saraya gidip


"Benim bir üvey kızım var. Sultanı doğurtsa
doğurtsa o doğurtur" demiş.


Bunun üzerine saraydan adam gönderip kızı
çağırtmışlar. Kız başına ne geleceğini anlamış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] doğru annesinin mezarına gitmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] annesinden akıl sormuş:


"Anneciğim ben ne yapacağım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hiç bir ebenin doğurtamadığı sultanı doğurtmak için beni
çağırdılar. Benim de kellemi kesecekler."


Tam o sırada ak sakallı bir ihtiyar peydah
olmuş mezarın yanında[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


"Ağlama kızım" demiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "ben sana ne yapacağını anlatacağım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dediklerimi yaparsan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kelleni kurtarırsın." Sonra kıza ne yapacağını anlatmaya
başlamış. "Sultan benim dediklerimi tutmadı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hayırlısını isteyeceğine[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ne olursa olsun dedi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu yüzden de evlat yerine karnında bir yılan taşıyor şimdi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sen saraya gidince[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hemen bir kazan süt isteyeceksin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sütü sultanın bacakları arasına yerleştireceksin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sütün kokusunu alan yılan da dışarı çıkacak."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:43 am

Yedi Uyuyanlar!

Vedius Gymnasiumu yanından doğuya doğru dönen asfalt yol[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Yedi Uyuyanlar Mağarası’na ulaşır. İmparatorluk içindeki
Hıristiyanların[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Roma Devleti ile anlaşmazlığa düştükleri en önemli konu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İmparator Kültü’dür. Bu kült gereği Hıristiyanlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İmparator Tapınağı’na kurban sunma görevini yerine
getirmeyince[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] devlet tarafından imparator düşmanı sayıldılar. Bunlar
devlet düşmanları gibi işlem gördüler.

İmparator Decius zamanında yaşayan yedi Hıristiyan genç[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İmparator Tapınağı’nda yapılması gereken kurban sunma
işlemini yerine getirmek istemedikleri için[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kentten kaçıp buradaki bir mağaraya saklanIRlar. Yedi genç
bir süre sonra uykuya dalarlar. Uyandıktan sonra yiyecek almak için
kente gittiklerinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yalnız bir gece değil 200 yıl uyudukları ve Roma
İmparatorluğu’nun her yanında Hıristiyanlığın yaygınlaştığını
öğrenirler. Durumu haber alan imparator Theodosius II[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bunu ‘Resurrection’ yani ölümden sonra insan ruhunun yeniden
dünyaya geleceği inanışının bir göstergesi olarak kabul eder. O dönemde
bu konunun tartışması kiliselerde yapılmıştır.

Yedi genç öldükten sonra büyük bir cenaze töreni yapılır ve gömüldükleri
mağaranın üzerine bir kilise inşa edilir.



1927-28 yıllarında burada yapılan kazılarda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir kilise ile yüzlerce mezar bulunmuştur. Mezarlarda ve
kilisenin duvarlarında kutsal kabul edilen Yedi Uyuyanlar’a hitaben
yazılmış yazıtlar vardır.

Yedi Uyuyanlar’a mümkün olduğu kadar yakın gömülme arzusu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yüzyıllar boyunca sürmüştür.
Azize Maria Magdalene de burada gömülüdür

M.S. 250 Yılında Roma tahtında İmparator Decius oturuyordu Hükümdar aynı
zamanda koyu bir Hıristiyanlık düşmanıydı. Oysa [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu din o yıllarda büyük bir hızla yayılıyordu.

Bu yayılışı durdurmak Decius'un en büyük amacıydı. Hıristiyanları
inançlarından vazgeçirecek ve onları tekrar puta taptıracaktı.

Yakalanan Hristiyanları ateşte diri diri yaktırdı [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kazıklara oturttu [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] türlü işkencelerle öldürttü. İmparatorun şerrinden bazı
hristiyanlar çok uzaklara kaçtılar.Bunların içinde 7 arkadaş bir de
köpekleri vardı.

Bu 7 arkadaş Efesliydiler. Romalı askerlerin ellerinden kurtularak
Efes'te Panayır Dağı'nda bir mağara buldular ve oraya saklandılar.

Amaçları bir zaman burada saklanıp kendilerini unutturmaktı. Korku ve
üzüntüden yorgun düşmüşlerdi. Sürekli dua ettiler . Tanrı'nın
kendilerini kurtarmasını dilediler. Bu arada Efes İmparatoru
saklandıklarını haber aldı. Derhal adamlarını göndererek mağaranın
ağzını koca koca taşlarla ördürdü ve onları içeride açlık ve susuzuktan
ölüme bıraktı.

Sonraları bu olay unutulur.

Aradan geçen uzun zaman sonra magranın önündeki taşlari yıkarlar. Buraya
koyunlar için ağıl yaparlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çalışan işçiler ise uyuyan gençleri farketmezler .

7 arkadaş uyandıklarında adı Yemliha olan genç yiyecek almak üzere
Efes'e doğru korka korka yola koyuluyor. Yemliha kente girince hemen bir
fırıncıya gidiyor ve ekmek istiyor. Karşılık olarak da cebindeki
paralardan veriyor.

Fırıncı paraları görünce şaşırıyor. Yemliha'ya bunları nereden bulduğunu
soruyor. Yemliha ise daha çok şaşırıyor. Bunun üzerine fırıncı bunların
200 yıl evvel kullanılan İmparator Decius dönemine ait paralar
olduklarını söylüyor. Şimdi Roma tahtında İmparator Theodosius'un
bulunduğunu anlatıyor.

Yemliha hayretle "Nasıl olur? Ben dün uyudum bugünse uyandım " diyor .

Hemen mağaraya dönüyor ve durumu arkadaşlarına anlatıyor.

Bunun üzerine tekrar yatıp uyumaya karar veriyorlar. Bir daha da
uyanmıyorlar.

İmparator Theodosius durumu öğrenince adamlarıyla birlikte hemen
mağaraya koşuyor ve onları uyurken görüyor. Anlatılanlara göre yüzleri
pırıl pırıl parlıyormuş.

*Gerek İslam gerekse Hıristiyan kaynaklarındaki 7 uyurlar öyküsü pek
fazla farklı değil. Anadolu'da Yedi Uyurlar Mağarası olarak bilinen
onlarca mağara ve
öyküler
i
var.

Bunlardan biri de Tarsus'daki mağara.

Tarsus da anlatılan Yedi Uyuyanlar Öyküsünün başlangıcı aynı 7 genç ve
köpekleri Şehrin dışında Benelüs adındaki bir dağda mağaraya
saklanıyorlar. İçlerinden biri hergün dilenci kılığında şehre gidiyor ve
erzak alıp geliyor. Kral onları arıyor bulamayınca babalarını
çağırtıyor .Babalar oğullarının mallarını dağıtıp dağa kaçtıklarını
söylüyorlar. O gün kente inen Yemliha[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] durumu öğrenince korkuyla mağaraya koşup arkadaşlarına
olanları anlatıyor.

Sabaha kadar dua ediyorlar ve üzerlerine bir uyku hali geliyor.

Yiyecekleri başuçlarında olduğu halde uyuyakalıyorlar.

Kral adamlarına mağaranın ağzını kapattırıyorBu arada yine kralın
adamlarından olan iki inançlı kişi gençlerin isimlerinin ve
öyküler
inin yazılı olduğu iki kurşun levhayı gizlice
duvarın içine koyuyor.

Bu levhalarda onların gözleri açık ve uyanıkmış gibi yattıkları ama
uykuda oldukları anlatılıyor.

*Kuran'da Kehf suresindeki 18. ayette şöyle yazıyor: "Onları uyanık
sanırdın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] uyuyorlardı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onları sağa ve sola çevirirdik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] köpekleri eşikte ayaklarını uzatmıştı. Eğer onları görmüş
olsaydın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] geri dönüp kaçardın. İçin korkuyla dolardı."

*Eshab-ı Kehf ya da Yedi Uyurlar Öyküsünün devamı aynı. Yani 309 yıl
sonra uyanıyorlar ve bir gün geçmiş sanıyorlar. Sonra yine yatıp uyumaya
devam ediyorlar.

*Bir b
aşk
a kaynak Muhammed
İbn-i İshak öyküyü anlatırken kentin adını "Efsus" dağın adını da
"Encelüs" olarak belirtiyor.

Bir diğer İslam bilgini olan Veheb İbn-i Münebeh [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daha ilginç bir yaklaşımda bulunarak şöyle diyor :

"Efsus halkından Ollias adlı birinin içine mağaranın kapısını açmak
düşüncesi doğdu.Kapıyı açtırttı. İşte o anda Yedi Uyurlar kalkıp
oturdular.Yüzyıllara rağmen hiçbiryerleri değişmemişti "

Aynı kaynak sonra tekrar yatıp uyuduklarını ve öldüklerini de belirtiyor
.

*Katolikler 7 Temmuz'u anı günü olarak kutluyorlar

Ortodokslara göre ise Yedi Uyurlar 4 Ağustos'ta mağaraya girip [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yüzyıllar sonra 22 Ekim'de uyanmışlardır.

*Tarsus'daki Eshab-ı Kehf mağarasına girildikten sonra sonunu
bulabilmenin olanaksız olduğu söyleniyor. Çünkü gittikçe daralan kayalar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sonunda daracık geçitlere dönüşüyor.Bölge halkinin
anlattıkları ise daha ilginç: Çünkü Tarsus'ta bulunan bazı mağara ve
inlerden girilirse Kehf mağarasından çıkılacağına inanılıyor. Hatta bu
denenmiş ama giren kişiler bir daha ortada görülmemişler yeraltında
kayboldukları sanılıyor.

*Bazı doğu kaynakları mağara ehlinin adlarını şöyle sıralamışlardır :
Yemliha [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Mislina [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Mekselina [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Mernuş [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Debarnus [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Şaznuş [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kefeştatyuş ve köpekleri Kıtmir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:43 am

BİR AŞKIN BİTİŞ HİKYESİ


Bu kadarmiydi diyor genc
kiz


Bu kadarmiydi sevgin?

Delikanli alayli bir
tavirla..


Ya ne sandin seni
sevdigimimi?

Genc kiz yikilmisti telefon basinda

Birsey söyleyemedi
agliyordu sessizce..


Bir ara delikanli kizin
agladigini duydu..


Ne o yine konusmuyorsun
agliyorsun demek....


Üzulme canim o da gecer..

Yoksa ben biraktim diyemi agliyorsun..

Olsun senin biraktigini
söyleriz


Kiz hickiriklar icinde
cikan boguk sesiyle...


Bardagi tasiran bu son
söze dayanamadi...


Anlamadin ki sersem

Sen veya baskasi ne
farkeder..


Ayriligimiza agliyorum

Sana ve senin acinacak
haline agliyorum


Genc kiz oysa bunlari
söylerkende seiyordu..


Daha öncede sevmisti[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sevecekti

Ama yapilacak birsey
yoktu


Bu sözler
karsisindadirenen gururu vardi


Bir tarafta gurur bir
tarafta sevgi..


Ve sonunda sevgi agir
basti


Telefonu kapatirken
delikanli..


Soguk bir tavirla
"ELVEDA"dedi..


Kiz ise gururunu ayaklar
altina alarak..


Hickirik sesiyle "SENI
SEVIYORUM"dedi


Telefonu kapatirken
delikanli düsündü..


Niye yapmisti oysa oda
seviyordu


Ve sevdigini itiraf etmek
icin tekrar aradi..


AMa gec kalmisti..

Telefon cevap vermeyince
hemen kizin evine kostu..


Kalabalikti evin önü
sasirdi ve..


Ardindan aci bir siren
sesiyle irkildi..


Iceriden agzinin
kenarinda kan bulunan soguk bir ceset cikti..


Delikanli yikildi ve
gözyaslarini tutamadi..


ëlveda
demedïm!!!uyan!!!dediysede uyanmadi genc kiz


Bir ara elindeki burusmus
kagit parcasi ilisti gözü

Bugulamis gözlerini silerek okudu..



(Söyle diyordu genc kiz)


"TÜM SEVENLERE VE
SEVILENLERE IBRET OLSUN!!! [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:43 am

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Ankakuşu Efsanesi

Rivayet olunur ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kuşların hükümdarı olan Simurg Anka[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Bilgi Ağacı nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş...
Kuşlar Simurg a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş.
Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg u bekler
dururlarmış. Ne var ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda
umudu kesmişler.
Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg un kanadından bir
tüy bulmuş. Simurg un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar
toplanmışlar ve hep birlikte Simurg un huzuruna gidip yardım istemeye
karar vermişler.
Ancak Simurg un yuvası[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı nın
tepesindeymiş. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş.
Kuşlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar.
Yorulanlar ve düşenler olmuş.
Önce Bülbül geri dönmüş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] güle olan
aşkını hatırlayıp;
papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş(oysa tüyleri yüzünden kafese
kapatılırmış):
Kartal; yükseklerdeki krallığını bırakamamış;
baykuş yıkıntılarını özlemiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
balıkçıl kuşu bataklığını.
Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış.
Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi 'ş
aşkınlık' ve sonuncusu
Yedekşi Vadi 'yokoluş'ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş... Kaf Dağı
na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış.
Simurg un yuvasını bulunca ögrenmişler ki;
'SİMURG ANKA - Otuz Kuş' demekmiş.
Onların hepsi Simurg muş. Her biri de Simurg muş.
Simurg Anka yı beklemekten vazgeçerek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ş
aşkınlık ve yokoluşu da yaşadıktan sonra bile uçmayı
sürdürerek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendi küllerimiz üzerinden yeniden doğabilmek için
kendimizi yakmadıkça[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] her birimiz birer Simurg olmayı göze almadıkça
bataklığımızda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan
kurtulamayacağız.
Şimdi kendi gökyüzünde uçmak zamanıdır...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:43 am

Martılar Neden Denizin üzerinde Uçarlar..

Bundan yüzyıllar önce deniz aşırı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çok güzel bir ülke varmış. Tabi her masalda olduğu gibi bu
masalda da o ülkenin bir kralı ve tabii ki bir de prensesi varmış.
Prenses dünyalar güzeli bir kızmış. Kralın emri ile her gün prenses
dolaşmak için saray muhafızları ile birlikte sarayın dışına çıktığında
ona bakmak yasakmış. Halk onun dolaşmaya çıktığı ilan edildiğinde eğilir
ve gözlerini kapatır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ya da evlerine kaçışırmış. Onu görmenin bedeli ölümle
cezalandırılırmış. Günlerden bir gün yine prenses dolaşmak için
çıktığında... Fakir bir köylü delikanlı iradesini yenememiş ve yavaşça
başını kaldırıp prensese bakmış ve başını kaldıran fakir delikanlı ile
prenses o anda göz göze gelmişler... Tabii ki... Tahmin edeceğiniz gibi
fakir delikanlı pensese inanılmaz bir
aşkla tutulmuş.
Prensesin de o derin bakışlarının boş olmadığını düşün en fakir
delikanlı günlerce uyuyamamış ve ölümü bile göze almak pahasına[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] prensesi bir kere daha görmek için uğraşmış durmuş. Bu arada
fakir delikanlıya da tutulan güzel prenses onun zarar görmemesi için
günlerce kendini saraya kapatmış. Sonunda dayanamayan fakir delikanlı
her şeyi göze alarak gizlice sarayın bahçe duvarına tırmanmış ve prenses
ile bir kere daha göz göze gelmişler. Fakir delikanlı hemen duvardan
atlamış ve prensesle konuşacağı anda saray muhafızlarına yakalanmış.
Kralın karşısına götürülen delikanlı nasıl olsa ölümle
cezalandırılacağını bildiğinden krala prensese duyduğu
aşkını anlatmış.
Kral ölüm emrini vereceği anda prensesin yalvarışlarına dayanamayarak
fakir delikanlıya b
aşka bir ceza vermeyi kabullenmiş.


İŞTE HİKAYEMİZ DE ZATEN BURADA BAŞLIYOR.

Hemen bir gemi hazırlattıran kral gidilebilecek
en uzaktaki adaya bir fener yaptırmış ve fakir delikanlıyı da o adada
yanlız yaşamaya mahkum etmiş...Aradan bir kaç ay geçmesine rağmen
prensesi unutamayan fakir delikanlı prensese olan
aşkını kağıtlara
dökmüş ve martılara anlatmaya başlamış... Artık bütün martılar fakir
delikanlının prensese olan
aşkından haberdarmış. Sonunda martılar bile fakir
delikanlıyı anlamış ve yazdığı mektupları prensese götürmeye
başlamışlar... Ve zamanla prensesin de yazmış olduğu mektupları fakir
delikanlıya götüren martılar aracılığı ile
aşkları iyice
büyümüş; ta ki... Bir sabah sarayın bahçesinde kahvaltı yaparken
prensesin odasının penceresine ağzında bir mektupla konan martıyı kralın
görmesine dek. Tabii korkulduğu gibi olmamış... Ağlayarak kızına
sarılan kral[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hayvanların bile bu
aşkı anlarken kendisinin anlayamadığı için kendisinden
utandığını söyleyerek prensese hemen bir gemi göndertip fakir
delikanlıyı getirtip kendisi ile evlendireceğini söylemiş. Buna çok
mutlu olan prenses hemen fakir delikanlıya bir mektup yazmış ve olanları
anlatmış. Tabii bu arada mektubu götürmek için bekleyen martıya da her
şeyi anlatarak bütün martıları düğünlerine çağırmış. Buna çok sevinen
martı mektubu bir an önce ıssız adaya götürmek için yola çıkmış. Tam
yolu yarılamışken yanından geçen bir kaç martı arkadaşına haber verip
hepsinin düğüne davetli olduğunu söylemek için gagasını açtığında
mektubun düştüğünü farketmiş. Ve mektubu tüm martılar hep birlikte
aramaya başlamışlar... Fakat bir türlü bulamamışlar. Bu arada prensesten
mektup alamayan fakir delikanlı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yazmış olduğu mektupları göndermek için bir tek martı bile
bulamamış... Biraz ilerisinde uçuyorlar fakat yanına gitmiyorlar ve
mektubu arıyorlarmış... Prensesin kendisini unuttuğunu yahut
istemediğini sanan fakir delikanlı martıların onun için gelmediğini
düşünerek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] fenerden kendisini kayaların üzerine atarak intihar
etmiş. Ve malesef kralın gemisi adaya vardığında fakir delikanlının
soğuk bedeni ile karşılaşmışlar...


İşte o gün bugündür[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] her şeyi düzeltmek için denizler üzerinde uçan martılar o
mektubu ararlar. O mektubu bularak o inanılmaz sevgiyi ve her şeyi geri
getiriceklerini sanırlar ve bu yüzden de hep denizler üzerinde uçarlar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:45 am

Genç
bi kız ailesinin evde olmadığı bi akşam arkadaşlarını davet etmiş. Kız
kıza yemişler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] içmişler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] derken içlerinden biri “Hadi cin çağıralım” demiş. Ev sahibi
kız da hiç inanmazmış böyle şeylere ama arkadaşlarına ayıp olmasın diye
kabul etmiş. Harfler kesilmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] fincan ortaya konmuş ve elele bir masanın etrafında daire
olunup cin çağırma olayına girilmiş. Cin gelmiş gelmesine ama bizim kız
hala fincanı arkadaşlarının ittiğini düşünüyomuş. Bi ara fincan hızlı
hızlı harflere giderek şöyle demiş: “İçinizde bana inanmayan biri var.
Yarın saat 4’te o kişiyle tavla oynamaya geleceğim!” Kızlar feci
tırsmıslar ama ev sahibi kız hala dalgasındaymış işin. Saat çok geç
olmadığı halde seans hemen bitirilmiş ve kızlar evlerine dağılmış.





Bizimki zaten o tür şeylere
hiç inanmadığından cin olayını ertesi sabah unutmuşmuş bile. Öğlene
doğru telefon çalmış. Arayan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kızın çok sevdiği[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çok iyi anlaştığı teyzesiymiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] “Bugün içimde bi sıkıntı var[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] evdeysen bi ara sana uğruycam. Dertleşelim biraz” demiş. Kız
da sevinmiş teyzesini görecek diye[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] “Hemen gel[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ben de seni çok özledim” demiş.




Kız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] teyzesini hakikaten dertli ve solgun görmüş. Hoşbeş etmişler
ama teyze hala dalgınmış. Kız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]“Teyzecim sen konuştukça daha kötü oldun[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] istersen b
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]a bişey yapalım” demiş. Teyzesi de “O zaman tavla
oynayalım. Ne zamandır seninle oynamadık. Kafam dağılır biraz” demiş.
Kız tavlayı almaya giderken bi gece önceki olay aklına gelmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] “Meğer benim teyzem cinmiş” deyip gülümsemiş.





Kızla teyzesi güle oynaya
tavla oynarken bi ara teyze tuvalete gitmek için kalkmış. O içerdeyken
telefon çalmış. Arayan kızın babasıymış. Adamcağız çok üzgün bi sesle
konuşuyomuş: “Kızım teyzen öğlen bi trafik kazası geçirdi. Durumu çok
iyi değildi ama Allahtan ümit kesilmez deyip sana haber vermedik ama az
önce teyzeni kaybettik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] başımız sağolsun…”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:46 am

İyi ve Kötü



Leonardo da Vekşi 'Son
Akşam Yemeği' isimli resmini yapmayı düşündüğünde büyük bir güçlükle
karşılaştı... İyi'yi İsa'nın bedeninde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kötü'yü de İsa'nın arkadaşı olan ve son akşam yemeğinde ona
ihanet etmeye karar veren Yahuda'nın bedeninde tasvir etmek
zorundaydı...


Resmi yarım bırakarak bu
iki kişiye model olarak kullanabileceği birilerini aramaya başladı...
Bir gün bir koronun verdiği konser sırasında korodakilerden birinin İsa
tasvirine çok uyduğunu fark etti..Onu poz vermesi için atölyesine davet
etti[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sayısız taslak ve eskiz çizdi.. Aradan 3 yıl geçti.



'Son Akşam Yemeği'
neredeyse tamamlanmıştı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ancak Leonardo da Vekşi henüz Yahuda için kullanacağı modeli
bulamamıştı.. Leonardo'nun çalıştığı kilisenin kardinali[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] resmi bir an önce bitirmesi için ressamı sıkıştırmaya
başladı.. Günlerce aradıktan sonra Leonardo vaktinden önce yaşlanmış
genç bir adam buldu..Paçavralar içindeki bu adam sarhoşluktan kendinden
geçmiş bir durumda kaldırım kenarına yığılmıştı..Leonardo yardımcılarına
adamı güçlükle de olsa kiliseye taşımalarını söyledi... Çünkü artık
taslak çizecek zamanı kalmamıştı.. Kiliseye varınca yardımcılar adamı
ayağa diktiler.Zavallı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] başına gelenleri anlamamıştı..Leonardo adamın yüzünde
görülen inançsızlığı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] günahı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bencilliği resme geçiriyordu..

Leonardo işini bitirdiğinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o zamana kadar sarhoşluğun Etkisinden kurtulmuş olan berduş
gözlerini açtı ve bu harika duvar resmini gördü.

Şaşkınlık ve hüzün dolu bir sesle şöyle dedi: 'Ben bu
resmi daha önce gördüm'...


'Ne zaman diye
sordu'Leonardo da Vekşi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o da şaşırmıştı.


'Üç yıl önce adam
..Elimde avucumda olanı kaybetmeden önce. O sıralarda bir koroda
şarkı sözleri
söylüyordum[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] pek çok hayalim vardı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir ressam beni İsa'nın yüzü için modellik yapmak üzere
davet etmişti'..


İyi ve Kötü'nün yüzü
aynıdır..Her şey insanın yoluna ne zaman çıktıklarına bağlıdır...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:46 am

Şahmaran

Efsaneye göre Şahmaran yüzlerce yıl önce
Tarsus'ta yaşayan yılan vücutlu kadın başlı bir kahraman. Bahçesinde
insanoğlunu cezbedecek her türlü yiyecek ve ziynet eşyası bulunan
Şahmaran kimsenin bilmediği bir yerde insanoğlundan uzakta yerin altında
yaşamış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ta ki insanoğlu Camsab tarafından bulunana kadar.


Yoksul bir ailenin oğlu olan Camsab bir gün
ormanda bir kuyu dolusu bal bulmuş. Balı çıkarmak üzere kuyuya inen
Camsab'ı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bütün balı yukarı çeken arkadaşları aç gözlülükleri
yüzünden kuyuda bırakmış. Yalnız başına feryat eden Camsab tam da
ümidini kesmişken topraktan iğne deliği büyüklüğünde ışık sızdığını
farketmiş. Cebindeki bıçak ile ışığın geldiği deliği büyüten Camsab[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ömründe görmediği kadar güzel bir bahçeye girmiş. Bu bahçede
dünyada eşi benzeri olmayan çiçekler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ortasında bir havuz ve çevresinde oturaklar ile bir yığın
yılan bulunuyormuş. Havuzun başındaki taht üzerinde insan başlı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] süt beyaz vücutlu bir yılan Camsab'a kendi diliyle hitap
etmiş; 'Hoşgeldin insanoğlu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çevrendekilerden korkma sen bizim misafirimizsin'


Şahmaran Camsab'a türlü türlü yiyecekler
ikram edip kendi ülkesine nasıl ve neden geldiğini sormuş. Camsab
hikayesini uzun uzun anlatmış... Camsab'ı dinleyen Şahmaran başını
sallayıp 'İnsanoğlu nankördür[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hilekardır. Küçücük menfaatleri karşısında muazzam
zararlarına razı olur' demiş.


Şahmaran'ın güvenini kazanan Camsab uzun
yıllar bu bahçede yaşamış. Yıllar sonra bir gün Şahmaran'a yaklaşan
Camsab[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ailesini çok özlediğini söyleyip 'Nolur beni aileme
kavuştur' diye yalvarmış. Bunun üzerine Şahmaran kendisini
salıvereceğini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ancak yerini kimseye söylemeyeceğine ve asla hamama
girmeyeceğine dair söz vermesini istemiş. Çünkü Şahmaran'la karşılaşan
her kim olursa hamama gittiğinde vücudu pullarla kaplanırmış. Şahmaran'a
söz verip ailesine kavuşan Camsab uzun yıllar verdiği sözde durarak
Şahmaran'ın yerini kimseye söylememiş ve hiç hamama gitmemiş.


Derken bir gün Camsab'ın yaşadığı ülkenin
hükümdarı Keyhüsrev hastalanmış. Vezir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hastalığın çaresinin Şahmaran'ın etini yemek olduğunu
söylemiş ve herkesin hamama getirilmesini istemiş. Önceleri direnen
sonra zorla hamama götürülen Camsab'ın vücudu hamama girince pullarla
kaplanmış. Sonunda da yapılan işkenceye dayanamayarak canını kurtarmak
için kuyuyu göstermiş. Hemen kuyunun başına gidilmiş ve Şahmaran dışarı
çıkarılmış. Camsab'ı gören Şahmaran 'İşte Camsab nihayet kanıma girdin.
Ben insanoğluna itimat edilmeyeceğini biliyordum. Fakat ne çare ki yine
aldandım' demiş. Ölüme giderken de Camsab'a 'Beni toprak çanakta
kaynatıp ilk suyumu sana içirecekler sakın içme zehirlidir. İkekşi
suyumu iç gövdemi de hükümdara yedir' demiş Şahmaran'ın söylediklerini
harfiyen yerine getiren Camsab ilk suyu vezire içirip ikekşisini kendisi
içmiş. Etini de hükümdara yedirmiş. Vezir ölmüş hükümdar da kısa sürede
iyileşip Camsab'ı veziri yapmış.


Efsaneye göre Şahmaran'ın öldürüldüğünü
yılanlar bilmemekte. Tarsus'un Şahmaran'ın öldürüldüğünü öğrenen
yılanlar tarafından basılacağı rivayet edilir
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:46 am

Bu satırları yaşanabilecek durumdayken benim
hatalarım yüzünden asla yasanamayacak olayların anısına yazıyorum. Benim
korkularımı [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] benim
aşklarımı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] herseyimi sana yönelten bu hayat bize en acımasız oyunlarını
oynadı..şimdiyse tüm olanların unutulması gereken bir gecede[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şafak sökmeye yakınken yine sana dönüyorum..

Aslında tüm olaylar benim sucumdu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]itiraf etmek gerekir. çünkü sen yaşanmayan ilişkimiz boyunca
hiç bir şey yapmadın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]hep soguktun!! Buz kalıbı rolünü oynardık birbirimize. Sen
ilgi isterdin ben gösteremezdim.. böylece karsılıklı buz kalıpları
olurduk . kimse aramızda bir şey gectigini anlayamazdı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]sen rolünü öyle güzel yapardın ki..bense seni görünce
heyecanlanır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]kızarır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]şımarırdım. SAflık taslardım heterojen
aşkımıza. o ise
kendi gibi olan sende kalmayı tercih ederdi. yani ben ne yaparsam
yapayım boştu...

Seni özledim herşeye ragmen.. seni
caldırabildigim nadir aksamlarda geri caldırmanı beklerken uyuyakalmayı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]uyandıgımda mesajını görmeyi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]boşuna küstügümüzde barışmayı teklif etmeni (caktırmadan da
olsa )[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]yan gözle beni izlemeni özledim.. ve sesini duymayı
istiorum su an[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]buna ihtiyacım var[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]en iyi dostum radyom bile baha ihanet edior[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]sarkıları yanlış seciyor.Ama ona ne diyebiliriim ki.. suc
bende[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] olmayacak hayalleri olabilir kılan sana olmaz bir
tavır takındım..

Artık okula gitmei hiç canım cekmior. okulda
kafayı yiyecek gibi oluorum. hangi köşeye baksam aklıma sen geliyorsun.
İnan [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] spor salonuna adım atamıyorum[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]o akşamın aklıma gelmesinden korkup geri dönüyorum. beraber
yürüdügümüz ufacık anları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]bana dönüp baktıgın ve gülümsedigin 2 saniyeleri bile
hatırlıyorum. Hani bir kez okula saclarını jöleleyip gelmiştin. ve o ara
nedense ayrıydık[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]uzaktık.. etrafın kucuk cocuklarla doluydu ve sen dırdır
konusuyordun.ikekşi donemdi ve senden ayrılacagım gün git gide
yaklasıyordu. o gün cok tatlıydın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]ve seni gordugum her saniye bana kacınılmaz sonu
hatırlatıyordu. SENİ KAYBEDECEKTİM:!! o gün dayanamayıp msj cekmiştim
fakat cevap yoktu..korkmustum seni coktan kaybettim sanmıştım..ama bir
kac gun sonra bir cevap vermiştin.. unutamıyorum hala...

daha fazla konusmayacagım.. yazdıgım her
saniye bana acı veriyor.. seni unutamıorum.. koyamadım yerine kimseyi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sevemedim kimseyi icimdeki sen gibi.. belkide beni bana
ogreten sendin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] belki o yüzden senden kopamıyorum..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:46 am

HAYALET OTOSTOPÇU

Adamın biri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bi cumartesi gecesi evine dönüyomuş. Birden 15-16 yaşlarında
sevimli bi kızın yolun kenarında otostop yaptığını görmüş. Adamın da
aynı yaşlarda iki kızı varmış. Hemen arabayı kızın yanına yanaştırmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] “Gece yarısı böyle ıssız bir yerde n’apıyosunuz Allah
aşkına? Bu
saatte otostop mu yapılır?” demiş. Kız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] “Uzun hikaye. Rica etsem beni evime götürür müsünüz? Buraya
çok yakın. Bu iyiliğinizi ömür boyu unutmam” diyerek arka koltuğa
oturmuş.




Kızın üzerinde cicili
bicili[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hoş bi elbise varmış. Evinin adresini vermiş.
Gerçekten de yakınmış ev. Adam eve vardığında önünde durmuş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] “İşte geldik küçük hanım” diyerek arka koltuğa dönmüş ama
arkada hiç kimse yokmuş. Gözlerine inanamamış taabi. Hemmen arabasından
inip evin kapısını çalmış. Beyaz saçlı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çok yorgun görünen yaşlı bi kadın açmış kapıyı. Adam
heyecanla[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] “Bana inanmayacaksınız ama yoldan küçük bi kız aldım.
Bana buranın adresini verdi ama tam geldiğimizde...” Yaşlı kadın adamı
susturmuş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] “Biliyorum[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] biliyorum” demiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] “Sonra da ortadan kayboldu di’mi? Bu başımıza ilk defa
gelmiyo. Her cumartesi akşamı aynı şey olur...”




Meğer kız bi cumartesi
gecesi diskodan dönerken trafik kazası geçirmiş ve oracıkta ölmüş. Şimdi
her cumartesi gecesi kazada öldüğü yerden otostop yapıp evine gelmek
istiyomuş ama bunu bugüne kadar başaramamış. Kadın bunları anlatırken
adamın gözü piyanonun üzerindeki kızın fotoğrafına ilişmiş. Evet[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kız aynı kızmış ve üzerinde de aynı elbise varmış.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:48 am

HiLaLin GöZüKTüGü İLk GeCe

Ege' de bir efsane vardır; " Hilal' in
gözüktüğü ilk gece[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yıldızların altında denize dileğinizi iletirseniz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] deniz size mutlaka geri döner ve dileğinizi yerine
getirir... "


Gülay[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] iskelenin ucuna doğru yürümeye başladı. Güneş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] batmaya hazırlanıyordu ve deniz oldukça dalgalıydı. Dalgalar
zaman zaman iskeleyi aşıp[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ayak bileklerini ıslatıyordu. Yavaş ve donuk gözlerle[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] iskelenin ucuna kadar yürüdü ve durdu. Yavaş hareketlerle
oturarak ayaklarını denize bıraktı. Bacakları ıslanıyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] arada bir gelen dalgalarla da baldırlarına kadar
ıslanıyordu. Gözlerini kısarak ufuğa baktı. Turuncu ve kırmızının
karışımından oluşan karışım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hafif hafif karanlık maviye karışıyor ve bulutların
arasından karşıdaki adalar gözüküyordu. Gökyüzünde bulutlar simetrik bir
şekilde duruyorlar ve çok hafif bir şekilde ilerliyorlardı.


Gülay bir İstanbul çocuğuydu. Genç yaşta aşık
olmuş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] okuduğu üniversiteyi sevdiği adamla evlenmek için
bırakmıştı. Çok kısa bir zamanda hazırlıklarını tamamlamışlar ve sade
bir düğünle evlenmişlerdi.


Evliliklerinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kimsenin çözemediği bir mutluluk sırrı vardı. Onlar hiç
tartışmaz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kavga etmez ve daima iyi geçinirlerdi. Herkes bunu
kötüye yorsa bile[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onlar böylesine mutlu ve huzurlu iki sene geçirmişler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ikibin sene daha geçirmeye yetecek kadar da yanlarında sevgi
biriktirmişlerdi. Mutluluk sırları eşinin trafik kazasında hayatını
kaybetmesiyle son buldu. Gülay[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] adeta yıkılmış ve erimişti. Kazadan aylar sonra bile halen
eşinin eve döneceğini düşünür[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] her akşam onu karşılamak için en güzel kıyafetlerini
giyerdi. Gece olduğu halde halen eşi eve gelmeyince[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sinir krizleri geçirir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ağlayarak sabahı bulurdu. Ailesi bir süre sonra Gülay' ı
yanına almıştı. Daha sonraları iyice içine kapanan genç kadın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] zamanla insanlarla konuşmayı bile bırakmış ve sadece dalgın
dalgın düşünür olmuştu. Böyle zor geçen 1 senenin ardından Gülay
psikolojik tedavi görmeye başlamış ve ilaçlarla yaşamaya alışmıştı.
İlaçlar onu bol bol uyutuyordu. Uyandığı zamanlarda karnını doyuruyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] eşine mektuplar yazıyor ve akşamları erken saatlerde tekrar
uykuya dalıyordu. Bir süre sonra uyku ilaçlarının müptelası olan genç
kadın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] doktor tavsiyesiyle[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ailesi ile birlikte Çanakkale' ye taşındı. Evleri Çanakkale
yolu üzerinde bir köyün biraz uzağındaydı. Evlerinin hemen arkasında
yükselen yüksek dağlar ağaçlarla kaplıydı. Evlerinin hemen önünde ufak
bir bahçeleri ve deniz balkonları vardı. Bahçenin önünde taşlıkla kaplı
bir sahil ve hemen ilerisinde deniz vardı. Gülay denize girmeyi çok
sevmesine rağmen[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] buraya taşındıklarından beri hiç denize girmemişti.
Gündüzleri bahçedeki çiçekler ve ağaçlar ile uğraşıyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ailesinin sohbetlerini dinliyor ve akşamları deniz
balkonlarında eşine mektuplar yazıyordu.


Ayaklarına gelen suyun soğukluğu ile irkildi.
Hava iyice kararmaya yüz tutmuş ve az önceki o güzel renk karışımı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yerini sise bırakmıştı. Deniz biraz daha durgunlaşmış ve
dalgalar yerini ufak çırpıntılara bırakmıştı. Burada her insan mutluluğu
tadabilirdi çünkü doğanın güzelliklerini her saat görebilirdiniz.
Sabahları adeta bir havuz gibi sakin olan denizde yürüyerek bile
balıkları seyredebilir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] akşamları çıkan rüzgarlar ile ruhunuzun en derinliklerinde
yolculuklara çıkabilirdiniz. Fakat bunlar genç kadını mutlu etmeye
yetmiyordu. O[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] eşinin ölümüyle birlikte sanki bir yarısınıda kaybetmişti.
Gördüğü her güzelliği ve tadına baktığı her mutluluğu onunla
paylaşmadığı sürece[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ne anlamı vardı bu güzelliklerin ? İçi her zamanki gibi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kara bulutlarla kaplanmıştı. Ufukta görebildiği son noktayı
seçmeye çalışıyor ve amansız bir şekilde içinin yandığını hissediyordu.
Bu acımasız olay neden onun başına gelmişti ? Devamlı mutluluğunun neden
ve kimin tarafından kıskanılıp[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yok edildiğini düşünüyor fakat bir türlü düşüncelerini bir
yere bağlayamıyordu. Eşini her düşünüşünde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ona bir daha dokunamayacağını[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir daha öpemeyeceğini ve bir daha asla onun kokusunu
koklayamayacağını farkediyor ve bu düşünce yüreğini sıkıyordu. Kurtulmak
için çırpınsa bile kurtulamıyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çevresinde ki herşeyin bir çaresizlik çemberiyle sarıldığını
hissediyordu. Her gece uyurken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] rüyasında eşi ile buluşacağını düşünüyor ve bu düşünce onun
karanlıklarında[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sıcak ve parlak bir ışık oluşturuyordu. Bu ümitle uykuya
dalıyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] fakat bir türlü eşini rüyasında göremiyordu.


Rüyasında onu görebilmek için bir çok yol
denemiş fakat hiç birinde başarılı olamamıştı. Bu onu gitgide dahada
ruhunun derinliklerine götürüyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] saatlerce boş boş düşünmekten b
aşka birşey
yapmıyordu. Ailesi bu duruma çok fazla üzülüyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] biricik kızlarının tekrar eski haline gelmesi için
ellerinden geleni yapıyorlardı. Lakin hiç biri genç kadının yüzünü
güldürmüyordu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o sanki intihar etmeyi gururuna yediremediğinden dolayı
sadece yaşamını sürdüren biri haline gelmişti. Bu durumdan nasıl ve ne
zaman çıkacağını hiç kimse bilmiyor fakat bunun böyle sürüp
gidemeyeceğini tahmin ediyorlardı. Buraya geldiklerinden beri ilaçlarını
da kullanmıyordu. Ailesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onu ilaç kullandığı zamanlardan daha iyi görüyordu. Çünkü
kızları ilaç kullanırken devamlı uyuyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] söylenen hiç birşeyi anlamıyor ve daima hasta gibi oluyordu.
Oysa şimdi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sabah erken kalkıyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bahçeyle uğraşıyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] deniz kenarında oturuyor ve alışagelmiş mektuplarını
yazıyordu. Onlar için bu bile[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] oldukça iyi bir gelişmeydi.


Gülay iskeleden kalktı ve eve doğru yürümeye
başladı. Sahilde ki taşlardan dolayı düzgün yürüyemiyor ve yalpalıyordu.
Çocukluğundan beri buraya gelip gittiklerinden[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] denize dair olan tüm hikayeleri bilirdi. Yarın ay hilal
şeklini alacaktı ve genç kadın bir dilek dileyecekti. Eve ulaştığında
akşam yemeği hazırlanmıştı. Sessiz bir şekilde yemeğini yedi ve odasına
çekildi. Yarın için içi umutla dolmuştu. Kimbilir belki gerçekten deniz
ona geri döner ve isteğini yerine getirirdi. Bu düşüncelerin verdiği
garip bir huzurla uykuya daldı.


Sabah uyandığında henüz güneş yeni doğuyordu.
Uzun zamandır yaptığı gevşek hareketlerin tersine[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] büyük bir çeviklikle yatağından sıçradı. Üzerini değiştirip
yatağını ve odasını topladı. Kahvaltısını yaptıktan sonra her zamanki
gibi bahçedeki çiçeklerle ilgilenmeye başladı. Çiçeklerin hepsi bugün
daha bir canlıydılar. Gülümsemeyi unutan yüzü ile onlara gülümsedi ve
her biriyle tek tek ilgilenmeye başladı. Diplerini temizliyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sularını veriyor ve hepsine birer öpücük konduruyordu.
Gülay' ı balkondan izleyen annesi ve babası birbirlerine sarıldılar. Onu
böyle görmek onları çok mutlu etmişti. Akşama doğru genç kadın deniz
balkonuna gitti ve büyük bir titizlikle kağıdı önüne yerleştirip[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kalemini çantasından çıkardı. Yazacağı her kelimeyi özenle
seçmeliydi. Düşüncelerini netleştirdi ve yazısına başladı ;


" Sevgili Deniz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Bilirsin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çocukluğumdan beri devamlı seninleyim. Tatil için geldiğimiz
zamanlarda saatlerce seninle dans eder[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İstanbul' a döndüğümüzde devamlı seni izlerdim. Sen kimi
zaman durgun[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kimi zaman neşeli olurdun. Hep bunu çözmeye çalıştım ve
artık çözdüğümü sanıyorum. Sanırım sen aya aşıksın deniz. Ne zaman ay
çıksa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onun ışıklarını alıp[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] binlerce yakutmuş gibi yansıtıyorsun. Rüzgar ile konuşuyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kıyı ile oyunlar oynuyorsun. Akşamları kimseye içini
göstermiyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] adeta içine bakmaya çalışan olursa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sendeki
aşkı göreceklermiş gibi kendini saklıyorsun. Fakat
sabahları ayın yerini güneşe bırakmasıyla birlikte durgunlaşıyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendini unutuyorsun. Akşama kadar böyle zaman geçirip[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] akşam kendini aya hazırlıyorsun. Kimi zamanlar rüzgar
şiddetleniyor ve bulutlar ayı kapatıyor. Böyle zamanlarda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sevdiğini göremediğin için oldukça sinirleniyor ve içinde ne
bulursan darmadağın ediyorsun. Ben senin öfkeni kıyılara vurduğun
tekmelerden bile anlıyorum denizim. İnan bana[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] belki de seni benden iyi anlayacak kimse yoktur...


Söyle bana denizim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir gün ayın hiç bir zaman doğmayacağını anlasan ne yapardın
? Bir daha hiç yakamozlar oluşturamayacağını[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onunla olan sevginizin içinde olmasına rağmen onu asla
göremeyeceğini bilsen ne düşünür[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ne hissederdin ? Eminim ki öfkeyle buraları yıkardın ve bir
daha hiç yüzün gülmezdi. İşte sevdiğini kaybetmek böyle birşey denizim.
Sen ayını asla kaybetmeyeceksin ama ben güneşimi kaybettim. Onu her
düşündüğümde içim ağlıyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yaşam duruyor. Hiç bir şey yapmak istemiyorum. Bedenimi
yırtmak ve gökyüzüne yükselmek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] her neredeyse onu bulmak istiyorum. Lakin hiç bir şekilde
onu tekrar göremiyor ve ona tekrar sarılamıyorum. Anlattıklarımı her gün
az çok gözlerimden anladığını farzediyorum. Bu yüzden sana yazmaya ve
senden yardım istemeye karar verdim denizim. Hilal' in göründüğü ve
senin en sevinçli olduğun bugün senden bir dileğim olacak. Beni
sevdiğime kavuştur denizim. Bir defalığına bile olsa onu görmek
istiyorum. Beni aydınlatan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] neşemi yerine getiren ve zamanla hayatımın anlamı olmuş o
gülümseyişini görmek istiyorum. Artık buralarda daha fazla onsuz kalmak
istemiyorum. Ne olur denizim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] beni onunla buluştur. Onu görmeme ve bir defacık dahi olsa
sarılmama aracı ol. Beni anlayacağını umud ediyor ve bana dileğim ile
ilgili geri dönmeni bekliyorum.. "


Gülay[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mektubunu dikkatle katladı ve göğsüne yerleştirdi. Akşam
yemeğini yedikten sonra iskeleye çıkarak bir süre karanlıkta hiç bir
ışığın meydana getiremeyeceği o güzel yakamozu izledi. Ardından yaşlı
gözlerle dileğini denize bıraktı ve gözlerini kapattı. Sanki deniz
dileğini hemen yerine getirecek gibi hissediyordu. Sanki gözlerini açsa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sevdiğini karşısında görecek ve bu doğaüstü olaya deniz
neden olacaktı. Yavaşça gözlerini açtı ama sevdiğini göremedi.
Gözlerinden bir kaç damla yaş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] denize damladı. Genç kadın büyük bir hüzünle yürüyerek evine
gitti ve kimsenin yüzüne dahi bakmadan odasına kapandı. Ağladı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ağladı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ağladı.. Hayat[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yaşanılabilecek bir olgu olmaktan çıkmış ve adeta bir çileye
dönüşmüştü. Buna daha fazla sabredemiyordu. Fakat aksi yöndede
yapabilecek hiç birşeyi yoktu. Kalbi daralıyor ve nefes alması
zorlaşıyordu. Derin derin nefes alarak kendine gelmeye çalıştı fakat her
nefes alışında göğsü sızlıyor adeta nefes alırken bedeni yırtınıyordu.
Hırıltılar çıkarmaya başladı. Hızlı hızlı öksürdü ve bir süre sonra
kendine geldi. Oldukça halsiz kalmıştı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yatağına uzandı gözlerini kapattı.


Gece uykusunda bir rüzgar hissetti. Galiba
balkon kapısını açık unutmuştu. Ama kalkıp kapatabilecek hali de yoktu.
Rüzgar ayaklarından beline doğru ilerledi ve göğsünden başına kadar
inanılmaz bir yumuşaklıkla esip gitti. Gülay[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] rüzgar ile birlikte muhteşem bir huzur duygusuna sarınmıştı.
Gözlerini açtı. Gördüklerine inanamayıp[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gözlerini tekrar kapatıp açtı. Denizin ortasındaydı.
Sahilden bir hayli uzakta olmasına rağmen evlerini zar zor
görebiliyordu. Denizde yürüyebiliyor ve koşabiliyordu. Büyük bir
sevinçle ordan oraya koşup durdu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendince rüyasının tadını çıkartıyordu. " Gülay... " Duyduğu
sesle irkildi. Ses tam arkasından geliyordu ve yıllardır hasret kaldığı
bir sesti. Hızla arkasını döndü. Kocası yüzünde o bilindik
gülümsemesiyle kendisine bakıyordu. Hiç birşey diyemeden[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hasretle kocasına sarıldı. İşte dileği gerçek olmuştu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onca zamandır başaramadığı şeyi deniz başarmıştı. Kocasının
kollarından ayrılmadan tüm gücüyle onu sıktı. Kokusunu öylesine
özlemişti ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yıllarca böyle durabilirdi. " Ah seni öyle özledim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] öyle bekledim ki.. " Eşi yanıt vermeden onun yüzüne baktı.
Gözlerinde hafif bir keder vardı. Genç kadın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gayet iyi tanıdığı kocasının yüzündeki gülümsemesinin ardına
saklanmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gözlerindeki kederi hemen farketmiş ve onunda
yıllardır kendisini özlediğini düşünmüştü. Onu görmenin verdiği sevinçle
hiç birşey düşünemiyordu. Kocasına tekrar sarıldı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onu tekrar kokladı. Hiç uyanmak istemiyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kalan tüm yaşamı boyunca bu rüyanın devam etmesini
istiyordu. Yılların verdiği özlem ve hasretle saatlerce konuştular.
Birbirlerini ne kadar özlediklerini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] birisinin olmadığı yaşamda diğerinin eksikliğinin nasıl
hissedildiğini anlatıp durdular. Her ikiside heyecanlı ve sevinçliydi.
Bir o kadarda hüzünlüydüler. Genç kadın güneş ufuktan yavaş yavaş
doğarken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gözlerini bakmaya doyamadığı kocasından alarak denize
çevirdi ve ağlamaya başladı. Kocası " Ağlama.. " dedi. Ağlamaması
imkansızdı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] birazdan uyanacak ve bu güzel gece sona erecekti.
Bir ay boyunca yine kocasına hasret kalacaktı. Ona hızlı hızlı yine
mektup yazacağını[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hiç durmayacağını[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] her ay hilali sabırsızlıkla bekleyeceğini söyledi. Kocası
elleriyle karısının ağzını kapattı. Gözlerinde garip bir bakış vardı.
Gülay' ı öptü. " Gitme desem de[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gideceksin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] fakat döneceğinde unutma[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] burada seni bekliyor olacağım.. " dedi. Güneş doğmuştu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gülay artık uyanması gerektiğini ve uyanmazsa ailesinin
endişeleneceğinden[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onu zorla uyandıracaklarından[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu güzel rüyanın sarsıntılarla bitmesini istemediğinden
bahsetti. Ona son defa sarılarak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] denizin üzerinden yürümeye başladı. Evine doğru yaklaştıkça
yüreği sızlıyordu. Ara ara arkasına bakıyor ve kocasının orada
beklediğini görmek içine tarifi imkansız bir huzur veriyordu. Gözyaşları
içerisinde sahile çıktı ve evlerinin önündeki kalabalığı farketti.
Biraz daha yaklaşınca[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kulakları annesinin feryatlarıyla çınladı..


" Gülay[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Gülaaay[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Gülaaaay.... "
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
MyStery
Yönetici
Yönetici
MyStery


--Efsaneler-- 78979810
Mesaj Sayısı : 918
Tecrübe : 50070755
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 27/06/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :)

--Efsaneler-- Empty
MesajKonu: Geri: --Efsaneler--   --Efsaneler-- Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 6:48 am

Genç bi kız ailesinin evde olmadığı bi akşam
arkadaşlarını davet etmiş. Kız kıza yemişler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] içmişler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] derken içlerinden biri “Hadi cin çağıralım” demiş. Ev sahibi
kız da hiç inanmazmış böyle şeylere ama arkadaşlarına ayıp olmasın diye
kabul etmiş. Harfler kesilmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] fincan ortaya konmuş ve elele bir masanın etrafında daire
olunup cin çağırma olayına girilmiş. Cin gelmiş gelmesine ama bizim kız
hala fincanı arkadaşlarının ittiğini düşünüyomuş. Bi ara fincan hızlı
hızlı harflere giderek şöyle demiş: “İçinizde bana inanmayan biri var.
Yarın saat 4’te o kişiyle tavla oynamaya geleceğim!” Kızlar feci
tırsmıslar ama ev sahibi kız hala dalgasındaymış işin. Saat çok geç
olmadığı halde seans hemen bitirilmiş ve kızlar evlerine dağılmış.



Bizimki zaten o tür şeylere hiç inanmadığından cin olayını ertesi sabah
unutmuşmuş bile. Öğlene doğru telefon çalmış. Arayan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kızın çok sevdiği[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çok iyi anlaştığı teyzesiymiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] “Bugün içimde bi sıkıntı var[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] evdeysen bi ara sana uğruycam. Dertleşelim biraz” demiş. Kız
da sevinmiş teyzesini görecek diye[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] “Hemen gel[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ben de seni çok özledim” demiş.



Kız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] teyzesini hakikaten dertli ve solgun görmüş. Hoşbeş
etmişler ama teyze hala dalgınmış. Kız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]“Teyzecim sen konuştukça daha kötü oldun[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] istersen b
aşka bişey yapalım” demiş. Teyzesi de “O zaman tavla
oynayalım. Ne zamandır seninle oynamadık. Kafam dağılır biraz” demiş.
Kız tavlayı almaya giderken bi gece önceki olay aklına gelmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] “Meğer benim teyzem cinmiş” deyip gülümsemiş.



Kızla teyzesi güle oynaya tavla oynarken bi ara teyze tuvalete gitmek
için kalkmış. O içerdeyken telefon çalmış. Arayan kızın babasıymış.
Adamcağız çok üzgün bi sesle konuşuyomuş: “Kızım teyzen öğlen bi trafik
kazası geçirdi. Durumu çok iyi değildi ama Allahtan ümit kesilmez deyip
sana haber vermedik ama az önce teyzeni kaybettik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] başımız sağolsun…”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmhaylaz.yetkin-forum.com
 
--Efsaneler--
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 6 sayfasıSayfaya git : 1, 2, 3, 4, 5, 6  Sonraki

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Frm Haylaz - Portal :: Eğlence :: Hikaye-
Buraya geçin: